Karikatürcünün inançları
Anıl Yurdakul yazdı: "Karikatürist Musa Kart cezaevine girdi. Karikatürcüler Derneği sessizliğini koruyor"
Fotoğraf: Anıl Yurdakul
Anıl YURDAKUL
“İnanıyorum ki bu dava halkın vicdanında görülmeye devam edecek. Birkaç gündür iyi kalpli ve duyarlı insanlar yaşadıklarımızı özetliyor: ‘Yumruk atan serbest, karikatürist ve gazeteciler cezaevinde…’Gazetecilerin cezaevi kapılarında açıklama yapmadığı günlerde buluşmak umuduyla hoşça kalın…” Musa Kart
Cumhuriyet gazetesi davasında cezası istinaf mahkemesinde onanan eski Cumhuriyet gazetesi çalışanı karikatürist Musa Kart cezaevine girdi. Gazeteciler, sivil toplum örgütleri ve çok sayıda kuruluş Musa Kart’a sahip çıkarken Karikatürcüler Derneği sessizliğini korumakta. Yaklaşık binden fazla üyesi olan derneğin sessiz kalması ise akıllara soru işareti getiriyor!
İspanyol İç Savaşı’na katılan karikatürist Vasquez de Sola karikatürün amacını “Allah kahretsin! Demenin en kibar yoludur. Diyelim ki, ülkemde ya da öteki ülkelerde insanlar acı çekiyor, bazı insanlar hapis yatıyor, söyleyecek sözüm var! Fakat söylenemeyecek bazı şeyler de var. İşte bunları karikatür ile belirtiyoruz; herkes anlıyor. Benim için, bu son derece önemli bir şeydir. Ciddi olarak söylenemeyen ve söylenmesi yasaklanan bazı şeyleri, biz söyleyebiliriz,” diyerek açıklıyor.
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ SUSKUNLUĞUNU KORUYOR
Bir iletim aracı olan karikatürü ele aldığımızda karikatüristlerin politikanın dışında kalması zordur. Bir davaya, bir düşüncenin savunulmasına, sosyal değişime katkısı ve katılımı, ona bazı sorumluluklar yükler. Karikatürist, genellikle(!) ezilenlerden, sömürülenlerden ve zayıflardan yanadır, onları tutar. Genellikle dedim, çünkü hapis cezası onanan Musa Kart’a karşı daha önce olduğu gibi Karikatürcüler Derneği yine suskunluğunu korumaktadır. Tıpkı Fransız Devrimi’ne saldıran birtakım İngiliz karikatürcüleri gibi. Veya Kart’ın yerine gazeteye gelen çizerlerin sessiz kalması üzerine oportünist olarak suçlanmaları gibi.
Gazetelerin birinci sayfasında gündem ile ilgili karikatürlere “Editoryal Karikatür” denmektedir. Bu karikatür siyasal bir düşünceyi anlatmaya yöneliktir. Bir gazeteci gibi siyasal bir düşünceye sahip olması gereken editoryal karikatüristin mesajı siyasal olmalıdır, mesajı yoksa karikatür de yoktur. Fransız karikatürist Faizant “Karikatürün bir tür görsel vurucu gücü olmalıdır. İnsanlar karikatürü hemen anlamalıdır. Bir saat süreyle, bu kim, bu ne demek, kim konuşuyor, kim dinliyor diye sorular sormamalıdır kendilerine” demektedir. Musa Kart’ın editoryal karikatür konusunda uluslararası bir konumda olması önemini vurgulamaktadır.
"GEÇMİŞ OLSUN" DİLEĞİME "HEPİMİZE" CEVABINI VERMİŞTİ
Türkiye’deki karikatüristleri çalışma ortamlarında çekerek oluşturduğum arşiv kapsamında Musa Kart’ı 2017 yılında cezaevinden tahliye edilmesinin ardından evinde ziyaret etmiştim. Her şeye karşın hayata sıcacık gülümsemesi ile beni karşılamış, “Geçmiş olsun” dileğime “Hepimize” cevabını vermişti. Salonda kısa bir sohbet sonrası Musa Kart’ın çalışma odasına geçtik. Panjurları kapalı, küçük fakat sade olan odanın köşesindeki masasında; çizim yaptığı tableti, bilgisayarı, iki kalemlik, heykeltraş Michelangelo’nun ünlü David heykelinin bir biblosu, 3D animasyon programları hakkında kitaplar oluşturuyordu. Masasının üst rafında ise ödülleri.
Musa Kart’ın fotoğraflarını çekerken özellikle portresine odaklandım. Yüzündeki keskin çizgiler, kendinden emin bakışları ve yüzünden düşmeyen gülümsemesi! İnsan azmanı, silahlı bir dev olan düşmanına korkusuzca sadece sapanı ve taşı ile saldıran kahraman David’in özelliklerini barındırıyordu. Sapan ve taşı yerine çizgileri ve fikirlerine sahip Musa Kart’ın!
Kendisi ile özdeşmiş olan Cumhuriyet gazetesinin o günkü sayısını çantamdan çıkartarak imza istiyorum. Gazetenin üst köşesindeki karikatürü göstererek “İşte! Her şeye rağmen gazetemde köşemi görmek bütün yaşananları unutturmakta” demekteydi.
HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ BİR KARİKATÜRİST
Çay ve kurabiye ikramında bulunan Musa Kart’a ne hissettiğini soruyorum; “Kaçmadım, her şeye rağmen ülkemdeyim” demekte. Haksızlığa uğramış bir karikatürist olan Kart, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen gün yolda bir tanıdığım, ‘Geçmiş olsun, yaşanmaz bir ülke oldu. Eğer fırsat olursa biz de kaçacağız’ dediler. Buna katılmıyorum. Her şeye rağmen ülkemdeyim. Onlarca davet aldım, beni yurt dışına davet ederek koruyabileceklerini söylüyorlar. Gitmedim! Bunca haksızlığın yaşandığı, içeride yatma bedeline rağmen ki yine yatabileceğimi bildiğim halde gitmiyorum. Burası bizim ülkemiz. Kaçamayız!” demekteydi.
Karikatürist, hatta gazeteci olan Musa Kart kaçmadı. Cezası onandı ve cezaevine girdi. Daha önce gözaltına alınan Nuri Kurtçebe için dahi sessiz kalan Karikatürcüler Derneği’nin sessiz kalması ise basın camiasında ve karikatür dünyasında soru işaretleri bırakmakta. Peki ya Musa Kart’ın yerine gelen çizerler?