Adalet Arayan İşçi Aileleri ve İSİG: 28 Nisan, yas günü ilan edilsin
Adalet Arayan İşçi Aileleri ve İSİG Meclisi, 28 Nisan’ın Türkiye’de de 'İş Cinayetinde Ölenleri Anma ve Yas Günü' olarak kabul edilmesini talep etti.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

"28 Nisan İş Cinayetlerini Anma ve Yas günü ilan edilsin"

İnşaatlarda iş cinayetleri sürüyor: Başakşehir ve Kocaeli'de 2 ölü

HDP: Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa birincisi
Ankara’da ve İzmir’de İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, İstanbul’da da Adalet Arayan İşçi Aileleri yaptıkları açıklamalarla 28 Nisan’ın Türkiye’de de “İş Cinayetinde Ölenleri Anma ve Yas Günü” olarak kabul edilmesini talep etti.
POLİS, ADALET ARAYAN İŞÇİ AİLELERİNİ ENGELLEMEK İSTEDİ
Fotoğraf: Evrensel
Taksim’deki Fransız Konsolosluğu önünde bir araya gelen Adalet Arayan İşçi Aileleri, polis tarafından Galatasaray Meydanı’na yürütülmedi. Bunun üzerine aileler Büyükparmakkapı Sokak’ta açıklama yaptı.
"2012'DEN BERİ 28 NİSAN'IN YAS GÜNÜ İLAN EDİLMESİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ"
Fotoğraf: Evrensel
Davutpaşa patlamasında eşini kaybeden İdris Çabuk, “Ekmek parası için çalışan işçi kardeşlerimiz iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. 28 Nisan sadece bir anma ve yas günü değildir. Bizler diyoruz ki kaybettiklerimizi unutmaz, unutturmazsak başlar mücadele. Biliyoruz ki yasını tutmadıklarımızın hesabını da soramayız. Diyoruz ki 28 Nisan, 1 Mayıs’a bağlanır. Yaşam hakkı ihlaline karşı çıkmakla başlar insanlık dışı çalışma koşullarıyla mücadele. Diyoruz ki bu çalışma koşulları bize her gün yaralanmayı, sakatlanmayı, meslek hastalığına maruz kalmayı ve ölümü sunuyor” ifadelerini kullandı.
Çabuk, “Yaralanmaların, iş cinayetlerinin olağan sayılmaması, çalışırken yakalandığımız meslek hastalıklarının görmezden gelinmemesi için kamuoyu duyarlılığı yaratmaya çalışıyoruz. İşverenlerin, devlet kurumları dahil sorumlu tüm kurum ve kuruluşların gerekli tedbirleri alması ve yasal düzenlemeleri etkinleştirmesi için baskı oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Çabuk 2012’den beri 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi için mücadele ettiklerini vurguladı. (İstanbul/EVRENSEL)
ANKARA İSİG MECLİSİ: İŞVERENLERE CEZA DEĞİL ÖDÜL VERİLİYOR
ARŞİV | Fotoğraf: Evrensel
Ankara İSİG Meclisi, 28 Nisan’ın Türkiye’de de “İş Cinayetinde Ölenleri Anma ve Yas Günü” olarak kabul edilmesini talep etti.
Madenci Anıtı önünde gerçekleştirilen açıklamayı okuyan Meliha Kaplan, on binlerce işçi ve meslek hastalığına yakalanan ya da kaza geçiren işçiler için 28 Nisan’ın Türkiye’de de “İş Cinayetlerini Anma ve Yas günü” olarak kabul edilmesini istedi. Her yıl dünyada 2 milyon 800 bin işçinin çalışırken öldüğüne, her 15 saniyede bir işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Kaplan, savaşlarda yaşamını yitirenden daha çok insanın iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini söyledi. Kaplan, iş cinayetlerinin bir tesadüf olmadığını, işçi sömürüsünün arttığı, ucuz emeğin yaygınlaştığı, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın dayatıldığı, sendikasızlaştırma politikalarının giderek arttığı bir emek rejiminde iş cinayetlerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE’DE MESLEK HASTALIĞI NEDENİYLE ÖLENLER BİLİNMİYOR"
İSİG Meclisinin verilerine göre Türkiye’de 2018 yılı boyunca en az 1923 işçinin, çalışırken ya da çalışma koşulları yüzünden yaşamını yitirdiğini, 2019 yılının ilk üç ayında hayatını kaybeden işçi sayısının 392 olduğunu belirten Kaplan, Türkiye’de resmi verilerin gizlenmesi nedeniyle meslek hastalığı sonucu ölenlerin sayısının ise bilinmediğini söyledi.
"ANKARA’DA ÖLEN 24 İŞÇİNİN 12’Sİ GÖÇMEN İŞÇİLER"
2019’un başından bu yana Ankara’da ise 24 işçi yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Kaplan, “Ocak ayında 5 mülteci işçinin Siteler’de bir mobilya fabrikasında yanarak can vermesi, yine İskitler’de adları bile belirsiz 7 göçmen işçinin kölece koşullarda çalışıp barındıkları metruk binada yanarak can vermesi gösteriyor ki, emek ucuzlaştıkça ve güvencesizleştikçe iş cinayetleri de giderek daha can alıcı bir gündemimiz olacaktır” dedi.
Cinayet sonrası görülen ceza davalarında ise işverenlere ceza değil ödül verildiğini belirten Kaplan, Manisa Soma'da 301 madencinin ölümüne sebep olan katliamın davasında, Soma Holding sahiplerinden Can Gürkan’ın geçtiğimiz günlerde serbest bırakıldığını hatırlattı.
