"1 Mayıs’ta iktidara ve patronlara ciddi bir yanıt vermeliyiz"
İşçi emekçileri ortak talepleri etrafında birleştirecek olan ise sınıf örgütü olarak sendikalardır. Peki sendikalar 1 Mayıs’ta ne yapıyor?
Fotoğraf: Evrensel
Gülhan ŞİMŞEK
Eğitim Sen Ankara 4 No’lu Şube Başkanı
Bu yıl 1 Mayıs’a işçi ve emekçiler açısından olağanüstü koşullarda gidiliyor. Krizin derinleştiği, seçim sürecinin bitmek bilmediği, yargının tek adam sultasına girdiği, basının büyük çoğunun tek sese bağlandığı koşullara, şimdi de kıdem tazminatının kurulacak bir fona devri ile gasbı, zorunlu BES ile maaşlarımızın bir kısmına el koyulması, tabana yaymak söylemiyle yeni vergi yükü, “Öğretmenlik Meslek Kanunu” adı altında öğretmenin iş güvencesini kaldırma gibi saymakla bitmeyen hakları tırpanlama girişimlerini ekleniyor. Tek adam rejiminin tüm bu girişimlerinin kesişim noktası ise gerçek anlamda mezarda emeklilik, maaşların erimesi, yoksulluk, işsizlik, tüm iş kollarında tam bir güvencesizlik, örgütsüzlük!
SENDİKALAR NE YAPIYOR?
Tüm bu saldırılara ilk karşı koyacak, işçi emekçileri ortak talepleri etrafında birleştirecek olan ise sınıf örgütü olarak sendikalardır. Peki sendikalar 1 Mayıs’ta ne yapıyor? Türk-İş Kocaeli’de, Hak-İş ve Memur-Sen Urfa’da, Kamu-Sen Samsun’da merkezi mitingler ile 1 Mayıs’ı kutlayacaklarını ilan ettiler. KESK, DİSK, TMMOB, TTB ise başta Taksim olmak üzere ülkenin her yerinde 1 Mayıs için alanlarda olacak. Her sendika kendince bir plan yapmış, ancak yazının başında saydığımız ortak sorunlara ve devasa saldırılara yönelik ortak bir plan yok.
SENDİKALAR İŞÇİLERİ DEĞİL, KONFEDERASYONLARI DİNLİYOR
Siyasal iktidarın ve sermaye partilerinin çeşitli gerekçelerle böldüğü işçileri, emekçileri birleştirmek neden sendikaların derdi olmaz? Konfederasyonlar kendince çeşitli gerekçeler bulsa da sınırlı sayıda kitle ile bir şehre gitmek esas olarak işçi ve emekçileri ancak bölmeye ve etkisizleştirmeye hizmet etmektedir. İşçiler ve emekçiler konfederasyonların değil sendikaların üyesidir. Sendikalar işçi ve emekçilerin birleşik sesi ve gücü olması gerekirken, sendikalar konfederasyonların sesi olmuş durumda. Bir adım atmadan önce konfederasyona bakar, oradan komut bekler hale gelmiştir.
ANKARA’DA İŞÇİLERİN KATILIMI SAĞLANMALI
Ankara’da ise DİSK, KESK, Kamu-İş 1 Mayıs’ı Tandoğan Meydanı’nda birlikte kutlayacak. Başkentte tek bir alanda 1 Mayıs’ın yapılacak olması elbette olumlu. Ancak Ankara 1 Mayıs’ı halen tüm Ankara işçi ve emekçisini kapsamaktan uzak. Şimdiye kadar Türk-İş üyesi kimi sendikalar 1 Mayıs’ta yerelde, Ankara’da olacaklarını ifade ettiler, kimi de aslında istediğini ama konfederasyonun kararına uyacağını söyledi. Tüm işçi ve emekçilerin yukarıda sayılan illere taşınamayacağı açıkken, özellikle kriz ve kıdem tazminatının gasbının çok tehlikeli olduğu söylenirken, fabrikalarda güçlü çağrılar yapmamak, her sendikanın tüm üyesini katabileceği yerel mitinglere katılımı örgütlememesi ne kadar mantıkla, ne kadar samimiyetle, ne kadar sınıf tutumu ile açıklanabilir? Ankara mitingine katılacak işçi sendikalarının tertip komitesinde yer almamaları da aynı sorunlu bakışın göstergesi. Oysa bir sınıf örgütünün, böylesi koşullarda böylesi saldırıların altında iken, 1 Mayıs’ı örgütlemek için en ilerden tutum alması, özünde doğru olandır.
BİRLEŞMEDİKÇE 1 MAYIS ANLAMINI BULAMAYACAK
DİSK ve KESK cephesinde farklı mı? Her ne kadar mücadeleci sendikalar olsalar da rekabetçilikten kurtulamadıklarını, emekçilerin birleşmesini kendine yeterince dert etmekten uzak olduklarını söylemek yanlış olmaz. Tüm sendikaları Tandoğan mitinginde birleştirecek güçlü ve kararlı bir hamlenin, çalışmanın olmadığını söyleyebiliriz. Türk-İş üyesi kimi sendikalar ile görüşmeler yapılsa da ortak bir toplantı veya 1 Mayıs’ı birlikte örme gibi girişimler olmamıştır. Açıktır ki mitingi ortaklaştırma yönünde çalışmalar olmadan 1 Mayıs güncel anlamını da bulmayacaktır.
EMEKÇİLERE YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI BİRLEŞMEK TEK ÇARE
Sınıf mücadelesinin öğrettiği temel derslerden biri de işçilerin sendikalarına sahip çıkmadıkları koşullarda, sendikalara bürokrasi ve alışkanlıklarının hakim olmasıdır. Bugün krizin faturasını emekçilerin sırtına yüklemek isteyenlere karşı sendikaların da tüm yerellerde, güçlü ve birleşik bir 1 Mayıs için birleşmekten başka bir yolu, çaresi yoktur. Sendikaların tek bir varlık sebebi vardır, o da işçilerin ve emekçilerin emek mücadelesidir.
Ankara’da, Sincan’da, Mamak’ta, Keçiören’de, Yenimahalle’de yapılacak basın açıklamaları ve kutlamaların ardından Tandoğan’a gidilecek. Bunu yaygınlaştırarak her yeri işçilerin ve sendikaların birleştiği alanlara çevirmeliyiz. 1 Mayıs alanlarından vereceğimiz güçlü bir yanıt hem moral hem de iktidara ve patronlara ciddi bir uyarı olacaktır.
Halen zaman var! İktidar blokuna karşı işçilerin emekçilerin blokunu oluşturabiliriz. Fabrikalarda, işyerlerinde ortak taleplerimiz için 1 Mayıs komiteleri, sendika birlikleri kurabilir, sermayenin tarihi saldırısına tarihi bir yanıt verebiliriz!