24. İzmir TÜYAP Kitap Fuarında ‘Popülizm’ konferansı düzenlendi
Evrensel Yazarı Nuray Sancar: Popülizmle mücadelenin yolu, kimlik politikasının etkisindeki insanların ortak talepler etreafında örgütlenmesi.
Fotoğraf: Evrensel
24. İzmir TÜYAP Kitap Fuarının beşinci gününde Kor yayınları ‘Popülizm’ başlığı ile konferans düzenledi. Moderatörlüğünü Yasemin Islakoğlu'nun yaptığı konferansa Evrensel Yazarı Nuray Sancar konuşmacı olarak katıldı.
Nuray Sancar popülizm kavramını tarif etmenin zorluklarına değinerek; bu zorluğun kavramla açıklanmak istenen dünyadaki siyasal gelişmelerin karmaşıklığından kaynaklandığını söyledi. Sancar son zamanlarda sağ popülist partilerin iktidara gelmesi, neofaşist hareketlerin yükselişe geçmesi, halkın kutuplaştırılması, otoriter ve diktatör yöneticilerin işbaşına gelmesinin popülizmin görünümü olduğuna; bu tablonun nedeninin ise neoliberal politikaların ve temsili demokrasinin bildik biçimi olduğuna dikkat çekti.
Neoliberal iktisadi politikaların bütün partilerin ortak ajandasını oluşturması nedeniyle seçmenlerin mevcut partilerden uzaklaştığını ifade eden Sancar, soldaki boşluğun doldurulamaması nedeniyle de kitlelerin hoşnutsuzluğunun sağ ve gerici partiler tarafından istismar edildiğini vurguladı. Dünya burjuvazisinin eski temsili kurumlarla yönetememesi nedeniyle emekçilerin arayış içinde olduğunu ifade eden Sancar, popülizmin buradan doğduğunu vurguladı.
“Sahip olduğu haklarını kaybeden, örgütlü müdahale yeteneğini kaybeden emekçiler; yoksullaşmanın, işsizliğin, statü kaybının başlıca sebebinin göçmenler, elitistlikle suçlanan toplumun diğer kesimleri, dış güçler, lobiler, komşu devletler olduğu propagandasına açık hale geldi” diyen Sancar, yeni yöneticilerin tarihin eski şanlı günlerine dönmeyi vadettiği kitlelerden destek gördüğünü kaydetti. Bu sürecin faşizmle karıştırılmaması gerektiğini söyleyen Sancar, direniş ve mücadele sürdükçe popülizmin krizinin de yakın olduğunu belirtti.
“DÜZENİN İŞLETİM SİSTEMİ YENİDEN YAPILANDIRIYOR”
İkinci olarak; popülizmin Türkiye’deki biçimine değinen Sancar, “Fransa’da popülizm nasıl nüfusun en geniş kesiminin hakim kültürünü veri alıyor Fransız-Katolik-milliyetçi-seküler bir kimliğe sesleniyorsa Türkiye’de de Sünni-Türk-Dindar bir kesimin ortak kültürüne sesleniyor. Sadece ideolojik olarak değil maddi zeminler de oluşturarak belirli bir kitleyle iktidar paydaşlığı dağıtıyor. Toplumun kutuplaşmış iki kesimini de mobilize ederek düzenin işletim sistemini yeniden yapılandırıyor” dedi.
“SINIFIN SAHİP OLDUĞU BİRİKİMİN UNUTULMASINA İZİN VERİLMEMELİ”
Popülizmin kapitalist sistemin burjuva demokrasisi-faşizm-askeri cuntalar-Bonapartizm gibi biçimlerinden biri olduğunu söyleyen Sancar, hem ideolojik kuşatma hem de şiddetle emekçileri kontrol altına alan popülizmle mücadele etmenin yolunun kimlik politikalarının etkisindeki insanların ortak talepleri doğrultusunda örgütlenmesi olduğunu söyledi:
“Bunun için yanı başımızdaki arkadaşımızla, komşumuzla, çalışma arkadaşlarımızla kimlik politikalarının dışında bir iletişim imkanı yaratmak gibi bir sorumluluğu herkesin hissetmesi gerekiyor.”
Konferansta yerel seçimler, İmamoğlu’ya mazbatasının verilmemesi, oyların tekrar sayımı gibi konular da gündeme geldi.
İşçi sınıfının sahip olduğu birikimin unutulmasına izin vermemek gerektiğini de vurgulayan Sancar, işçi ve emekçilerin kendi kaderlerini belirlemediği sürece demokrasinin bir tabeladan ibaret kalacağını söyledi. (İzmir/EVRENSEL)