E-sporun gelişimi ve Türkiye’de olan yansımaları

Adnan GÜNGÖR

Hacettepe Üniversitesi

E-spor tıpkı diğer spor dalları gibi rekabet ve dostluk faktörü barındıran bir alandır. Dünyada milyonlarca insan online oyunlarla vakit geçirse de her online oyun bilindiğinin aksine e-spor değildir. Oyunun e-spor alanında olması için şans faktörünün olabildiğince az ve rekabet faktörünün yüksek olması gerekmektedir. Gelişim süreci ise doğrudan bilgisayar çağının gelişimiyle orantılı olarak gerçekleşti. Çünkü bilgisayarlar geliştikçe piyasaya çıkan oyunların kalitesi de arttı. İlk başlarda tahmin edebileceğimiz gibi insanların keyif almak için oynadığı oyunlar; İnternet dünyasının büyümesi, kapasitesinin artması ve oyuncular arasındaki rekabetin etkisiyle e-spor alanına kadar evrildi.

YATIRIMLAR, VAATLER VE E-SPOR

Eskiden çocuklar çağın modasına uyarak futbolcu olmak isterken e-sporun şimdiki gelişimini göz önüne aldığımızda gelecekte çocukların hayali bu işi yapmaya yönelecek gibi duruyor. Çünkü organizatörler ve düzenlenen turnuva organizasyonları ve bu turnuvalara katılan çeşitli sponsorlara sahip resmi kulüpler sayesinde e-spor oluşumu büyük bir ekonomik hacme sahip. Haliyle bu kulüpler ulaşmak istediği amaçlar doğrultusunda oyunculara ihtiyaç duyuyor. Çocukluğundan beri bilgisayar oyunlarına haşır neşir olan insanlar hem yeteneklerini sergileyebileceklerini hem de para kazanabileceklerini düşünerek bu alana yöneliyor. Dünyada Güney Kore, Danimarka, Almanya gibi birçok ülkenin yatırımlar yaptığı bu genç spor dalı ülkemizde de yankı buluyor elbet. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi aşina olduğumuz spor kulüplerinin de bu alana yönelik çalışmalar yaptığını biliyoruz. Türkiye için sadece spor kulüplerinin değil, siyasilerin seçim dönemleri ağzından düşmeyen bir hal alması da söz konusu. Geçtiğimiz 24 Haziran Seçimi’nde birçok partinin özel olarak reklamlar yaptığı "Bilgisayarınız PUBG kaldırmıyor diye Fortnite'a muhtaç olmayacağımız günler için.." gibi söylemlerin seçim gündemine dahil olduğu hatta 31 Mart seçim sürecinde Binali Yıldırım’ın bilgisayar başında online oyunlar oynayıp pozlar vermesi e-sporun gelişimine dair bize birtakım fikirler veriyor. Bütün bu olayları göz önüne aldığımızda ülkemizde e-spora dair olumlu çalışmalar yürütüldüğünü düşünebiliriz. Peki gerçekten öyle mi? Gerçekten gençliğe yansıyan bu mu ?

E-SPOR TOPLULUKLARI NE DURUMDA?

Üniversite topluluklarında ve özel e-spor organizasyonlarında gördüğümüz şey ne yazık ki beklediğimiz gibi gelişmiyor. Kısa bir zaman önce özelleşen odak olarak direkte-spor eksenli takımların kurulduğu ve bu takımların kısa süreli de olsa başarılar elde ettiği (Örneğin Counter Strike Global Offensive oyununda 2016 yılında birincilik) bilinen bir gerçek. Ama belirttiğimiz gibi kısa süreli başarılardan ötesini geçemediğini yinelememiz gerek. Çünkü bahsettiğimiz organizasyonların şimdiki hallerini konuşalım dersek eğer, takımların ekonomik yetersizliklerden dağılma noktasına geldiğini, bazılarının ise keyfi olarak e-sporcunun maaşlarını ödemediğini, e-sporcuların işsiz kaldıklarını, bazılarının ise çaresizce yurtdışında olanak aradığını söyleriz. Üniversitelerde de durum bundan çok farklı değil. Birkaç üniversite dışında hiçbir destek görmeyen gençler kendi imkanlarıyla turnuvalar düzenlemekle uğraşıyor, "kendi imkanlarıyla" antrenmanlar yapıyor ve bu alanda kendilerini takımca geliştirmeye çalışıyorlar. Buradan birkaç sonuç çıkarmamız mümkün. Bu durum başta ne kadar güzel gözükse bile işin içine girince karşılaşılan bu ortamı tahlil ederken siyasilerin her ne kadar e-sporu dillerinden düşürmediklerini bilsek de aslında bu durumun sadece bir seçim kandırmacası olduğu şeklinde yorumlayabiliriz. E-sporu, onun gelişimini ve Türkiye’de olan yansımasını elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık .Gözüken o ki bu konuda daha çok yazı yazılacak ve gençlerin ellerinde e-spor gelişmeye devam edecek.