HDP eş başkanlarından açlık grevi açıklaması: Hükümet bu sesi duymuyor
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Diyarbakır'da açlık grevleriyle ilgili açıklama yaptı.
Fotoğraf: Fırat Topal/ Evrensel
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, açlık grevlerine dikkat çekmek için Diyarbakır’da E Tipi Cezaevi önünde yapmak istediği açıklama Valilik tarafından “hukuka aykırı ve kanunsuz” bulunarak yasaklandı, cezaevine çıkan yollar trafiğe kapatıldı.Eş başkanlar, bunun üzerine cezaevine yakın bir yerde Emek Caddesi’nin kapalı olmayan kısmı üzerinde açıklama yaptı.
TÜRKİYE KAMUOYUNUN DUYARSIZ KALMA LÜKSÜ YOK
Açıklamada konuşan Eş Başkan Sezai Temelli, açlık grevlerinin endişe veren kritik bir aşamaya geldiğini ifade ederek “Bugün Türkiye’de 92 cezaevinde açlık grevinde bulunan tutsakların maalesef yüzlercesi kritik aşamada. Cezaevlerinde kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Bir an önce evlatlarımızın sağlığına kavuşmasını istiyoruz. Bugün gelinen kritik aşamada artık kalıcı hasarların oluşması kaçınılmaz. Ölümler olmasın istiyoruz. Bu yüzden bugün annelerimizle yan yanayız sesimiz duyulsun diye. 170 gündür hükümet bu sesi duymuyor, meseleyi siyaset malzemesi yapıyor. Ceza İnfaz Kanunu’nda var olan bir maddenin uygulanması isteniyor. Adalet Bakanlığına bu konuda çağrı yapılıyor. Tam 170 gündür bu çağrıyı yapıyoruz. Adalet Bakanlığı başta olmak üzere iktidar bu sesi duymak istemiyor. Bugün Leyla Güven 170. günündeyse, bugün yüzlerce insan kritik aşamadaysa artık Türkiye kamuoyunun buna duyarsız kalma lüksü yoktur” dedi.
“LEYLA’NIN ELİ TUTULMALI, ANNELERİN SESİ DUYULMALI”
Ardından konuşan Eş Başkan Pervin Buldan cezaevi önünde açıklama yapılmasına izin verilmemesine dikkat çekerek cezaevleri önünde seslerini duyurmak isteyen annelerin seslerini duyurmasının engellendiği ifade etti. Buldan, “Valilik artık aylık, haftalık, günlük değil saatlik yasakları önümüze koyuyor. Annelerimiz cezaevi önünde kendi çocukları için evlatları için o cezaevlerinde cenazelerin çıkmaması için açıklama yapacaktı, adalete, hukuka dair açıklama yapacaktı. Bir kez daha Gebze’de Kızıltepe’de olduğu gibi bugün Diyarbakır’da da annelerimizin önüne barikat çıkarıldı. Bugün ortaya çıkan tablo tecridin bir benzeridir. Bugün artık tecrit sadece İmralı’da değildir. Türkiye’nin her yerine sirayet etmiştir” dedi.
Leyla Güven’in açlık grevinde 170. günü geride bırakmasına ve kritik aşamada olmasına hükümetin sessizliğini belirten Buldan, “Meşru olan haklı olan yasal olan bir şeyi ifade ediyoruz. Ancak Adalet Bakanı çıkardıkları yasaları bile uygulamaktan yerine getirmekten vazgeçmiş ve önüne engeller getirmiştir. Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümet, diğer siyasi partiler herkes açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızın yaşaması için bu talebin yerine getirilmesine destek vermelidir. Tecrit kaldırılmalı ve insanlarımız yaşamalıdır. Leyla'nın eli tutulmalıdır, cezaevindeki arkadaşlarımızın eli tutulmalıdır, annelerimizin sesi mutlaka dinlenmelidir. Annelerimizin yüreği bugün cezaevlerinde yaşananlardadır. Bu işin sonlanması için tecridin kaldırılması için annelerimiz nerede ise bizler orada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. ( Diyarbakır/EVRENSEL)
‘HÜKÜMET AÇLIK GREVCİLERİN TALEBİNE KÖR’
Öte yandan HDP Grup Başkanvekilleri Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç, HDK Eş Sözcüsü ve Muş Milletvekili Gülistan Koçyiğit, HDP’li milletvekilleri, Züleyha Gülüm ve Oya Ersoy, açlık grevinde olan çocuklarının sesini duyurmak amacıyla Gebze Cezaevi önünde nöbet tutan ailelere destek için Gebze’ye gitti. Polisin cezaevi önünde açıklama yapmayı engellemesi üzerine milletvekilleri ve aileler HDP Gebze İlçe Örgütü'nde basın toplantısı düzenledi. Anneler Kürtçe yaptıkları açıklamada, “Biz anneler evlatlarımızı yitirmemek için buradayız” dedi.
HDP heyeti adına söz alan Gülistan Koçyiğit, Kocaeli Valiliğinin cezaevi önünde yapmak istedikleri açıklamaya izin vermediğini söyleyerek “Hükümet sanki binlerce siyasi tutsak açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor” dedi. Söz konusu cezaevleri olunca, hükümetin sessiz kaldığını belirten Koçyiğit “Açlık grevcilerinin talepleri söz konusu olunca ne yazık ki hükümet kör sağır bir pozisyonda kalıyor. Sanki binlerce siyasi tutsak İmralı tecridinin kaldırılması için açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor” dedi.
AÇLIK GREVİ DE TALEPLER DE YOK SAYILIYOR
Kılıçdaroğlu’ya yönelik saldırının hükümet tarafından anayasal hak olarak nitelendirildiğini söyleyen Koçyiğit “Cumhurbaşkanlığı'nın basın sözcüsü burada yaşanan linç girişimini ‘Bu ülkede protesto hakkı anayasal güvence altındadır’ diyerek ifade etti. O lincin faillerinin elleri öpülerek basında boy boy fotoğrafları paylaşıldı. Buradan şunu sormak istiyoruz; bu nasıl bir çifte hukuk, çifte standarttır” dedi. Kanunsuz, hukuksuz bir şekilde Anayasa'yı çiğneyerek valilikler eliyle gösteri, yürüyüş ve basın toplantılarının engellenmesinin hukuki hiçbir karşılığının olmadığını belirten Koçyiğit “Hukuken olmayan şeyi bize zorla dayatmaya çalışıyorlar. Bir kez daha bütün demokratik kamuoyunun, annelerin sesine ses vermesini istiyoruz. Biz içeriden tek bir kişinin bile cenazesinin çıkmasını istemiyoruz. Ama artık kritik eşik aşıldı. Cezaevlerinde her geçen dakika antidemokratik uygulamalar artıyor. Bugün polis memurunun söylediği bir şey var: ‘3 öğün yemek veriyoruz, yesinler’. Bu hükümetin genel yaklaşımıdır, niçin açlık grevine girildiğini anlamadan, niçin bu insanlar bedenini açlığa yatırmış bunu sorgulamadan açlık grevini de, talebi de yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.
YASAYI UYGULAMAYANLAR SONUÇLARIN SORUMLULARIDIR
Adalet Bakanlığı ve hükümete çağrıda bulunan Koçyiğit “Yasayı uygulamayanlar tüm olumsuz sonuçlardan sorumludurlar. Herhangi bir şekilde cezaevlerindeki siyasi tutsakların yaşayacağı bütün olumsuzlukların müsebbibi Adalet Bakanlığı ve AKP hükümetidir. Aklı selime sağduyuya davet ediyoruz. Hükümete, gelin yasayı uygulayın, gelin bu ülkeyi ateş çemberinden alın diyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)