Arazilerini dolu vuran Mersinli üreticiler: Zararımız karşılansın
Mersin'de 80 kilometrelik bir hatta etkili olan dolu yağışı üreticiyi mağdur etti. Üretici gerçek zarar tespiti istiyor.

Fotoğraf: DHA
İLGİLİ HABERLER

Köylü sözünü sandıkta söyledi!

Fabrikalar özelleştirildi, işçiler atıldı, üretici bitti

Kent meclisleri ile Mersin Türkiye’ye örnek olabilir

Yağışlardan zarar gören çiftçiler zararın karşılanmasını istiyor
Mersin’de, 15 gündür aralıklarla devam eden yağış ve dolu tarım alanlarını vurdu. Üretici köylüler büyük zararla karşı karşıya kaldı. Erdemli’den Tarsus’a uzanan yaklaşık 80 kilometrelik bir hatta etkili olan dolu, Erdemli’de baharlık domates fidelerine, Mezitli ilçesinde şeftali ve erik bahçelerine, Yenişehir ve Toroslar ilçelerinde cennet meyvesi (hurma), erik ve şeftali bahçelerine, Akdeniz ilçesinde ağırlıklı üzüm bağları ve Tarsus’ta da erik, şeftalinin yanı sıra üzüm bağları ve bir kısım limon ağaçlarına zarar verdi.
Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri ön hasar tespiti için çalışmalara başladı. İl Tarım Müdürlüğü, ‘Kesin hasar tespitinde yüzde 30 ve üzeri çıkan üreticilerin’ Ziraat Bankası ve Tarım Kredi kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesinin gündeme geleceğini ifade ederken, ilk incelemelerde toplamda 25 bin dekar arazide ürünlerin zarar gördüğü belirtildi.
"ZARARIN YARISI AÇIKLANIYOR"
Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Deniz Gürbüz, Tarım Müdürlüğü verilerinin yanıltıcı ve eksik olduğunu dile getirdi. Gürbüz, “Zarar gören arazinin dönümünün az görünmesinin sebebi, çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) kayıtlı arazilerin hesaba katılırken, ÇKS kaydı olmayanların hesaba katılmamasından kaynaklanıyor. İl Tarım Müdürlüğünün basına yansıyan ilk verilerine bakarsanız 25 bin dekar arazide dolu zararının etkili olduğu söyleniyor. Oysaki ÇKS kaydı olmayan araziler hesaba katıldığında bu rakamın 2 katı alanda dolunun zarar verdiğini söyleyebiliriz” dedi.
Akdeniz Belediyesi Emek Partili Meclis Üyesi Halil Kara, Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Deniz Gürbüz, Tüm Köy Sen Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak’tan oluşan bir heyet Esenli, Parmakkurdu ve Puğkaracadağ köylerinde incelemelerde bulundu.
Esenli köyünde, üreticilerle bir araya gelen heyete Köy Muhtarı Feyyaz Görgülü bilgi verdi. Görgülü, “Çiftçi kayıt sisteminde görünmeyen ve bu nedenle de sigortası olmayan üzüm bağları, erik ve şeftali bahçeleri ne olacak belli değil. Mazot desteği alıyoruz. 1 dönüm için 14 lira. Aldığımız destekle bir çuval gübre bile alamıyoruz. İlacı, işçiliği verilen emek de cabası” dedi.
ÜRETİCİ GERÇEK ZARAR TESPİTİ İSTİYOR
Üretici Hişan Çelikkol daha önceki yıllarda da benzer afeti yaşadıklarını ancak bir çözüm üretilmediğini belirterek, “2000’li yıllarda yine yaşadık. İlçe tarım geldi, rapor tuttu. Biz banka hesabı açtırmamızı söylediler. O zamanın parası 5 lira yatırıp hesap açtırdık. Bir de günlerce evrak dolaştırdık, eziyet çektik, bir miktar para da ayrıca harcadık. Ne arayan ne soran, harcadığımız para ile kaldık” dedi.
“Köyün yüzde 80’i bitik” diyerek söze başlayan köylülerden Abdurrahman Tan ise şöyle konuştu: “10 dönüm bağın dikim maliyeti 60-70 bin lira. ‘File yaptırsanız dolu vurmazdı’ diyorlar. 1 dönüm için 6 bin lira, 10 dönüme 60 bin lira da file masrafı var. Bunu kim karşılayabilir ki? Bu parayı nereden bulacağız? Zaten biz burada karnımızı zor doyuruyoruz. Dolu vurdu, on dakikada her şeyi bitirdi. 25 dönüm bağda ne çubuk, ne sürgün ne de yaprak kaldı. Çubuk büyüse, sertleşse de dolu çubuğu dövse, budar kurtarırsın fakat şu an dalı, sürgünü kırılmış, yaprağı dökülmüş bir bağ oldu. Kırılan yerler mantar olmasın diye ayrıca bir ilaç daha verilecek. Bu sene üzüm alma şansı kalmadı, dipten budayıp gelecek seneyi bekleyeceğiz. İlçe tarım geliyor sigorta yaptırılan bağları dolaşıyor. Gerçek zarar tesbiti yapılmalı ve köylünün bütünün zararı karşılanmalı.”
"BÜYÜKLER KAZANIYOR, KÜÇÜKLER AÇ"
