Kıdem tazminatı nedir, kıdem tazminatı fonu ne anlama geliyor?
Kıdem tazminatı nedir, işçiye ne sağlıyor? Kıdem tazminatı hakkı ne zaman kazanıldı, ne zamandan beri hedefte, fona devri ne anlama geliyor?
Fotoğraf: Evrensel
Derleyen: Okan BAŞAL
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bugün (10 Nisan 2019) açıkladığı "reform paketi" ile kıdem tazminatının fona devri bir kez daha gündeme geldi. Türkiye'de 1936'da çıkarılan ilk iş yasasıyla çalışma hayatına giren kıdem tazminatı, bugüne kadar birçok kez hükümetlerin hedefi oldu. İşçiler ve patronlar arasında dünden bugüne kıdem tazminatı etrafında yaşanan mücadeleyi derledik.
- Kıdem tazminatı işçiye ne sağlıyor?
- Ne zaman kazanıldı, bugünkü halini ne zaman aldı?
- Ne zamandan beri AKP'nin hedefinde?
- Süreç nasıl ilerledi, kıdem tazminatının fona devri hamleleri nasıl püskürtüldü?
- Kıdem tazminatının fona devri gerçekleşirse işçiler hangi hak kayıplarını yaşayacak?
- Kıdem tazminatına ilişkin sorunlar fona aktarılmadan nasıl çözülür?
KIDEM TAZMİNATI NEDİR, BUGÜNKÜ HALİ İŞÇİYE NE SAĞLIYOR?
İşçiye (işçinin hayatını kaybetmesi durumunda mirasçısına) iş sözleşmesi sona erdiğinde, çalıştığı süreyle orantılı olarak bir kerede ödenen (işçi taksitle ödemeyi kabul etmediği sürece) tazminata kıdem tazminatı deniyor. İşçinin kıdem taminatı alabilmesi için işyerinde en az 1 yıl çalışmış olması gerekiyor. İşçinin kıdem tazminatı alabilmesi için patron tarafından işten çıkarılması (İş Yasası’nın 25/2 maddesi hariç) ya da şu koşullarda işten ayrılması gerekiyor:
- Haklı fesih yapması
- (Erkek işçi) Ayrılma gerekçesinin askere gitmek olması
- (Kadın işçi) Evlendikten sonraki 1 yılda işten ayrılması
- Emeklilik, malullük veya toptan ödemeye hak kazanılması
- (Sigorta girişi 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar için) 15 yıl, 3 bin 600 günün doldurulması
Kıdem tazminatı, her 1 yıllık kıdem için 30 günlük giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplanıyor. Sendikalı işçiler ise toplu iş sözleşmesiyle 1 yıl için 45 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesini sağlayabiliyor. Hesaplamada son ücret esas alınıyor. Düzenli ödenen tüm parasal haklar (ikramiye, sosyal yardım, prim vb.) ile parayla ölçülmesi mümkün haklar (servis, yemek) da hesaba dahil ediliyor. Ancak her 1 yıllık kıdem için ödenecek tazminat, devlet memurlarına ödenen azami emeklilik ikramiyesini geçemiyor. Hesaplanan kıdem tazminatından yapılan tek kesinti, binde 7,59 oranındaki damga vergisi olabiliyor.
İşyerinin başka bir işverene geçmesi halinde işçinin kıdemi, toplam süre üzerinden hesaplanıyor. Yani işçinin mevcut kıdemi de yeni işverene devrolmuş oluyor.
Hak kazandığı halde kıdem tazminatı ödenmeyen işçi, 10 yıl içinde dava açarsa kıdem tazminatını alabilyor. Gecikme süresi için mevduatta uygulanan en yüksek faiz de tazminata ekleniyor.
KIDEM TAZMİNATI HAKKI NE ZAMAN KAZANILDI, BUGÜNKÜ HALİNİ NE ZAMAN ALDI?
Türkiye'de kıdem tazminatı hakkının tarihi, 1936'da çıkarılan ilk İş Yasası’na kadar gidiyor. Bu kanunla en az 5 yıl çalışan işçiye, her yıl için 15 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı hakkı tanındı. 1950 yılında 5 yıl çalışma koşulu 3 yıla indirildi. 1967’de kıdem tazminatı hakkı genişletildi ancak 1970’te Anayasa Mahkemesi bu kararı iptal etti. 1970’li yıllarda yürütülen mücadelenin etkisiyle kıdem tazminatı hakkı, 1975 yılında bugünkü halini aldı.
Patronların mücadelesi ise işçilerin kazanılmış kıdem tazminatı hakkını, oluşturulacak fonla ellerinden almaktı. 12 Eylül 1980 darbesinden hemen sonra, ülkede grevler yasaklanmış, sendikaların faaliyetleri durdurulmuş, mücadeleci sendikacılar ve işçiler hapsedilmişken patron Vehbi Koç, Kenan Evren’e yazdığı mektupta “Kıdem tazminatı karşılıkları, kurulacak bir fonda toplanmalı ve kalan kısım özel sektör yatırımları için düşük faiz ile kullandırılmalıdır” diyordu.
KIDEM TAZMİNATI HAKKI, 2003'TEN BERİ AKP'NİN HEDEFİNDE
AKP hükümeti, 2003’te çıkardığı 4857 sayılı yeni İş Yasası ile "kıdem tazminatı fonu"nu yaşama geçirmek istedi ancak yükselen tepkiler buna engel oldu. Bununla birlikte yeni İş Kanunu’nun geçici 6. maddesindeki şu hükümle "kıdem tazminatı fonu"nun yasal dayanağı oluşturuldu:
“Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.”
OHAL VE BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE KIDEM TAZMİNATI HAKKINA SALDIRI YOĞUNLAŞTI
AKP, 2003'ten sonra "kıdem tazminatı fonu" konusunu hep gündemde tuttu ve defalarce nabız yokladı. 2009'da TİSK, TOBB ve TÜSİAD yayınladıkları ortak metinde "En kısa sürede kıdem tazminatı konusunun gündeme getirilerek, işletmeler üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekmektedir” çağrısı yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ile grev yasaklarına başlayan iktidar, kıdem tazminatının fona devrini de bir kez daha gündeme getirdi. Öne sürülen argüman yine "Kıdem tazminatının güvencesi yok. Binlerce işçi kıdem tazminatını hak ettiği halde alamıyor. Kıdem tazminatını fona devrederek güvence getiriyoruz”du. 2017'de OHAL koşullarında düzenlenen Başkanlık referandumunda da TÜSİAD, sonuç açıklanmadan yaptığı açıklamada "reform" ve "esneklik" çağrısı yaptı. İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar da "kıdem tazminatı fonu"nun kurulmasını ve fonda biriken parayla KOBİ’lere kredi verilmesini talep etti. Başkanlık sisteminin uygulanmaya başlamasıyla işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırı yoğunlaştı. İktidar, bir taraftan 657 sayılı Kanun’daki değişiklikle kamu emekçileri için "performans sitemi" üzerinden iş güvencesini hedef aldı bir taraftan da kıdem tazminatının fona devri için yasa tasarısı hazırladı.
SERMAYE MEDYASI VE TARİKATLAR, KIDEM TAZMİNATINA KARŞI TAARRUZA GEÇTİ
Başta iktidara yakın gazete ve televizyonlar olmak üzere sermaye medyası, işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik bu saldırıları alkışlarla karşıladı. Gerçeklerin çarpıtıldığı haberlerde hak gaspları işçilere “müjde” olarak sunuldu ve tepkilerin önü kesilmeye çalışıldı. Öte yandan iktidara yakınlığıyla bilinen İsmailağa Cemaatinin Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen medyatik ismi Ahmet Mahmut Ünlü, televizyon kanallarında kıdem tazminatının caiz olmadığı fetvaları verdi.
SENDİKALAR VE MUHALEFET SERT TEPKİ GÖSTERDİ, TASARI ASKIYA ALINDI
Bakanlar Kurulu'na sunulan yasa tasarısına karşı “Tüm örgütlü gücümüzle kıdem tazminatı hakkımızı korumak için seferber olacağımızı ilan ediyoruz” açıklaması yapan DİSK, örgütlü örgütsüz tüm emekçilerin katıldığı ortak platformlarla kitlesel eylemler düzenledi. 7 Haziran 2017'de Çalışma Bakanlığı önünde yapılan eylemde "Gerekirse genel grev" denildi.
