1 Mayıs hazırlıkları: Krize, sömürüye ve hak gasplarına karşı alanlara
Eğitim Sen, SES, Tüm Bel-Sen ve EYT temsilcileri yaklaşan 1 Mayıs'ı ve hazırlıkları Evrensel'e değerlendirdi.
Fotoğraf: Evrensel
Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı İzzet İldeş, SES Aksaray Şube Yöneticisi Aydın Erol, SES Anadolu Şube Eş Başkanı Nurdan Gürer, Tüm Bel-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Kadri Kılıcı, EYT Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak yaklaşan 1 Mayıs'ı ve talepleri değerlendirdi.
3600 EK GÖSTERGE, GASBEDİLEN ÖZLÜK HAKLAR, ATAMASI YAPILMAYANLAR...
İzzet İLDEŞ (Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı): 1 Mayıs’a giderken öğretmen odalarında ‘öğretmenlik meslek kanunu ve eğitim 2023 vizyonu’ üzerinden güvencesizleştirme önemli bir gündem halinde. Eğitimin enkaz haline gelmiş durumunun adeta tek sorumlusunu öğretmen olarak gören ve bu sorunu da çıkarılacak meslek kanunu ile çözmeye çalışan hükümet ‘itibarsız ve güvencesiz’ öğretmen yaratarak aslında öğretmenlik mesleğini bu enkaza gömmek istiyor. Diğer yandan ise artan işsizlik, ataması yapılmayan öğretmenler ve ekonomik kriz, ölümle sıtma ikilisi arasında ehven-i şer tercihlere öğretmenleri zorluyor. “Ya tartışmaksızın verilen görevleri yaparsın ya da işinden olursun.” Bunun yanında 3600 ek gösterge, EYT, yeni tartışılmaya açılan kıdem tazminatının bizdeki karşılığı emekli ikramiyesi de özlük haklarının gasbı olarak karşımızda duruyor. Öğretmen odalarında bu konuların öğretmenlerin ortak sorunları olduğu gerçeği üzerinden ortak ses çıkarmaları bu dönemin en önemli ihtiyacı. Eğitime ve mesleğe yapılan saldırılar karşısında ortak tutum alma, 1 Mayıs’a giderken bizim için en önemli çağrı halinde.
SAĞLIK EMEKÇİLERİ TALEPLERİ ETRAFINDA BİRLEŞMELİ
Aydın EROL (SES Aksaray Şube Yöneticisi): 2019 1 Mayısı’na giderken sağlık ve sosyal hizmet emekçileri arasında en fazla konuşulan konu kendi iş kolu sorunlarının yanı sıra zorunlu BES ve kıdem tazminatının fona devredilmesi oluyor. Sağlıkta dönüşüm programının son aşaması olan şehir hastaneleri, aynen köprülerde, havaalanlarında olduğu gibi hasta garantili işletmeler haline dönüştürülüyor. Nitelikli sağlık hizmetinin yerine, performansa dayalı kışkırtılmış bir sağlık sistemi oluşturulurdu. Nitelikli sağlık hizmeti alamayan yurttaşlar yaşadıkları olumsuzlukların sorumlusu olarak sağlık çalışanlarını görüyor ve sağlık çalışanları şiddete uğruyor.
Taşerondan kadroya geçen hastane çalışanlarının mağduriyeti daha da derinleşti. Enflasyon farkı yansıtılmadığı için taşeronken aldıkları ücretin altında ücret almaya başladılar. Sağlık emekçileri temel maaşları dışında aldıkları ek ödeme, döner sermaye her türlü güvencesiz ücretin maaşlarına eklenmesini, emekliliğe yansıtılmasını istiyor. Çok tehlikeli işler sınıfında olan işyerlerinde iş sağlığı güvenliği önlemlerinin alınmasını istiyor. KHK ile ihraç edilenlerin bir an önce işlerine dönmesini istiyor.