Kaplan, “Can Gürkan’ın, katledilen her bir madenci için 6 gün cezaevinde kalarak serbest bırakılması, işverenlere yönelik bu cezasızlık sisteminin en güncel örneğidir. Bir işçiyi katletmenin cezasının 6 gün cezaevinde kalmak olması, çalışma koşullarında ve iş cinayetlerinde ortaya çıkan sınıfsal eşitsizliğin, hukuki süreçte de ortaya çıktığının en çarpıcı örneğidir” dedi.
İŞ CİNAYETLERİNİN ÖNLENMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
“Ölenleri hatırlayalım, yaşamak için mücadele edelim” diyen Kaplan, iş cinayetlerinin önlenmesi için tüm emekçileri ve emek örgütlerini mücadeleye çağırdı. Kaplan şunları söyledi:
- “İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalı.
- Taşeronlaştırma, özelleştirme ve piyasalaştırma politikalarına son verilmeli.
- Sendikalaşma önündeki baskı kaldırılmalı.
- Meslek hastalıkları açığa çıkarılmalı.
- İşyerlerinin emek örgütlerinin ağırlığı olacak şekilde bağımsız denetimi sağlanmalı.
- İşçilere insanca yaşanabilecekleri bir ücret verilmeli, işten atmalar son bulmalı ve işsizlik önlenmeli.
- İşçilerin sağlıklı ve güvenli ulaşım, barınma ve beslenme hakları sağlanmalı.
- Çocuk işçiliği yasaklanmalı.
- İş cinayetlerini azaltmak için değil, hiçbir işçinin çalışırken ölmeyeceği bir çalışma rejimi olmalı.”
(Ankara/EVRENSEL)
İZMİR'DE İSİG MECLİSİ GİRİŞİMİ, DİSK, BARO VE TTB'DEN AÇIKLAMA
Fotoğraf: Evrensel
28 Nisan Dünya İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma Günü'nde İzmir İSİG Meclisi Girişimi, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası, "Kaza değil cinayet, çalışırken ölmek istemiyorum" diyerek Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde anma etkinliği düzenledi.
Etkinlikte ilk olarak iş cinayetleri resim sergisi açılırken kurumlar adına ortak basın metnini Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven okudu. İş cinayetlerinde yitirdiğimiz işçileri anmak ve ama aynı zamanda iş cinayetlerine dikkat çekmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için bir araya geldiklerini söyleyen Güven, "Soma’da madende katledilen 301 işçiyi ve iş cinayetlerinde yitirdiğimiz tüm işçi kardeşlerimizi de saygıyla anıyoruz" dedi.
Dünyada her gün çalışırken ölen insan sayısının savaşırken ölenlerin sayısından fazla olduğunu belirten Güven, her yıl dünyada 2 milyon 300 binden fazla kadın ve erkeğin çalışırken hayatını kaybettiği ve her gün ise 6.300 işçinin çalışırken öldüğünü söyledi. Türkiye'nin toplu iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde dünyada ilk sıralarda geldiğini hatırlatan Güven, "Ülkemizde ise maalesef özellikle sendikasız, örgütsüz, güvencesiz olarak kayıt dışı alanlarda iş cinayetlerine kurban gidenlerin, göçmen işçilerin isimleri kayıtlara dahi geçmeyebiliyor. Yasalar ile koruma altına alındığı söylenen işçi sağlığı ve iş güvenliği, her geçen gün kötüye gidiyor. SGK'nın verilerine göre 2017 yılında toplamda 1.636 kişinin hayatını kaybettiği görülmektedir. 2018 verileri ise henüz açıklanmamıştır. Türkiye’de İSİG Meclisi’nin verilerine göre 2017’de 2006, 2018’de 1923 ve 2019 yılının ilk üç ayında ise 400 işçi iş cinayeti sonucu hayatını kaybetmiştir" diye konuştu.
"İZMİR'DE 2019 OCAK AYINDAN BU YANA 19 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ"
Türkiye'de her iki buçuk ayda bir Soma katliamının yaşandığını dile getiren Güven, "İzmir’de işçinin kanı üzerine gökdelenler dikilirken, Aliağa gibi sanayi havzalarından, tersanelerden her gün iş cinayetleri haberi geliyor. İzmir'de 2019 Ocak ayından bu yana 19 işçi meydana gelen iş kazasında hayatını kaybetmiştir. Biz biliyoruz ki meydana gelen iş cinayetinin nedeni yasal mevzuat, bilinç eksikliği olduğu kadar, kuralsız, güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin her gün biraz daha yaygınlaşması, sendikal örgütlülüğün önündeki yasal ve fiili engellemeler, daha az maliyet, daha çok kar anlayışı, denetimlerin yapılmaması, cezaların caydırıcı olmaktan uzak olmasıdır. Oysa, her şeyi yaratan bizleriz. Yarattığımızın altında birer onar, ellişer, yüzer yüzer ölüyoruz! Ama Biz biliyoruz ki hiçbir iş cinayeti, meslek hastalığı kader değildir. Tüm sendikaları öncelikle kayıt dışı güvencesiz çalışan işçinin örgütlenmesi için seferber olmaya; üretim sürecinde işçinin kontrolü ve denetimini artıracak, çalışma koşullarını işçiden yana belirleyebilecek bir örgütlenme ve sınıf bilincinin sağlanmasına; bu anlamda işçilerin ortak talepleri için hep birlikte mücadeleye çağırıyoruz" dedi.
Açıklamadan sonra İSİG Meclisi Girişimi İzmir Mimarlar Odası toplantı salonunda iş cinayetleriyle ilgili hazırladığı sunumu gösterdi. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et