Kıdem tazminatı için "Kırmızı çizgimiz" diyen Türk-İş de uygulamanın mevcut halinin korunmasını ve bu haktan yararlanamayan işçileri de kapsayacak şekilde genişletilmesini talep etti.
Emek Partisi, HDP ve CHP başta olmak üzere birçok siyasi parti de iktidara "Kıdem tazminatı hakkından elinizi çekin" çağrıları yaptı.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) da kıdem tazminatının fona devrinin "sosyal sorunlara yol açabileceği" gerekçesiyle mutabakat sağlanmaması durumunda değişiklik yapılmaması çağrısı yaptı.
15-16 Haziran direnişinin 47. yıl dönümünde işçiler, kıdem tazminatının fona devrine karşı pek çok ilde iş bırakarak alanlara çıktı, kitlesel eylemler düzenlendi.
Tepkiler üzerine yasa tasarısı askıya alındı.
KIDEM TAZMİNATININ FONA DEVRİ, 2019 YILI CUMHURBAŞKANLIĞI YILLIK PROGRAMINA KONDU
28 Ekim 2018'de Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan "2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı"nda, kıdem tazminatı yeniden gündeme geldi. Programda "bireysel hesaba dayalı kıdem tazminatı sistemi" şöyle açıklandı:
“Sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçiler açısından erişilebilirliğin sağlanacağı bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi oluşturulacak. Sosyal tarafların mutabakatıyla tüm işçilerin erişilebilirliğini güvence altına alan bireysel hesaba dayalı bir kıdem tazminatı reformu yapılacak.”
TÜRK-İŞ VE DİSK, "TAZMİNAT İŞÇİNİN SON KALESİ" DERKEN HAK-İŞ FONA DEVRE "SICAK BAKTI"
Türk-İş ve DİSK genel başkanları kıdem tazminatının fona devrinin yeniden gündeme gelmesi üzerine "Kıdem tazminatı işçinin son kalesi" açıklamaları yaptı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay "Kıdem tazminatıyla ilgili bir geriye dönüş olursa buralarda oturmanın bir anlamı yok. Kıdem tazminatı işçilerin son kalesi. Bize sormadan hiçbir şey yapamazlar” derken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kıdem tazminatının işçilerin kırmızı çizgisi olduğunu vurguladı.
İktirada yakın Hak-İş'in Genel Başkanı Arslan ise "Kıdem tazminatı fonuna sıcak bakan tek işçi konfederasyonuyuz ama bizim çözümlerimizle de işverenlerin beklentileri arasında ciddi fark var. Özellikle TOBB'un temsil ettiği geniş bir kesim kıdem tazminatının mevcut yapısına bile itiraz ediyor. Böyle bir tablonun olduğu yerde uzlaşının çıkması imkansız" açıklaması yaptı.
KRİZİN GÖLGESİNDE GEÇEN SEÇİM SONRASI YENİDEN GÜNDEMDE
31 Mart 2019 yerel seçimleri, ekonomik krizin gölgesinde geçti. Seçim süreci boyunca ekonomi en yakıcı gündem oldu, sendikalar ve emek örgütleri krizin faturasının işçi ve emekçilere kesilmesine karşı açıklamalar yaptı.
31 Mart günü sandıkların kapanmasının hemen ardından açıklama yapan TÜSİAD, "Yerel seçimlerin geride kalmasıyla önümüzdeki seçimsiz dönem ekonomik reformlar için önemli bir fırsat" çağrısı yaptı. Bu "ekonomik reformların" kıdem tazminatının fona devrini de içerdiği değerlendirmesi yapan Türk-İş, 1 Mayıs’ta iktidara "Kırmızı çizgime dokunma" mesajı verme kararı aldı. Ergün Atalay, “Kıdem tazminatında kazanılmış haklarda geriye gidişe izin vermeyeceğimizi herkes bilsin” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayak da bugün (10 Nisan 2019) açıkladığı "reform paketi"nde beklenildiği üzere işçilerin kıdem tazminatı hakkının gasbı için adım atılacağı ilan etti. Albayrak, “Kıdem tazminatı fonu ile BES’in entegrasyonu planlanıyor. Yeni yapıyla birlikte 5 yılda sistemde biriken fonların milli gelirin yüzde 10’unun üstüne çıkacağını öngörüyoruz” dedi.
Albayrak'ın açıklaması değerlendiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Kıdem tazminatı bitmiş bir tartışmadır, kapanmış bir defteri yeniden açmanın kimseye faydası yoktur” dedi.
Yapılan açıklamalar, 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nde "Kıdem tazminatıma dokunma" talebinin öne çıkacağını gösteriyor.
KIDEM TAZMİNATININ FONA DEVRİ HANGİ HAK KAYIPLARINI GETİRİYOR?
2017'de Bakanlar Kurulu'nda görüşülen ve tepkiler üzerine askıya alınan tasarına göre kıdem tazminatının fona devri gerçekleşirse işçiler şu hak kayıplarını yaşayacak:
- Kıdem tazminatı işçi-işveren arasındaki bir ilişki olmayacak. İş güvencesi boyutu yok olacak. İşverenler ceplerinden tazminat ödemeyeceği için daha kolay işçi atabilecek.
- İşçinin haklarını vermeyen işverene karşı “haklı fesih yapıp, kıdemini alma” kozu olmayacak.
- Bugün 1 yıl olan hak kazanma koşulu 15 yıla yükselecek. İşçi işten atıldığında ya da ayrıldığında 15 yılı dolmamışsa tazminat alamayacak.
- Kıdem tazminatı kara gün dostu olmaktan çıkacak. İşçi 15 yılını doldursa bile emekliliğe kadar kıdeminin tümünü alamayacak. 15 yılını doldurup kıdeminin bir kısmını alan işçinin, yeniden hak kazanabilmesi için her seferinde en az 5 yıl daha beklemesi gerekecek.
- Evlenen kadın işçi, kıdemini alıp ayrılamayacak.
- Kıdem tazminatı son ücret üzerinden hesaplanmayacak. Birçok hak kıdem tazminatına yansımayacak.
- Kıdem tazminatı enflasyon karşısında değer kaybedebilecek.
- Sigortaya gerçekten daha düşük ücret bildiriliyorsa, tazminat daha da azalabilecek.
- Fon doğru işletilmezse, kıdem pula dönebilecek.
- İşçinin eline geçecek tutar çok ciddi miktarda düşecek.
FONSUZ ÇÖZÜM İÇİN 10 ÖNERİ
İşçilerin kıdem tazminatıyla ilgili yaşadıkaları sorunların kaynağında patronların hukuk tanımaz tutumları, buna göz yuman hükümetler ve yetersiz yasal düzenlemeler var. Sendikalar ve emek örgütlerinin bu sorunlara fon sistemi olmaksızın getirdiği çözüm önerileri şöyle:
- 1 yıl koşulu kaldırılsın. Böylece 1 yıldan az kıdemi olan işçiler de kıdem tazminatı alabilsin.
- İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverene ağır ceza ve yaptırımlar getirilsin.
- Kıdem tazminatı ödenmeyen işçiye tazminatı devlet ödesin, işverenden geri tahsil etsin.
- İcra ve iflas hallerinde kıdem dahil tüm işçi alacakları birinci sıraya yükseltilsin.
- Tazminat şirketten tahsil edilemediğinde, şirket sahibi ve ortaklarından tahsil edilebilsin.
- Kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacakları “Ücret Garanti Fonu” kapsamına alınsın.
- Belli süre aynı işyerinde çalışan işçiye istifa halinde de kıdem tazminatı ödensin.
- İşverenlerin tazminatsız çıkarma (25/2) hakkını kullanma koşulları ağırlaştırılsın.
- Grev yasakları kaldırılsın. Yasa dışı grev gerekçesiyle tazminatsız çıkış engellensin.
- Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın. Sendika, kıdemin güvencesi olsun.
%%75903%%