Taleplerimiz etrafında birleşerek, işyerlerimizde sendika ayrımı yapmadan 1 Mayıs kutlamaları yapacağız, birlik mücadele dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta da İstanbul’da ortak mitingde taleplerimiz haykıracağız.
İŞ GÜVENCESİ VE EK ZAM İSTİYORUZ
Nurdan GÜRER (SES Anadolu Şube Eş Başkanı): Bu sene en acil taleplerimizden biri iş güvencesi. 657’nin tasfiyesi, 3600 ek gösterge, yıpranma payı, sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması. Kendi iş kolumuzdaki taleplerimiz bunlar. Bir de kıdem tazminatı var. Bu sadece işçiler açısından kayıp gibi görünüyor ama bizim de buna ilişkin karşı duruşumuz var. Bunun dışında krizin yarattığı koşullara karşı ek zam talebimiz var. Sağlıkta dönüşüm politikalarının (performans sistemi vs.) son bulması ve sendikamızın talebi olan ücretsiz, kamusal, anadilinde sağlık hizmeti istiyoruz.
KRİZE, SÖMÜRÜYE VE SAVAŞA KARŞI 1 MAYIS’A
Kadri KILICI (Tüm Bel-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı): 135 bin kişinin ihracıyla birlikte iş güvencesi fiili olarak ortan kalkmış durumda. Bu son paketle kıdem tazminatının fona devredilmesi, kamu emekçileri açısından emekli ikramiyesinin tehlikeye girmesi anlamına geliyor. Sistem mümkün olabildiğince ekonomik, sosyal özlük hakları kısıtlamaya, kazanılmış hakları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu açıdan bakıldığında iş güvencesi ihraçlar temel noktalar. Bir de kriz süreci ağırlaşarak devam ediyor. Son açıklanan program krizin çok daha ağır bir şekilde tüm emekçilere fatura edileceğinin adeta bir ilanı. Tabi aynı zamanda ülkede barış talebi de önemli emekçiler açısından. Çünkü savaş politikalarıyla kriz arasında direkt bir ilişki var. Bu yüzden paralar, bizim taleplerimiz olan insanca yaşanacak ücretlerin ödenmesi, parasız eğitim, parasız sağlık hizmetin verilmesi yerine savaşa gidiyor. Bu boyutuyla barış sürecinin gelmemesiyle birlikte mutlak suretle krizin faturası ağırlaşacak. Geçen yıl OHAL’e sömürüye ve savaşa karşı haydi 1 Mayıs’a diyorduk bu yıl da krize, sömürüye ve savaşa karşı, haklarımız, insanca çalışma koşulları ve demokratik bir Türkiye için haydi 1 Mayıs’a diyoruz.
EMEKLİLİK HAKKIMIZ İÇİN ALANLARDA OLACAĞIZ
Gönül Boran Özüpak (EYT Derneği Başkanı): Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak yaşadığımız en büyük sorunlardan ikisi hakkımızın gasbedilmesi ve 2008 yılında değiştirilen aylık bağlanma oranının düşmesi. Hem yaş hem maaş mağduruyuz. Bizi bizden dinlemeleri için hâlâ taleplerimizi basın yoluyla, dilekçelerle gündeme getiriyoruz. Çünkü bu toplumsal bir sorun haline geldi. Seçim sürecinde de bütün toplantılarımızda bu çabayı sarf ettik. Bizi görmeyenler duymayanlarla yol almayacağız dedik ve EYT’nin etkisi seçime de damgasını vurmuş oldu. Biz bütün partilerin, Cumhurbaşkanın bizi sahiplenmesini istiyoruz, çünkü ortada bir hak gasbı var. Şimdi de kıdem tazminatları gündemde. Dolayısıyla biz üzerinde işçilerin alın terinin olan her şey için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yasal izinleri alınmış olan bütün illerde mitinglere katılım sağlayacağız. Sonuna kadar biz bu mücadelenin arkasında olacağız.