Ziraat Mühendisleri Mersin Şube Başkanı Deniz Gürbüz, üretici köylünün mağduriyetinin giderilmesi için çalıştıklarını belirttiği konuşmasında, “Biz asıl olarak sigorta yaptıramayan köylülerin zararının karşılanması için çalışıyoruz. Doludan zarar gören yerlerin kabaca yüzde 30’unun -2B, tapusu üzerinde olunmaması vb. nedenlerle- sigorta yaptıramayan yerler olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de öncelikle kamuoyu oluşturmaya ve zararın çok kişiyi mağdur ettiğini ve bu kişilere de destek verilmesini sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Dolu vurmasına karşı çözümün ‘tül sistemi’ -ağacın üzerine file gerilmesi- olduğunu ancak küçük üreticinin bunu karşılama şansının olmadığını dile getiren, Gürbüz şöyle konuştu: “Dönüme 14 lira mazot desteği ile bu işlerin altından kalkmak zor. Büyük çiftçi yaptırıyor çünkü parası var. Küçük üreticiyi koruyacak önlemler alınmalı. Destekleme uygulamaları yanlış. Örneğin geçtiğimiz yıl ülke geneli 59 bin ton zirai ilaç, 5.5 milyon ton da gübre kullanılmış. İlacın para karşılığı 2.5 milyar lira, gübrenin ise en kaba 10 milyar lira, toplam 12.5 milyar TL’dir. Devlet, çiftçi için 14.5 milyar lira tarıma destek ayırdığını söyledi. Demek ki, istese gerçek anlamda ilaç ve gübreyi ücretsiz verebilir ama destek küçük, üreticiye yani geçimlik tarım yapan köylüye gitmiyor. Yine büyükler kazanıyor, küçükler aç kalıyor.”
VALİYE GİDİLECEK
Köylülere geçmiş dileklerini ileten Akdeniz Belediyesi Meclis Üyesi Halil Kara, “Bizim çabamız hem köylünün zararının gerçek anlamda karşılanması hem de asıl mağdur olacak kesim olan sigorta yaptıramayan bağ ve bahçelerdeki ürünlerde oluşan zararın karşılanmasıdır. Gerek belediye meclisinde gerekse Valilik nezdinde girişimlerde bulunacağız ve dolunun zararını devletin karşılayacağı bir koşul oluşması için çalışacağız” dedi.
Heyet daha sonra Parmakkurdu ve Puğkaracadağ köylerini ziyaret etti. Parmakkurdu köyünden Yunus Sünger “Yüzde 60 zarar var. Şeftali ve üzümde de var ama en çok erik ağaçlarımız gördü. 30 dönüm meyve arazimiz var ama tapuda tarla görünüyor” dedi.
TÜM KÖY SEN’DEN ÜRETİCİYE ÖNERİLER
Ürünlerini dolu vuran üreticilere bilgi veren Tüm Üretici Köylüler Sendikası Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, “Birinin size sahip çıkmasını beklemek yerine siz mağduriyetinizin giderilmesi için her kapıyı çalın ve taleplerinizi anlatarak, ‘Zararımız karşılansın’ deyin” dedi. Başkavak “Burada yaşanan bir afettir ve böylesi afetler sonucu da devletin afetten zarar gören kişilerin zararını karşılaması gerekir. Fakat afet kanunu böyle düzenlenmemiş. ‘Buranın afet kapsamına alınması için buradaki köylülerin mal varlığının yüzde 60’ını kaybetmesi gerekir’ diyor. Bu olduğunda köylü zaten bitmiş demektir. Bağını, meyvesini dolu vuran köylü zaten afetle karşı karşıyadır. Çünkü ya hiç mahsul alamayacak ya da verimi ve kalitesi düşük ürün alacak demektir. Köylü o yıl ürün toplayamıyorsa zaten afetin en kötüsünü yaşıyor demektir. Belediyelerden de daha fazla yardım talep edilebilir. Asıl olarak da üretici köylüler olarak örgütlenmeli ve üreticinin aleyhine olan afet kanunu gibi kanunların değişmesi için mücadele edilmelidir” diye konuştu.
"EKSPER RAPORU GERÇEK ZARARIN ÇOK ALTINDA"
Puğkaracadağ köyünden Ali Öztop 20 gün içinde 4 kez dolu vurduğu bilgisini vererek yaşadıklarını şöyle anlattı: “10 yıldan beri tarım sigortası yaptırıyorum. TARSİM gelecek, az çok bir rapor tutacak, göreceğiz. Eksper geliyor ürün nerede çoksa oradan alıp, ölçüp tartıyor. Ürün zamanı geliyor. ‘Şuradaki dalı kopart’ diyor. Ben, ‘Ağacın içi değil, üstü ve kenarları hep yaralı’ diyorum ama dinlemiyor. Benim gerçek zararımın çok altında eksper raporu çıkıyor. İl, ilçe tarım, ziraat odası ve TARSİM birlikte gelsin, gezsin ve zarar konusunda görüş bildirsin. İl, ilçe tarım raporu tutup gidiyor. TARSİM ayrı geliyor. TARSİM karar verici olduğu sürece bizim yüzümüz gülmez. 50 dönüme yakın arazim var. Bunun 25 dönümü tarım sigortalı. 6 dönüm kayısı, 1 dönüm eriğin sigortası yok. 100 kayısıdan 80 tanesi bitik. Tarım sigortalı olanda yüzde 70 zarar. Bağda salkım düşmedi ama salkımlar yaralı. Kalemler yaralı. Eksper yarın gelecek dolu salkımı sayacak. Yaralıya bakmayacak. Bir de bağcılık ve meyvecilikte dolu vurdu ilaçlamayalım deme şansımız yok. Dolu da yağsa aynı masrafı yapıyoruz. 15 kg potasyumlu gübrenin torbası 320 lira. Diğeri var 25 kg 285 lira bunların ikisi de harcanacak. Masraf devam ediyor, ürün yok denecek kadar azaldı. 1 depo ilaç 600 lira eğer birini aksatalım ne bağ kalır ne de üzüm.” (Mersin/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et