28 Nisan 2019 23:32

Aladağ davası avukatı Evren İşler: Çocuklara adalet borcumuz var

Sosyal Haklar Derneği avukatlarından Evren İşler, 30 Nisan Salı günü görülecek olan Aladağ davasına katılım çağrısı yaptı.

Aladağ yurt yangınında çocuklarını kaybeden aileler

Fotoğraf: Volkan Pekal / Evrensel

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Aladağ yurt yangını davasında sona yaklaşılırken duruşmaya çağrı yapan Sosyal Haklar Derneği avukatlarından Evren İşler, “Bu çocuklara adalet borcumuz var. Bu borcumuzu ödemek için herkesi Kozan Adliyesine davet ediyoruz” dedi.

Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016 tarihinde çıkan ve 11’i kız çocuğu toplam 12 kişinin hayatını kaybettiği Süleymancılar Cemaati’ne ait yurt yangını davasının 9’uncu duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesinde 30 Nisan Salı günü görülecek. Davada aralarında Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yöneticileri ile kamu görevlilerinin olduğu 18 kişi, ‘Birden fazla kişiyi taksirle öldürme ve yaralanmalarına sebep olma’ suçlamasıyla 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. Mahkeme, önceki duruşmada müşteki avukatlarının yeni bilirkişi raporu talebini reddetmiş, davanın esasına ilişkin beyanlar için süre vermişti. Yarın görülecek duruşmada karardan önce olayın oluşu ve sorumlularının kimler olduğuna ilişkin tarafların beyanları sunulacak. Dava öncesi dosyayı takip eden Sosyal Haklar Derneği avukatlarından Evren İşler ile konuştuk. Aladağ’da İlçe Milli Eğitim Müdürünün idari ceza olarak bir gün maaştan kesme cezası aldığını hatırlatan İşler, 12 tane canın gitmesi karşısında böyle bir yaptırımın cezasızlık olduğunu söyledi, “Kamuoyunun gözünün önünde olmayan bütün dosyalar minimum ceza ile sonuçlanıyor.  Bu çocuklara adalet borcumuz var. Bu borcumuzu ödemek için herkesi Kozan’a davet ediyoruz” dedi.

"ÇOCUKLAR CEMAAT YURDUNA TESLİM EDİLDİ"

Aileler ve müşteki avukatları sanıkların olası kasıttan cezalandırılmasını istiyor. Ancak dava “dikkat ve özensizlik sonucu ölüme sebebiyet verme” anlamına gelen “taksirle ölüme sebep olma” suçundan açılmıştı.  Bunun bir sonucu olarak da yedinci duruşmadan itibaren davada tutuklu sanık kalmamıştı. Savcılığın ilk başından beri değerlendirmeyi “basit bir kaza” diye yaptığını ifade eden İşler, “Mahkeme de bu şekilde devam ediyor. Bizler Aladağ dosyasının ihmali davranışla insan öldürme suçu olduğunu ve olası kastla işlendiğini düşünüyoruz. Kanundan ve sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yüzünden öldü bu çocuklar. Bu yükümlülükleri uygulamayanlar hem Süleymancılardır hem de kamu görevlileridir. Aladağ, bir bütün olarak eğitimin cemaatlere teslim edilmesinin bir sonucu olarak gerçekleşmiş bir sosyal cinayettir. Köyde devletin yolu, okulu yoktu; bu çocuklar cemaat yurduna teslim edildiler. Barınma hakları, eğitim hakları, ulaşım hakları ihlal edildi. Neticesinde 11’i çocuk 12 kişi feci bir şekilde can verdiler. Bunun bir hesabı, sorumluluğu olmalı” diye konuştu.

"CEZASIZLIK MEKANİZMASI BİR TERCİH"

Dosyayı okuyanların olası kastı açıkça göreceğini dile getiren İşler, “Bu bina kaçak ve elektrik tesisatı yok, yangın merdiveni çıkışları PVC kapı, bir tanesi içe, bir tanesi dışa açılıyor, açılması için gereken kapı kolları yok. Sadece bunlar bile bu çocukların göz göre göre ölüme götürüldüklerini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Taksirle ölüme sebep olmanın adli makamlar için bir tercih olduğunu ifade eden İşler, “Sosyal cinayet düzenini pekiştiren bir tercih bu. Gerçek sorumlulara, kamu görevlilerine hiçbir zaman sorumluluk atfedilmiyor. Göstermelik birkaç faile ‘zaten elden gelen bir şey yoktu’ mantığı ile ceza veriliyor.” dedi.

"SOMA’DA DA KATLİAMIN GELECEĞİ ÖNGÖRÜLMÜŞTÜ"

Yıl dönümü yaklaşan Soma Katliamı ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın yakın zamanda tahliyesini de sorduğumuz İşler, “Aslında Soma dosyası iş cinayeti dosyaları içerisinde istisna bir örnekti; çünkü iddianame orada olası kasıttandı. Mahkeme Can Gürkan için taksir, diğer failler için de bilinçli taksir verdi. Bir patronun, Can Gürkan gibi enerji piyasasında bu kadar etkin bir şirketinin patronunun 5 yıl tutuklu kalması ve 15 yıl ceza alması bir ilk oldu. Maalesef hiç olmuyordu. Ancak o dosya net bir olası kast dosyasıdır. Çünkü katliamın gerçekleşeceğini görmüşler. Kendi yazıları var. ‘Biz bunu yapmazsak katliam olur’ diye. Soma katliamı ile ilgili ilk ‘katliam olur’ diyen Soma Kömürleri A.Ş.’dir. Katliam olur dedikleri işi yapmadılar ve katliam oldu. Buna rağmen yargı yine onları korudu ama koruyabilecekleri yer bunu bilinçli taksire düşürmekti” dedi. İşler, Soma örneğinde de görüldüğü gibi cezasızlık mekanizmasının hem kamu görevlilerinin hem yurt işletenlerin ya da maden işletenlerin gereken işi yapmamaya devam etmelerini sağladığını ifade etti.

ÖNCEKİ HABER

Seçim döneminde unutulanlar: Liseli gençler

SONRAKİ HABER

Liselilerin gözünden yerel seçimler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa