Mültecilerle 1 Mayıs'ı konuştuk: Ayrımcılığa karşı katılacağız
Mülteci işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olmak istediklerini söylediler.
Denizli şehir merkezi | Fotoğraf: Evrensel
Hilmi MIYNAT
Denizli
Denizli’de yaşayan İranlı mülteci işçiler, geçim sıkıntısının yanında ayrımcılığa da maruz kaldıklarından dert yanıyor. İran’da halkın büyük çoğunluğunun 1 Mayıs’a yabancı olduğunu belirten mülteci işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olmak istediklerini söylediler.
Metal İşçisi İlbars, politik nedenlerle Türkiye’ye göç edenlerden. İran rejimine karşı olduğu için kaçmış ve diğer mülteciler gibi yıllardır Avrupa veya Amerika’ya geçiş için sıra bekliyor. Birçok işte çalışan İlbars, şu an kaynak işi yapıyor. Çalıştığı bir fabrikada, iş kazası geçirdikten sonra hastaneye gittiği günün dahi karşılığını alamadan işten çıkarılmış. Sömürü ve baskının en çok mülteci işçilere uygulandığını belirten İlbars, “Hadi hadi diye bağırıyor müdürler, patronlar. Hayvan mıyız ki sürekli bağırıp duruyorsun? Ben zaten işimi biliyorum, iyi de yapıyorum. En çok da bu ‘hadi hadi’ diye bağırmaları sinirimi bozuyor” diyor.
"EN ÇOK DA BİZ MÜLTECİLER SÖMÜRÜLÜYORUZ"
Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 1 Mayıs’a katıldığını belirterek şunları söylüyor İlbars: “Tabii ki bu sene de katılacağım. Faydası olur ya da olmaz 1 Mayıs mücadele günüdür ve herkes sokakta olmalıdır. Geçtiğimiz yıl 3 dilde afişler yapmıştık. İranlıların yüzde 70’ine sorsan ‘1 Mayıs nedir?’ bunun politik önemini bilmiyor. Anlatmak lazım. Bu sene de yine elimden geldiğince 1 Mayıs’ı anlatmaya çalışacağım. Sömürü düzenine karşı ses çıkarma günüdür 1 Mayıs. Burada en çok da biz mülteciler sömürülüyoruz. Tekstilde mülteciysen 15 saat çalışır 50 lira alırsın. Sayı verirler o sayıyı tamamlamadan ne işi bırakabilirsin ne paranı alabilirsin. Sayıyı tamamlamak uğruna servis kaçıran çok oluyor. Bir de en önemlisi ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Denizli’de 10 bin İranlıdan kaçı çıkar alana dersen 10’u 15’i geçmez. Bilen de korkuyor katılmaya!”
"12 SAAT ÇALIŞIYOR 40 LİRA ALIYORDUM"
Merdi, İran’da 2017 sonunda başlayan rejim karşıtı protestolara katılmış. Mezuniyetine bir ay kala okuldan atılmış. Hapis cezası da alınca İran’da yaşayamayacağına karar verip ayrılmış ülkeden. Türkiye’de tekstilde, inşaatta ve kafelerde çalışmış. Mülteci olarak çalışmanın zorluğunu şu sözlerle ifade ediyor: “Tekstilde 12 saat çalışıyor 40 lira alıyordum. Sonra patron müşteri yok mal satamıyoruz diyerek işten çıkardı. İnşaatta iş buldum çok ağır işti. Patron 2 ay oyaladı maaşımı vermedi. 2 ay çalışmanın sonunda ‘İstersen git polise şikayet et vermiyorum paranı’ dedi ve kovdu. Çalışma iznim yok nereye şikayet edeyim? Şikayetçi olsam beni sınır dışı edecekler bunu da biliyordu patron. Sonra bir kafede işe girdim. Müdürle 2 bin liraya anlaştık. 5 gün sonra patron geldi kafeye benim İranlı olduğumu görünce bağırarak ‘Seni bir daha burada görmeyeyim burada çalışamazsın’ dedi ve kovdu. Irkçı biriydi mülteci çalıştırmazmış!”
"1 GÜN DEĞİL HER GÜN 1 MAYIS GİBİ MÜCADELE ETMEK LAZIM"
Merdi, İran’da 1 Mayıs kutlaması olmadığını sadece 1 Mayıs’ı bilen birkaç politik arkadaşın evde toplanıp o gün politika tartıştığını ve fotoğraf çekip sosyal medyaya attığını söylüyor. Geçtiğimiz yıl burada 1 Mayıs’a katıldığını fakat yine de yetersiz bulduğunu söylüyor. “Sadece 1 Mayıs’ta sokağa çıkıp ertesi gün unutmanın bir faydası yok. Sayı da mesele değil sadece Hindistan’da 1 milyondan fazla insan çıkıyor sokağa. Sadece 1 gün sokağa çıkmak değil her gün 1 Mayıs’mış gibi mücadele etmek lazım” diye konuşan Merdi bu yıl da 1 Mayıs’a katılacağını söylüyor.
Makine Mühendisi Ali de şunları anlatıyor: “Son 1 yılda İran’da binden fazla protesto oldu. Ekmek bulamadılar isyan ettiler. Soğan alamadılar isyan ettiler. Kamyon şoförleri greve çıktı. Daha da protestolar olacak ama 1 Mayıs’ın bir karşılığı yok. 1 Mayıs İran’da politik bir gün değil. 30 Nisan’da denk gelir ücret zammı için sokağa çıkar bir grup ama 1 Mayıs’ta evinde oturabilir. Çünkü bilmiyor 1 Mayıs nedir!” Kendisinin de ilk defa geçtiğimiz yıl Denizli’de 1 Mayıs kutlaması gördüğünü belirten Ali, “Partiler, sendikalar adlarıyla anons ediliyor. Sırayla alana giriyorlar çok etkilendim. İran’da 15-20 belki 100 kişilik grup 1 Mayıs gösterisi yapmak ister ama slogan attığında polis ne zaman saldıracak diye bekler.”
"POLİS ARTIK DAHA KÖTÜ DAVRANIYOR"
İran’da sendika anlamında “İşçi Evleri” adında bir oluşumdan bahseden Ali, “O da devletin resmi sendikasıdır. Devleti eleştirmek yasaktır. Ajan doludur. İşçileri susturmak için çalışır” diyor. Bu sene 1 Mayıs’a katılıp katılmayacağı konusunda kararsız Ali. Göçmen dairesi önündeki polisin biber gazı olayının basına yansımasının ardından polisin mültecilere daha kötü davrandığını gerekçe gösteriyor. Birçok kişinin sınır dışı edilmesinden sonra yaşadığı tedirginlikten dolayı katılıp katılmayacağının belirsiz olduğunu söylüyor.
Tekstil İşçisi Meryem ise henüz birkaç ay önce gelmiş Türkiye’ye. İş arıyor. Meryem, “Bir taraftan da bunca insan açken, ölüyorken neyin şenliği diye düşünüyorum. Mücadele günü diyoruz ama bir gün şenlik yapıp ertesi gün unutuyoruz. Böyle nasıl düzelecek işçinin sorunu?” şeklinde kaygılarını anlatıyor.