21 Nisan 2019 11:32

CHP’li Utku Çakırözer’den Cumhuriyet yargılaması için 4 kuruma çağrı

CHP'li Utku Çakırözer, Cumhuriyet gazetesi yazarlarının yeniden hapse girecek olması ile ilgili "Kızgın demir, demir parmaklıkla soğumaz" dedi.

Fotoğraf: Hilmi Hacaloğlu/VOA-Wikimedia Commons

Paylaş

CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, Cumhuriyet yargılamasında haklarında 5 yıldan az hapis cezası verilen gazetecilerin infaz sürecinin seçimlerden sonra başlatılması karşısında Adalet Bakanı, Yargıtay Başkanı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na infazın durdurulması çağrısı yaptı. Çakırözer, “Adalet Bakanı de Yargıtay Başkanı da bu yargılamada bir adaletsizliğin yaşandığını düşündüklerinin sinyalini verdi. 31 Mart’ta sandıktan çıkan mesaj yerini bulacaksa, kucaklaşma için etkili bir adım atılacaksa Cumhuriyet yargılamasında infazların durdurulması gerekir. Etkili bir kucaklaşma için Yasal düzenleme bir önce yapılmalıdır. Yasada değişiklik yapılana kadar 8 Cumhuriyet çalışanı hakkında seçimlerden sonra başlatılan infaz süreci durdurulmalıdır. Adalet Bakanı, Yargıtay Başkanı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın bu konuda atacakları her adım hem gazetecilerin tekrar hapse girmelerini önleyecek, hem de yaşanan adaletsizlik daha da derinleşmeyecektir” dedi. Çakırözer, Anayasa Mahkemesi’ne de Cumhuriyet gazeteci çalışanlarının 2 yıl 4 aydır gündeme alınmayan bireysel başvurularının artık karara bağlanması çağrısını yaptı.

Barış için Akademisyenler yargılamalarında ilk istinaf kararının Prof. Dr. Füsun Üstel hakkındaki 1 yıl 3 ay hapis cezasını kesinleştirdiğini anımsatan Çakırözer, “Bu yargılamalardaki çelişkili kararların da Yargıtay’da temyiz olanağına kavuşması gerekiyor ki bu adaletsizlik son bulsun. Bu düzenleme yapılana kadar da Füsun Üstel’e verilen cezanın infazının durdurulması gerekiyor” dedi.

Çakırözer; Cumhuriyet Gazetesi davasında, gazetenin eski yönetici, yazar ve çalışanlarına verilen hapis cezalarının 2 ay önce istinaf mahkemesi kararı ile kesinleştiğini, ancak sadece 5 yıldan fazla hapis cezası alanların kararı Yargıtay’a taşıyabildiğini anımsattı. Çakırözer, “Aynı dosyada 5 yıldan az hapis cezasına çarptırılan ve zaten uzun süreler tutuklu yargılanan gazetecilere yeniden hapis yolu göründü” dedi. 2 ay önce yaptığı çağrıda aynı dosyadaki sanıklar arasında temyiz mahkemelerine başvurabilmek açısından ortaya çıkan bu eşitsizliğe dikkat çektiğini anımsatan Çakırözer, “Biz hem yaptığımız çağrı ile hem de verdiğimiz yasa değişikliği teklifi ile temyiz hakkında eşitlik istedik. Aynı dosyada sanıklara farklı cezalar verilirse tüm sanıkların temyiz hakkını Yargıtay’a kadar kullanabilmesini teklif ettik” dedi.

"ÇAĞRILARIMIZ YERİNİ BULDU SANDIK"

Çakırözer, temyizde adalet teklifini sunup, çağrısını yaptıktan sonra olumlu açıklamaların yapıldığını anımsattı. Çakırözer, “Önce Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, yaşananın bir adaletsizlik olduğunu kabul etmiş ancak yasal düzenlemenin çıkarılması gerektiğini açıklamıştı. Ardından Adalet Bakanı Abdülhamit Gül istinaf sistemindeki eksikliklerin giderilebileceği mesajını vermişti. Bunun mutfak çalışmasının sürdüğünü dile getirmişti. Bu mesajlar üzerine Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarları için, adaletin yerini bulması, adalete erişimde herhangi bir eşitsizliğin yaşanmaması için yaptığımız çağrıların yerini bulduğunu sanmıştık. Adaletin bir kez daha ağır bir yara almayacağı umuduna kapılmıştık” ifadelerini kullandı.

"İNFAZ SÜRECİ MAZBATADAN SONRA BAŞLADI"

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Cumhuriyet Gazetesi davasında istinaf mahkemesi tarafından verilen karar için adımın atıldığını belirten Çakırözer, “Biz, seçimlerden sonra adaletin geç de olsa sağlanması için bir adım atılmasını beklerken, Cumhuriyet yargılamasında istinaf mahkemesinin verdiği karar UYAP sistemine işlendi ve infaz süreci başlatıldı. Oysa Yargıtay Başkanı Cirit yasal değişikliğe işaret etmiş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de çalışmanın başladığının sinyalini vermişti. Tam da 31 Mart yerel seçimlerinin itiraz süreci ile kilitlendiği İstanbul’da mazbatanın yerini bulmasından kısa bir süre sonra bu adımın atılmış olması hukuk uygulamasına siyasetin karıştığı yönündeki şüpheleri güçlendirdi” diye konuştu.

"KIZGIN DEMİR, DEMİR KAPI İLE SOĞUMAZ"

Çakırözer, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper için infaz sürecinin durdurulmasını istedi. Çakırözer “Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, Yargıtay Başkanı Cirit’e, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Cumhuriyet yargılamasında verilen kararların infaz sürecinin durdurulması çağrısını yapıyoruz. Adalet Bakanı da Yargıtay Başkanı da bu yargılamada bir adaletsizliğin yaşandığını düşündüklerinin sinyalini verdi. 31 Mart’ta sandıktan çıkan mesaj yerini bulacaksa Cumhuriyet yargılamasında infazların durdurulması gerekir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim sonuçlarını dönem kızgın demiri soğutma, kucaklaşma dönemidir’ sözleri yorumladı. Ama kızgın demir; demir kapı, demir parmaklıklarla soğumaz. Kucaklaşma için ilk ve en etkili adım bu infazların durdurulması olmalıdır” dedi.

ATILACAK HER ADIM, ADALETSİZLİĞİN DERİNLEŞMESİNİ ÖNLEYECEK"

Çakırözer, “2 ay önce olduğu gibi bugün de aynı çağrıyı yapıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi yargılamasında haklarında 5 yıldan az hapis cezası verilen gazeteciler, aynı dosya kapsamında yargılandıkları halde 5 yıldan daha fazla hapis cezasına çarptırılan gazeteciler gibi Yargıtay’a başvurabilmelidir. Bunun için gereken yasal düzenleme bir önce yapılmalıdır. Yasada değişiklik yapılana kadar 8 Cumhuriyet çalışanı hakkında seçimlerden sonra başlatılan infaz süreci durdurulmalıdır. Adalet Bakanı, Yargıtay Başkanı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın bu konuda atacakları her adım hem gazetecilerin tekrar hapse girmelerini önleyecek, hem de yaşanan adaletsizlik daha da derinleşmeyecektir. Aynı dosyada yargılanan tüm sanıklara temyiz hakkında eşitlik hakkı sağlanmış olacaktır” dedi.

BİR ÇAĞRI DA ANAYASA MAHKEMESİ’NE

Çakırözer öte yandan Cumhuriyet çalışanlarının Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bireysel başvuru dosyalarının 2 yıl 4 aydır karara bağlanmadığını anımsattı. Çakırözer, “Adalet duygusunun daha fazla yara almaması için evrensel insan hakları çizgisinden ayrılmadığına inandığımız Anayasa Mahkemesi’nin bu başvuruları daha fazla havada bırakmaması gerekiyor. Bu dosyaların bir an önce gündeme alınıp incelenmesi hukuken en doğru kararın verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

FÜSUN ÜSTEL İÇİN DE ÇAĞRI

Barış için Akademisyenler yargılamalarında istinaf mahkemelerinden verilen ilk kararın Prof. Dr Füsun Üstel’in 1 yıl 3 ay hapis cezasını onama yönünde olduğunu anımsatan Çakırözer, “Akademisyenlerin imzaladığı metin aynı, yani işlendiği iddia edilen suç aynı. Ancak ilk derece mahkemeleri birbirleriyle çelişen kararlar veriyorlar. İstinaf mahkemesinden gelen bu ilk onama kararı, bu yargılamalar için de bir adalet açığının giderek büyüyeceğine işaret ediyor. Barış için Akademisyenler yargılamalarındaki çelişkili kararların da Yargıtay’da temyiz olanağına kavuşması gerekiyor ki bu adaletsizlik son bulsun. Bu düzenleme yapılana kadar da Füsun Üstel’e verilen cezanın infazının durdurulması gerekiyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Çorlu Deresi simsiyah akıyor, ağır koku yaymaya devam ediyor

SONRAKİ HABER

Şakran ve Sincan Cezaevinde tutukluya da yakınına da eziyet

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa