KESK’ten “Güvenceli iş, güvenli gelecek haktır” kampanyası
Güvencesizliğin 70’e yakın kamu emekçisinin canına mal olduğuna dikkat çeken KESK, başlattıkları kampanya ile ilgili bilgi verdi.
Fotoğraf: Evrensel
KESK tarafından genel merkez binasında yapılan açıklamada. 'Güvencesizliğe son, Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Haktır' kampanyası hakkında bilgilendirme yapıldı.
KESK güvencesizliğe, ihraçlara, ücretli, sözleşmeli istihdamda yaşanan artışa, siyasal kadrolaşma-işe almada ve görevde yükselmede mülakat sisteminin ağırlığının artırılmasına, güvenlik soruşturması ve Arşiv Araştırması sisteminin olumsuz etkilerine karşı 'Güvencesizliğe son, Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Haktır' kampanyası başlatıyor.
KESK Genel Merkez tarafından yapılan açıklamayı okuyan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, sorunların hiç olmadığı kadar ağırlaştığı bir dönemde 1 Mayıs'a gittiklerini, son açıklanan ekonomik paketle birlikte hakların tamamen ortadan kaldırılacağı bir döneme girildiğini belirterek bu saldırılar karşısında bir arada durma ve mücadele etme çağrısı yaptı. 'Güvencesizliğe son, Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Haktır' kampanyalarının da bu mücadelenin bir parçası olduğunu belirten Gezen, baskılar nedeniyle 70'e yakın kamu emekçisinin intihar ettiğini söyleyerek “2004 yılı itibari 3 bin 183 olan kamu taşeron işçi sayısı 2017 yılı itibari tam 314 kat artarak 1 milyona çıkmıştır” dedi.
Uluslararası sözleşme ve anlaşmaların emekçilerin güvenli çalışma hakkının güvence altına alındığını ifade eden Gezen, Türkiye'de kamu emekçilerinin haklarında ciddi yıpranmalar hatta kopmalar yaşandığını belirtti. Gezen, “Özel sektörde performanstan esnek çalışmaya, angaryaya kadar çalışanların aleyhine ne varsa tek tek kopyalanarak torba yaslarla, KHK’lerle kamu alanına aktarılmıştır. Böylece kamu emekçilerinin iş güvencesi alabildiğine sınırlanmıştır. OHAL ile kamu emekçilerinin iş güvencesini fiilen kullanılamaz hale getirmiştir. Kamu emekçilerini keyfi bir şekilde işten çıkarılmasını kısmen sınırlayan düzenlemeler, isnat edilen suça karşı savunma ve mahkemeye başvurma hakkı yok sayılmıştır. İsimsiz ihbarlara dayalı olarak oluşturulan, içeriği açıklanmayan sözde bilgi ve belgeler, 4 bin 510’u KESK üyesi olmak üzere, 140 bine yakın kamu emekçisinin işinden edilmesine dayanak olarak gösterilmiştir. Bununla da yetinilmemiş, söz konusu hukuksuzluk 657 sayılı kanuna eklenerek tüm kamu emekçilerini hedef alan bir tehdide dönüştürülmüştür” diye konuştu.
"13 YILDA TAŞERON İŞÇİ SAYISI 314 KAT ARTTI!"
Kamu emekçilerinin üzerindeki baskıların artarak devam ettiğine değinen Gezen, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bugüne kadar 70’e yakın kamu emekçisinin intihar ettiğini söyleyerek, “EYT olarak bilinen 4 milyonluk bir kitlenin emeklilik hakkı gasbedilmiştir. Kamu istihdamı güvencesizlik, düşük maaş ve sosyal haklardan mahrumiyet temelinde onlarca istihdam tipi ile bölünmüştür. 2004 yılı itibari 3 bin 183 olan kamu taşeron işçi sayısı 2017 yılı itibari tam 314 kat artarak 1 milyona çıkmıştır” dedi.
"ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SAYISI 92 BİNE ULAŞTI"
Eğitim emekçilerinin kadrolu, sözleşmeli, geçici sözleşmeli, vekil ve ücretli olarak farklı biçimlerde istihdamlara bölündüğünü ifade eden Gezen, “Türkiye çapında 150 bin öğretmen açığı ve yarım milyona yakın ataması yapılmayan öğretmen varken, Bakanlık verilerine göre asgari ücret altında, ortalama bin 600 TL karşılığında çalışan ‘ücretli öğretmen’ sayısı 92 bine ulaşmıştır. Bugün kamuya kadrolu personel alımları durma noktasına gelmiş, neredeyse tüm alımlar sözleşmeli personel alımına dönüşmüştür” dedi.
4 YILDA KADROLU İŞ YÜZDE 3.84, SÖZLEŞMELİ İŞ YÜZDE 151 ARTTI
Dört yılda kadrolu personel sayısının 105 bin 921 bin ekleme ile yüzde 3,84 artarken, sözleşmeli istihdamın eklenen 176 bin 426 kişi ile tam yüzde 151 arttığını belirten Gezen, kamuda işe almalarda mülakat, güvenlik soruşması, arşiv araştırması ile torpilin ve kadrolaşmanın önünün açıldığını ifade etti.
Bugün başlatılan ve 24 Mayıs’a kadar sürecek olan “Güvencesizliğe son, Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Haktır!” kampanyası ile kamu emekçilerinin ortak sesi olmaya çalışacaklarını ifade eden Gezen, tüm kamu emekçilerini birlikte hareket etmeye çağırdı.
"AMASIZ FAKATSIZ YAN YANA GELMEK DURUMUNDAYIZ"
KPSS’de Türkiye birincisi olup mülakatta elenen Deniz Eren Demir, zorlu koşullarda sınava hazırlanıp yüksek puan almanın bu koşullarda bir anlam ifade etmediğini belirterek, mülakatın yanında soruşma ile suçlu durumuna da düşürüldüklerini ve bu duruma neden düşürüldüklerini anlamadığını söyledi. Geleceğe dair hayal kuramadıklarını da belirten Demir, “Ancak bir araya gelerek ve örgütlenerek geleceğimizin güvensizliğinden kurtulacağımıza inanıyorum” dedi.
KHK ile ihraç edilen akademisyen Necla Kurul ise artık suç ve cezanın keyfi gerçekleştiğini vurgulayarak, insanların baskılar altında konuşamadığı hatta düşünemediği için yaşamlarından vazgeçtiğini söyledi. Kurul, “Gözlerimiz, kulaklarımız, ağızlarımız artık iyi çalışmıyor. Kutuplaşmadan dolayı birbirimize dokunamıyoruz. Ama bunları tersine çevirecek umutların da filizlendiğini görüyoruz. Amasız fakatsız yan yana gelmek ve o korku denen duyguyla her gün hesaplaşmak durumundayız” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)