Assange ABD’ye nasıl kurban edildi?
WikiLeaks Kurucusu Julian Assange, Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno’nun ABD’ye yakınlaşma politikasına kurban edildi.

Fotoğraf: AA
Yücel ÖZDEMİR
Köln
ABD yönetimi tarafından ‘gizli sırları’ deşifre ettiği gerekçesiyle ‘devlet düşmanı’ ilan edilen internet platformu WikiLeaks’in Kurucusu Jualian Assange’ın Londra’daki Ekvador Büyükelçiliğinden İngiliz polisine teslim edilmesinin üzerinden bir hafta geçti. Avrupa basını haklı olarak “Assange’a şimdi ne olacak?” diye soruyor. 2 Mayıs’ta başlayacak olan mahkemede Assange’ın ABD’ye teslim edilip edilmeyeceğine karar verilecek.
Assange’ın ABD’ye teslim edilmesi durumunda basın özgürlüğü, basının kamu yararına yöneticilerin yaptıklarını deşifre etme hakkına ağır bir darbe vurulacağını ifade edenlerin sayısı bir hayli yüksek. Assange’ın ABD’de en az 5 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya olması, bu konuda büyük bir tehlikenin olduğunu gösteriyor.
GAZETECİLİK Mİ, DEĞİL Mİ?
Basında yürütülen tartışmaların bir bölümünde Assange’ın ABD’nin Afganistan ve Irak’ta işlediği insanlık dışı suçları WikiLeaks ve diğer medya organları üzerinden deşifre etmesinin “araştırmacı gazetecilik” açısından büyük bir başarı olduğu ifade edilirken, başını magazin medyasının çektiği kesimler ise bilgilerin çalındığını, bu nedenle ortada bir gazetecilik başarısı olmadığını savunarak, Assange’ın basın özgürlüğüne hizmet etmediğini söylüyorlar. Örneğin Almanya’nın en çok satan bulvar gazetesi “Bild”, “Demokrasi Wikileaks tarafından krize sürüklendi... Assange’ın devlet yapılarına karşı savaşı, Batının özgürlüğüne karşı bir mücadele haline geldi. Tutuklanması yasal ve doğru” (11.04.2019) değerlendirmesinde bulundu.
Bu nedenle Assenge’nin özgürlüğü konusunda liberal-burjuva basın içinde de tartışma devam ediyor ve farklı görüşler mevcut. Yazılanlar, liberal burjuva basın özgürlüğünün özellikle muhafazakar bulvar medyası tarafından da rafa kaldırıldığını da gösteriyor.
EKVADOR LİDERİ NEDEN TAVIR DEĞİŞTİRDİ?
Assange’ın büyükelçilikte İngiliz polisine teslim edilmesinin arkasında elbette Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno’nun ABD konusunda izlemiş olduğu politikadaki değişiklik bulunuyor. Elçilikteki iltica hakkı ve vatandaşlığı elinden alınan Assange, bir bakıma devletler arası çıkarlara pazarlık konusu edildi ve basın özgürlüğü de bu çıkarlara bağlı olarak ayaklar altına alındı.
Assange’a koruma hakkı veren Eski Devlet Başkanı Rafael Correa’nın yakın arkadaşı olan 66 yaşındaki Lenin Moreno, ilk etapta solcu ve antiemperyalist görünüyordu. Bu temelde 2007’deki seçimleri kazanan Correa’nın yardımcısı oldu. 2017’de ise kendisi devlet başkanlığına aday oldu ve kazandı. Sonra referandumla, önceki devlet başkanlarının, asıl hedefi Correa olduğu için, yeniden aday olmasını engelledi. Sonra da ülkede artan yolsuzluk, rüşvet skandalları nedeniyle hızlı bir şekilde sırtını ABD’ye dayamaya başladı. Arjantin, Brezilya, Venezuela gibi soldan gelen politikacıların hükümette olduğu ülkelerin yöneticilerinin başına gelenin kendi başına gelmemesi için hızlı bir politika değişikliğine gitti. Bu nedenle de ABD ile yakınlaşması önünde engel olarak gördüğü Londra Büyükelçiliğindeki Assange’ı feda etti.
Eski Devlet Başkanı Correa da, Moreno’nun Assange’ı, ABD’nin Ekvador’un borçlarını silmesi karşılığında İngiliz polisine teslim ettiğini ileri sürdü. Moreno’yu temize çıkarmaya çalışan ABD basını ise, Assange’ın yediği yemekleri sosyal medya üzerinden paylaşmasının başkanı çileden çıkardığını iddia ederek, süreci basitleştirme gayretine girdi.
Ne var ki, 7 yıldır Ekvador’un koruması altında olan Assange’ın bu şekilde elçilikten dışarıya atılması ülkedeki tartışmaları derinleştirecek gibi görünüyor. Emperyalizmle iş birliği konusunda maskesi artık iyice düşen Moreno’yu içeride zor günler beklediği bugünden görülüyor.
Süddeutsche Zeitung’da yer alan bir haberde WikiLeaks’in en son Moreno’nun yolsuzluklarıyla ilgili bir tweet paylaşımına dikkat çekiliyor. 25 Mart’ta yapılan paylaşımda bir hidroelektrik santralinin yapımı sırasında Moreno’nun rüşvet aldığı iddiasına yer veriliyordu.
SUDAN GEREKÇELER İNANDIRICI DEĞİL
ABD ile gerilen ilişkilerin önündeki bir engeli kaldırmak için Assange’ı kurban eden Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno daha sonra bunun üzerini örtmek için Assange’ın ‘misafirlik’ kurallara uymadığı, ‘Radyonun sesini fazla açtığı’, ‘Elçilik görevlilerine yük olduğu’ gibi gerekçeler sıraladı.
Bütün bunların inandırıcı olmadığını bildiği için en son “The Guardian”a konuşan Moreno, Assange’ı ajanlıkla suçlandı ve onun elçiliği bir ‘ajanlık merkezi’ yapmaya çalıştığını söyledi. Buna dayanak olarak 2016’da ABD’ye yapılan başkanlık seçimleri öncesinde WikiLeaks’in Demokrat Partinin Adayı Hilary Clinton’un binlerce mailini yayımlamasını gösterdi. Maillerin Rus istihbaratından alındığına dair iddiaları öne sürdü. Dolayısıyla da Assange’ın bir ‘Rus ajanı’ olabileceği iddiasını ortaya atılmış oldu.
İNGİLTERE YARGISI KARARI MAYIS’TA VERECEK
Julian Assange’ın ABD’ye iade edilip edilmeyeceğine ise İngiliz yargısı karar verecek. İlk duruşmanın 2 Mayıs’ta yapılacağı açıklandı. Karar, hem Avrupa’da gazetecilerin korunması hem de basın özgürlüğü açısından önemli olacak. Assange’ın Avukatı Barry Pollack, Assange’ın ABD’ye iade edilmesi durumunda onu başka gazetecilerin takip edeceğine işaret etti. Bu nedenle İngiliz yargısının kararı basın özgürlüğü için de önem taşıyor.
Evrensel'i Takip Et