Suriyeli işçi: Ben kimseye nerelisin diye sormuyorum
Aymakoop Sanayi Sitesinde çalışan Suriyeli işçiler ile çalışma koşullarını ve yaklaşan 1 Mayıs'ı konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Tarık KAYA
İstanbul
İstanbul 'da Aymakoop Sanayi Sitesinde, genç bir işçi grubunun arasına gidiyoruz konuşmak için, kim görüş vermek ister deyince Rahmi’yi gösteriyorlar. Rahmi’nin Türkçesi biraz daha iyi arkadaşlarından. Kendi hikayesini diğer arkadaşlarınınkine katarak anlatıyor.
Suriye’den 6 yıl önce gelmiş Rahmi. “Yeni gelen az” diyor: “Zaten kimse kalmadı oralarda.” Daha önce amcaları gelmiş, sonrası babası, sonra bütün aile. 2’si evli 5 kardeşiyle, aynı evde yaşıyormuş.
Türkiye’ye alışıp, alışmadıklarını, nasıl vakit geçirdiklerini soruyoruz. Rahmi önce bir görüş alıyor Suriyeli gençlerden sonra, aktarıyor: “Özlüyoruz ama özlemeye de çok vakit kalmıyor. Günde 10 saat çalışıyoruz. Aymakoop’tan eve yürüyoruz, (5 kilometreyi aşıyor) bazen minibüsle gidiyoruz, eve gidince dinleniyoruz anca. Bir pazar kalıyor bize, o günü arkadaşlarla geçiriyorum.”
İkitelli’de Suriyeli gençlerin kendi aralarında yaptığı futbol turnuvasına da katılmışlar, her hafta maçları olmuş o dönem. Rahmi, “Biz Türkiye’ye alıştık ama Türklerin bazısı bize alışmadı” diyerek kızıyor: “Herkes kırmızı ışıkta geçtiğinde kimse laf etmiyor ama bir Suriyeli geçtiğinde hemen bütün Suriyelileri kötülüyorlar.”
ASGARİ ÜCRET, SİGORTASIZ, 10 SAAT...
Sanayi sitesinde çok fazla Suriyeli olduğundan sorun çıkmadığını ama Suriyelilere hiçbir hak verilmediğini söylüyor. Rahmi, iki yıl boyunca çok düşük ücrete çalışmış, bir yer bilmediğinden, başka yerde işe girip giremeyeceğinden emin olamadığından da ses çıkaramamış. Şimdi asgari ücrete çalışıyor ama günde en az 10 saat ve sigortasız.
Konu seçimlere gelince Rahmi, oy kullanan hiçbir Suriyeli görmediğini söylüyor. “Biz piknik yaptık seçim günü. Oy kullansam kime kullanırım bilmiyorum zaten” diyor. Vatandaşlık işlemleri için çok uğraşmak lazımmış, bir amcası vatandaşlık almış ama uğraşmaya değmezmiş dediğine göre. “Vatandaş olan da benimle aynı yerde çalışıyor” diyor, ilerideki Türkiyeli gençleri göstererek. Yeri gelmişken Rahmi’ye “Belediyeden yardım alan var mı aranızdan” diye soruyoruz. “Verseler alırız ama ben hiç belediyeden birini görmedim 6 yıldır. Bir kişi gelip bir ihtiyacınız var mı demedi” diye cevap veriyor.
Türkiyeli işçilerle, Suriyeli işçilerin birlikte gerçekleştirdiği saya eylemlerini soruyoruz, “Biz ilk kez öyle bir şey gördük, çok güzeldi, cumartesi yarım gün oldu ama saya ücretleri çok değişmedi. Patrondan patrona değişiyor koşullar, toptan bir değişme olmadı yani” diyor Rahmi.
“1 Mayıs’ta tüm Türkiye’de işçilerin hakları için yeniden böyle eylemler, büyük bir miting olacak” dediğimizde ise haberlerinin olmadığını söylüyorlar. Rahmi, “İşçi bayramını duydum ama zamanını hatırlamıyordum. Herkesin birlik olması çok iyi ama buradan herkes katılırsa anlamı var, yoksa bir iki kişi katılırsa bir şey olmaz, ben tek başıma katılmam” diyor. Yanındaki gençler 1 Mayıs’ı bilmiyorlar. Ama işçilerin bir günü olmasını sevdiler.
Görüşmenin sonunda Rahmi, 15 yaşındaki Ömer’in söylediklerini çeviriyor: “Ben kimseye sen nerelisin, Türk müsün, diye sormuyorum, fark etmez, insan olsun, bize de sormasınlar artık.”