Fadik Sevin Atasoy’dan yeni oyun: Bir esin perisinin davası - Muse
Türkiye rejisini Erdal Beşikçioğlu'nun üstlendiği Fadik Sevin Atasoy’un "Muse" oyunu Türkiye prömiyerini yaptı.
Fadik Sevin Atasoy ve Erdal Beşikçioğlu | Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/AA
Fadik Sevin Atasoy’un, hikayesini anlattığı esin perisine sahnede hayat verdiği “Muse” oyununun Türkiye prömiyeri yaptı. İlham vermek yerine kendi hikayesini yazmak isteyen bir esin perisinin çabasına yer verilen oyunun yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu üstlendi.
Bir esin perisinin insan olup kendi hikayesini yazma çabasının anlatıldığı oyun, Tatbikat Sahnesi'nde izleyiciyle buluştu. Müziklerini Emir Işılay, koreografisini Bahar Keleş, kostüm tasarımını ise Özlem Süer'in yaptığı Muse'a, başkentliler yoğun ilgi gösterdi. Oyunu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da izledi. Fadik Sevin Atasoy'un performansı uzun süre ayakta alkışlandı. Muse, 18 ve 19 Nisan'da da Tatbikat Sahnesi'nde olacak.
"MİLYONLARCA İLHAM PERİSİ VAR"
Oyun ilk olarak, İngilizce yazıp 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Los Angeles'taki Edgemar Center For Arts Tiyatrosu’nda sahneledi. Muse, nisan ve mayısta Ankaralı izleyicilerle buluşmaya devam edecek, yaz aylarında ise Avrupa turnesine çıkacak.
Fadik Sevin Atasoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muse’nin esin anlamına geldiğini, müze ve müzik kelimelerinin de bu kökten türetildiğini söyledi. Oyunda, kendi eserlerini yaratmak için insan olmak isteyen bir esin perisinin hikayesinin anlatıldığını belirten Atasoy, “Esin perimiz, ilham vermenin ötesine geçip kendi eserini yaratmanın peşinde, bazı ustaların da işlerine engel olmuş. Ustalar da onu sanat gezegenine şikayet etmişler. Dolayısıyla bir esin perisi davasına şahit oluyoruz.” şeklinde konuştu.
Atasoy, eserin hem yazarı hem oyuncusu olmayı “İnsanın yazdığı bir cümlenin arkasında durabilmesi, inandığı bir şeyi oynayabilmesi çok güzel. Hem yazar hem oyuncu olarak böyle bir lüksüm var diyebilirim.” şeklinde değerlendirdi. İlham perisini “insanın gerçeğini ortaya koymaktan utanmadığı, yaşamdan keyif alan, ön yargısız, yaratıcı ve anda olan tarafı” şeklinde tanımlayan Atasoy, her insanın yüreğinde milyonlarca ilham perisi bulunduğunu ifade etti.
"BEŞİKÇİOĞLU BENİM İÇİN ŞANS"
Atasoy, oyun tek kişilik olsa da sahne arkasında güçlü bir ekiple çalıştıklarına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yakın arkadaşım Erdal Beşikçioğlu, oyunun Türkiye rejisini üstlendi, benim için büyük şans bu. Çünkü çok rahat çalışabildiğim, oyunculuğuna, bakışına çok güvendiğim birisi. Tasarım dünyasında hoca olarak kabul edilen Özlem Süer’in kostümleri yapması, dokunuşunun değmesi ayrı bir mutluluk. Oyunda canlı söylenen 5 özel şarkı var. Şarkıların bestelerini Amerika’da yaşayan çok yetenekli kompozitör arkadaşım Emir Işılay yaptı, sözlerini ise ben yazdım.”
KASIMDA İSTANBUL’DA
Yaz aylarında Avrupa turnesine çıkacaklarına işaret eden Atasoy, Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde oyunu hem Türkçe hem İngilizce sahneleyeceklerini bildirdi. Kasımda İstanbul izleyicisiyle buluşmayı planladıklarını dile getiren Atasoy, 2020’de New York’ta büyük bir tiyatro festivaline katılacaklarını anlattı.
"BİR BROADWAY MÜZİKALİ GİBİ"
Yönetmen Erdal Beşikçioğlu ise oyunun 1,5 ay gibi kısa bir zamanda çıktığını, bu süre boyunca keyifli ve güzel zamanlar geçirdiklerini dile getirdi. Amerika’da sahnelenen oyunu Türkiye’ye taşımak istediğini söyleyince Atasoy’a mihmandarlık yaptığını anlatan Beşikçioğlu, “Oyuncu bir yazarla çalışmak enterasan bir şey. Fadik ‘Ya burayı beğenmedik ne yapsak’ deyince kısa sürede bambaşka bir şeyle geliyor. Üstelik oyun, müzikal. İnanılmaz bir performans gerektiriyor. Fadik de bunu şahane yapıyor. Türkiye’de örneği olmayan bir iş, bir Broadway müzikali gibi” dedi. (KÜLTÜR SERVİSİ)