12 Nisan 2019 04:29

Aydın Engin: Beni Metin Göktepe köşe yazarı yaptı

Gazeteci Yazar Aydın Engin, yıllar önce Cumhuriyet'te köşe yazarlığına başlamasına vesile olan Metin Göktepe yazısının öyküsünü anlattı.

Evrensel Muhabiri Metin Göktepe | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gazeteci Yazar Aydın Engin, köşe yazarlığına Metin Göktepe cinayeti sonrası yazdığı bir yazıyla başladığını belirterek o günlerde yaşananları anlattı: "Genç, çok genç bir meslektaşımı hem anacağım, hem başıma açtığı iş yüzünden sataşacağım. Bir de meslek hayatımdan bir anı dilimciği aktaracağım."

T24'te bugün "Beni Metin Göktepe köşe yazarı yaptı" başlıklı yazısında Göktepe cinayeti sonrası merkez medyada bir suskunluk olduğunu hatırlatan Engin, "Başta Evrensel'deki arkadaşları olmak üzere mesleğimizin genç gazetecileri bu cinayetin savcılığın tozlu dosyalarında unutulmaya terk edilmesini önlemeye, devlet memuru katillerin yakasını bırakmamaya ant içmiş gibiydiler.

Merkez medyada yuvalanmış, çoğu bir köşe kapmış, kimileri karar verici konumlarda yer tutmuş ağır toplar ise Metin Göktepe cinayetiyle ilgilenmeyi adeta reddediyorlardı. Duruşma haberleri birinci sayfada hemen hiç yer bulamıyor, iç sayfalarda da pek nadir gösteriliyordu" dedi.

Merkez medyadaki sessizliğe karşı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli'nin düzenlediği toplantıya isim vermeden "Medyamızın amiral gemisi" olarak andığı Hürriyet'ten "birkaç ağır topun da katıldığını" söyleyen Engin, bu isimlerden birinin toplantı sonrası Cumhuriyet'e uğradığını ve buradaki sohbet esnasında "Yav o çocuk tam gazeteci miydi sizce? Onun sarı basın kartı yoktu ki..." dediğini aktardı.

Engin, bu sözü duyduktan sonra yaşadıklarını şöyle kaleme döktü:

"Kan tepeme sıçradı. Bilgisayarın başına çöktüm, o öfkeyle bir yazı döktürdüm, Başlığı pek yalındı:

- Gazeteleri sarı basın kartı değil gazeteciler çıkarır...

Yazıyı -galiba- en arka sayfaya ama iyi görülebilir bir yere koyduk. Öfkemi paylaşan yazı işleri ve haber merkezi "ameleleri" yazıyı daha basılmadan okudular; birer birer gelip sarıldılar, gazetenin mutfağındaki kızlar  gelip şapır şupur öptüler. (Merhaba Deniz Teztel, merhaba Şenay Kalkan, merhaba Sevim Ertemur, merhaba Berat Günçıkan).

Ertesi gün İlhan Selçuk yukarıya çağırdı. Gittim. Kıs kıs güldü, kısa bir cümleyle tebliğ etti.

- Bana bak komünist, seni köşe yazarı yaptım...

Biraz nazlanayım dedim:

- Abi ben haberciyim ve haberciliği seviyorum. Onu bırakıp köşe yazmak... Yani bence...

Sözümü kesti; ilk kez ondan duyduğum ve sonraları sık sık kullandığım bir "mantık cümlesi" ile ağzımı kapattı:

- Ulan sakız çiğnerken merdiven çıkılır, türkü söylerken yol yürünür. Hem habercilik yap, hem köşe yaz...

Bir kaç gün sonra Cumhuriyet'te haftada altı gün Tırmık yayınlanmaya başladı. Oysa ne güzel sadece habercilik yapıyor, sık sık da kaytararak tembelliğin tadını çıkarıyordum.

Haydi şimdi gelin bugünkü Tırmık'ın başlığını bir daha okuyun:

"Beni Metin Göktepe köşe yazarı yaptı." (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Gazetelerde 'Ne Var Ne Yok?' - 12 Nisan 2019 Cuma

SONRAKİ HABER

12 Eylül darbecilerinin 2005 sonrası mal varlığı, MASAK raporlarında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa