31 Mart 2019 23:38

Kalle Gerigk, Evrensel'e konuştu: Yaşanabilir konut herkesin hakkı

Almanya’da yüksek kiralara karşı bir sosyal mücadelenin sembol isimlerinden Kalle Gerigk Evrensel gazetesine konuştu.

(Fotoğraf: Yücel Özdemir)

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Almanya’da bir süredir yüksek kiralara karşı bir sosyal mücadele ortaya çıkmış durumda. Kalle Gerigk da bu mücadelenin sembol isimlerinden birisi. Köln Konut Dairesi’nde memur olarak çalıştığı halde oturduğu evi satın alan kişi hemen kiraya zam yapmak istedi. Buna itiraz etti. Direndi. Başta komşuları olmak üzere kent halkı güçlü bir dayanışma gösterdi. Buna rağmen ev sahibi “özel ihtiyaç” diyerek Gerigk’i evden çıkardı. Sonra aynı sokakta başka bir binaya taşındı ve bugün Almanya’da yüksek kiralara karşı yapılan toplantılara katılıyor, yürüyüşler düzenliyor, klipler çekiyor, şarkılar söylüyor. Bu durum elbette çalıştığı dairenin de pek hoşuna gitmiyor. “Ne zamana kadar daha çalışırım bilmiyorum” diyor. 

SOSYAL KONUTLAR ÖZELLEŞTİRİLDİ

Almanya çok zengin bir ülke ama yine de konut sorunu yaşanıyor. Sizce yüksek kiralar, konut sorunu nasıl bu hale gelindi? 
Değişik nedenleri var. Birincisi 30 yıllık süre içinde sürdürülen yanlış politikalar. Eyaletler ve Federal Hükümet, 1980’li yıllarda kendilerine ait konutları sattı, özelleştirdi. Dresden şehri tüm sosyal konutları, Berlin Eyaleti 150 bin konutu sattı. O zamanların kiracılar hareketi şimdiki gibi güçlü olmadığından bunu yapma olanağına sahiptiler. Diğer nedeni ise yatırımcıların gelmesi için bir anlamda kırmızı halı serilmesi. Yönetenler uzun süre pazarın her şeyi düzenleyeceği düşüncesindeydiler. Ama öyle olmadı. Pazar kurallarına göre amaçları para kazanmak, kâr etmektir. Bu nedenle de kiralar tabi ki artacaktır.  
 
Özel şirketler kamuya ait konutları nasıl satın alıyor?
Ya araziyi satın alıp ev yapıyorlar ya da evleri satın alıyorlar. Berlin Eyaleti’nde kamuya ait konut ve arazinin tümden satışından sorumlu bir daire oluşturuldu. Belediyeler, eyaletler ve Federal Hükümet araziyi elinde tutmalı, kendi konutlarını inşa etmeli ve kira çılgınlığına dur demeli. 80’li yıllara kadar kamu yararına çalışan kurumlara ait konutlar vardı, bunlar yok edildi. Gelinen aşamada düşük ve orta gelirli insanlar şehirlerden uzaklaştırılıyor. Örneğin Londra’da milyonerler, milyarderler tarafından şehir dışına kovuluyor. Paris’te de durum felaket düzeyinde. Almanya’da da böyle olacağının farkına varıldı ve engellenmeye çalışılıyor. Örneğin Berlin’de konutlar yeniden kamulaştırılıyor. Mülksüzleştirme konusunda güçlü bir hareket var. Böyle bir girişim, 5-10 yıl önce mümkün değilken şimdi herkes bundan söz ediyor. 

Konuşmalarınızda sık sık konut spekülatörlerinden söz ediyorsunuz. Bu spekülatörler ne kadar konutu ellerinde tutuyor? 
Almanya’da borsaya girmiş konut tekelleri Vonovia veya Deutsche Wohnen gibi firmaların elinde en az 1 milyon konut var. Bu kadar konutu elinde tutan firmaların piyasadaki gücü kolayca anlaşılabilir. Emlak lobisinin konutlarla ilgili planlanan düzenlemelere karşı olduğu açık. Çünkü bu düzenlemeler kârlarını sınırlandıracak. Kârları yüzde 4 oranında sınırlandırılacak, sosyal konut yapımı için vergi kolaylıkları getirilecek. Bu düzenlemenin olabilecek iyi bir şey de sosyal konut inşasının sonsuza kadar devam edecek olması. Almanya, sosyal konut yapımının belli bir süreyle sınırlandırıldığı tek ülke. Bir firma devletten, eyalet bütçesinden, belediyeden para alıyor, vergi kolaylıklarıyla sosyal konutla inşa ediyor, ama bu sosyal konutlar ancak belli bir süre varlıklarını sürdürebiliyor. Sonra firmalar yüksek kiralarla kiracılara sunuyor. Yeni yapılan sosyal konut sayısı da çok az. 

