Bornova Adayı Cengiz Kaygısız: Sağlıklı kent için halkçı belediyecilik
Bornova Bağımsız Meclis Üyesi Adayı Cengiz Kaygısız, Naldöken'de çimento fabrikaları ve taş ocaklarına karşı birlikte mücadele etme çağrısı yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Nuray ÖZTÜRK
İzmir
Bornova Bağımsız Meclis Üyesi Adayı Cengiz Kaygısız, Naldöken köylülerine çimento fabrikaları ve taş ocaklarına karşı birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. Kaygısız, "Rant için değil, halk için belediyecilik bunu gerektirir. Seçeneksiz değilsiniz. Çevre ve insan sağlığını tehdit edenlere karşı mecliste bizim de sözümüz olsun" dedi.
Bornova Bağımsız Meclis Üyesi Adayı Cengiz Kaygısız, seçim çalışmaları kapsamında önceki gün Naldöken Köyü’nü ziyaret etti. Ev, işyerleri, kahve ve pazar yerinde köy halkıyla buluşan Kaygısız, Naldöken’in de ciddi bir problemi olan çevre sorunlarına dair belediyecilik anlayışını aktardı. Krize karşı mücadele çağrısı da yapan Kaygısız’a köy halkı yoğun ilgi gösterdi. Aynı zamanda Ege Çevre ve Kültür Platformu (EgeÇep) Yürütme Kurulu Üyesi olan Kaygısız, Naldöken’de halk ve çevre yaşamını tehdit eden çimento fabrikaları ve taş ocaklarına karşı mücadele içerisinde olduklarını, seçildiğinde de çimento fabrikalarının taşınması ve kapatılması için köy halkıyla birlikte mücadele edeceğini söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
ÇİMENTO FABRİKALARI VE TAŞ OCAKLARINA KARŞI MÜCADELE
Yaşanabilir kentler için insan ve çevre sağlığının öncelikli olduğunu ifade eden Kaygısız, "Naldöken ve Pınarbaşı’nda bulunan çimento fabrikaları, taş ocakları sadece sizin değil tüm kentin sağlığını bozuyor. Birileri kar edecek diye halkın sağlığının hiçe sayılmasına göz yumamayız. Yıllardır çevre için mücadele içerisinde yer aldım, almaya da devam edeceğim seçilirsem bu mücadeleyi belediye meclisinde de devam ettireceğim. Fabrikaların taşınması ve denetlenmesi ve taş ocaklarının kapatılması için çabalayacak ancak sözümüzü dinletemezsek de sizinle birlikte mücadele edeceğiz” diye konuştu. Bu konuda umutsuzluklarını dile getiren köylülere, Tire Başköylüleri örnek veren Kaygısız, “Birlik olursak kaldırırız. Yerel yönetimlerde sözümüzün olması bu mücadeleyi güçlendirecektir" dedi.
"KÖYLÜYÜZ AMA SALAK DEĞİLİZ"
Ziyaretler sırasında seçimlere ve krize dair görüşünü sorduğumuz köylü kadınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oldukça öfkeliydi. Kadınlar, “Hiç televizyonlardan inmiyor, ne zaman açsak o. Görünce kapatıyoruz. Halk aç, onlar saraylarda yaşıyor, milyon dolarlık saatler takıyor, çanta taşıyorlar. Bir de 'kriz yok, dış güçlerin oyunu' diyorlar. Herkesi terörist ilan ediyorlar. Karalıyorlar. Kocaman Türkiye Cumhurbaşkanı yalan söyler mi? Halkı ayırır mı? Konuşmaya korkar olduk. Artık sabrımız kalmadı. Boğazımızda değil burnumuzda, artık taştı. Yeter artık.” diye tepki gösterdi. Köylü kadınlardan biri, “Bahçeli var bir de yanında. Bahçeli’ye ‘Sen çocuk kıymeti mi bilirsin sen de çocuk mu var’ diye haykırmıyor muydu? Karşısındakini karalamak için her şeyi söylüyorlar.Sözün ayıplığı bir yana şimdi ne oldu da dost oldular. Biz salak mıyız? Köylüyüz ama salak değiliz. Halkı salak yerine koymasınlar” dedi.
"ÇİMENTO FABRİKASI EVİMİZİ ALDI"
Bir başka köylü ise "72 yaşındayım. Kalan yaşamımı doğru düzgün yaşamak istiyorum. O yüzden bunlara oy yok” derken, diğer köylü ise “Çimento fabrikası evlerimizi aldı. O da bizim düşmanımız. İmza toplanırsa getirin hemen imzamızı atalım. Bıktık artık, her yer çimento tozu içinde. Sağlığımızdan olduk. Kaldırılmasını istiyoruz.” diye konuştu. Bir başkası ise, "Bırakın belediye başkanı ve başkan adaylarını meclis üyelerini dahi görmedik burada. Çimento fabrikasının tozundan buralara gelmiyorlar” diye konuştu.
Kriz dolayısıyla alım güçlerinin giderek düştüğünü söyleyen köylüler, "Tayyip her yer güllük gülistanlık diyor. Bir emekli maaşıyla nasıl yaşıyoruz gelip bir baksınlar” diye konuştu. Belediyenin köye yeteri kadar hizmet getirmediğini söyleyen köylüler, özellikle çimento fabrikalarına karşı, belediye yönetimlerinin yanlarında olmadığına vurgu yaptı.
