Bir kavram: Diyalektik (5/5) - Yadsıma
Diyalektik Materyalizmin temel kavramlarını incelediğimiz serimizde bu sayıda yadsımanın yadsınması kavramından bahsedeceğiz.
Görsel: Yeni E dergisi
Önceki sayılarımızda maddenin hareketini çeşitli yönleriyle incelemiştik. Maddenin bu hareketinde bir aşamadan başka bir aşamaya geçiş, diyalektikte yadsıma olarak kavramlaştırılır. Bir varlığın ilerlemesi, gelişmesi ile ilgili aşamalarının art arda gelişinde diyalektik yadsımanın işleyişini görürüz. Türk Dil Kurumu’na göre yadsıma, bir yargıdan onun karşıtı olan yargıya geçme demektir. Yeni aşamada artık, eski aşamanın kimi unsurları ya yok olmuştur ve yerlerine tamamen yeni unsurlar oluşmuştur ya da eski unsurlar nitelikçe değişerek yenilerine dönüşmüştür. Yani varlık kendini yadsıyarak başka nitelikte bir varlığa dönüşmüştür artık.
YADSIMANIN YADSINMASI
Maddenin hiç durmadan, sürekli bir hareketi olduğunu önceki sayılarımızda görmüştük. Öyleyse bir varlık yadsınıp başka bir şey olur ve gelişiminin belli bir aşamasında o da yadsınıp başka bir şey. Maddenin bu döngüsü sonsuza dek sürer. “Öyleyse yadsımanın yadsınması geçmişin bağrından geleceği doğurtarak burada bir ebe görevi görür.”*
Engels’in bu cümlesi, aynı zamanda yadsımanın sadece “hayır” demek, bir gerçekliğin yok olduğunu söylemek anlamına gelmediğinin ve diyalektikte ne anlam ifade ettiğinin de son derece parlak bir açıklamasıdır. Sadece yadsıma bir anlam ifade etmez, yadsımayı tekrar yadsıyabilmeli ve ortadan kaldırabilmeliyiz de. Yani birinci yadsıma, ikincisi olanaklı olacak şekilde var olmalıdır. Bu sebeplerden bir şeyin kendi içsel gelişimi içerisinde başka bir şeye ve onun da başka bir şeye dönüşmesini yadsımanın yadsınması olarak ifade ediyoruz.
Bir canlının yaşam döngüsüne bakarsak, Engels’in bu vurgusunu daha iyi anlayabiliriz. Örneğin yumurtanın yadsınmasıyla yumurtadan tırtıl doğar. Daha sonra tırtıl da yadsınarak kozaya, o da yadsınarak kelebeğe dönüşür ve o da yumurtlar. Yadsımanın yadsınmasını görmüş olduk, ama biz yumurtaları kırsaydık bu bir yadsıma olmazdı. Çünkü böyle yaparak ikinci bir yadsımaya, yani yadsımanın yadsınmasına olanak tanımamış olurduk.
TOPLUMLAR TARİHİNDE YADSIMANIN YADSINMASI
İlkel komünal toplum döneminde henüz özel mülkiyet ortaya çıkmamıştı. Toprağın ortak mülkiyetine dayanan bu mülkiyet biçimi, üretimin gelişmesi için bir engel haline geldiğinde kendisini yadsıyarak, sınıflı, özel mülkiyete ve insanın insan tarafından sömürülmesine dayanan toplumu yarattı. Ama bu toplum da, kendi öz yadsımasını kendi içinde taşıyordu.Bu sınıflı ve özel mülkiyetin olduğu toplum kendini komünist bir toplumda tekrar yadsıyacaktır. Çünkü üretim araçlarının bu denli üstün bir gelişim göstermesi, toplumun sınıflara bölünmesini ve üretim araçlarının özel mülkiyetini artık üretimin gelişmesi için engel haline gelir.
*Friedrich Engels, Anti-Dühring, Sol Yayınları, syf. 231