Kiralar çok yüksek. Çalışanlar gelirlerinin ne kadarını kiraya ayırmak zorunda? 
Köln’de 10 yıl önce, şehir merkezinde iyi bir evi metrekaresi 8 avrodan kiralayabiliyordunuz. Şimdilerde aynı yerlerde kiralık evlerin metrekaresi 16 avroya kadar yükseldi. Bu kirayı kim ödeyebilir? Yapacağımız eylemin konusu bu işte. Birincisi kira çılgınlığı, ikincisi de bu kirayı ödeyemeyeceğiniz için evi boşaltmanız ve şehrin kenar semtlerine taşınmak zorunda bırakılmanız. Konutlar bir özel firma tarafından satın alınıyor. Bu firma konutlarda enerji tasarrufunu sağlayacak bir tamirat yapıyor ve masrafının yüzde 8’ini kiranın üzerine ekleme hakkına sahip oluyor. Ve kira birden bire 200 avro, belki daha fazla artıyor. Kiraların yüzde 70-80 arttığı durumlar var. Geçen yıl yasal artış yüzde 12 idi. Şimdi SPD sayesinde yüzde 8’e indirildi.

Emlak sayesinde kâr etmek, parayı emlaka yatırmak şimdilerde büyük bir ticaret modeli. Parası olana artık altın veya başka bir şey değil de emlak alması tavsiye ediliyor. 

6 NİSAN’DA BİRÇOK KENTTE EYLEM VAR

Geçen yıl Almanya’nın değişik şehirlerinde yüksek kiralara karşı güçlü eylemler yapıldı. Bu yıl da 6 Nisan’da Köln ve diğer birçok şehirde eylemler düzenleniyor. Hedef ve talepleriniz neler?
Geçen yıl yaptığımız eylemler sonrası bu yıl da değişik kiracı inisiyatifleriyle eylemler yapmayı planladık. Köln’de merkezi bir eylem yapılacak. Almanya’nın diğer büyük şehirlerinde de eylemler var. Eylemlerimizi Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi yapmayı düşündüğümüz için 6 Nisan’ı kararlaştırdık. Sonra Berlin ve birçok şehirdeki inisiyatifler de aynı tarihte kira çılgınlığına ve dar gelirlilerin şehir dışına itilmesine karşı eylemler yapma kararı aldı. Sadece Almanya’da değil Barcelona, Amsterdam ve Lizbon’da da eylemler yapılacak. Hatta Kanada’da bile. Çünkü bu sorun dünya çapında var olan bir sorun. 

Ancak bir gün eylem yapıp sonra başka gündemlere geçilmesini de istemiyoruz. Kitlesel eylemlerle hükümetlere baskı yapmak istiyoruz. Tabandan ne kadar baskı gelirse başarı şansı o kadar fazla olur. Çünkü yaşanabilir konut herkesin hakkı. Ayrıca konut hakkının bir insan hakkı olduğunu unutmamamız gerekiyor.

6 Nisan’dan sonra neler planlıyorsunuz? 
Federal düzeyde diğer inisiyatiflerle bağlantı içindeyiz. Kısa süre önce Berlin’deydim. Ülkenin değişik bölgelerinden gelen inisiyatif temsilcileriyle ortak ağ oluşturma buluşması vardı. Güçlerimizi ülke çapında, hatta dünya çapında birleştirip taleplerimiz için hep birlikte sokağa çıkmalıyız. Sendikalar, kiracılar inisiyatifleri sosyal dernek ve birlikleri biraraya getirmek, aynı amaçla sokağa çıkarmak çok zor. Herkesin değişik yaklaşımı var ama ben bunu büyük ailelere benzetiyorum, sürekli görüş farklılıkları vardır ama iş ciddiye binince ortak hareket edilir. Bu Almanya çapında da sağlanmalı ve ortak hareket edilmeli. Toplumsal tartışma sağlanmalı, en geniş kesimler hareketin içine çekilmeli.

ÖNCEKİ HABER

1 Nisan’da yine baş başa kalacağız haydi 1 Mayıs’a hazırlanalım

SONRAKİ HABER

Cezayir: Buteflika git Salah’ı da götür!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa