28 Nisan 2019 12:16

Bu güç nereden?

Romandan bir işçi karakter, sistemin işleyişine anlam veremeyerek ama kendi yaşam biçimine de itiraz ederek soruyor, “bu güç nereden?” diye...

Kaynak: Max Pixel

Paylaş

“Ben ellerimle çalışıyorum! Sen, sen de ellerinle çalışıyorsun. Peki, bizim çalışıp meydana getirdiğimiz serveti bizlerden alacak kadar güçlü eller, güçlerini nerden alıyorlar, nerden?​” *
Howard Fast’in ilk kez 8 saatlik iş günü talebiyle 1889’da gerçekleştiren “Haymarket” grevini anlattığı romanından bir alıntı. Romandan bir işçi karakter, sistemin işleyişine anlam veremeyerek ama kendi yaşam biçimine de itiraz ederek soruyor, “bu güç nereden?​” diye...

ÜRETİM VE DAĞITIM SİSTEMİ

Dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar, yaşayabilmek için üretim yapmak ve ürettikleri yaşam maddelerinin dağıtımını yapmak zorundadır; bugün dünyada egemen olan üretim ve dağıtım sistemi ise kapitalizm.  Makarna, otomobil, yollar, binalar, cep telefonu, buzdolabı, kalem, teknoloji... Yaşam için gerekli olan on binlerce şeyin üretimini yapabilmek için çok temel iki unsura gereksinim vardır; üretim araçlarına ve üretim araçlarını kullanacak insan gücüne. Bu sistemde işbölümü ise yegane amacı artı-değer üretmek, yani azami kârı elde etmek olan kapitalist üretim tarzına göre şekillenen bir işbölümü. Yani onun somut biçimini, tekniğin veya bilimin soyut olarak mümkün kıldıkları değil, azami kârı artırmanın ve bunu da üstelik uluslararası rekabet koşullarında artırmanın gereklilikleri belirliyor. ** 

ÜRETİM ARACINA SAHİP MİSİN, DEĞİL MİSİN?

Kapitalist sistemde, toplumdaki yeriniz ise üretim araçlarının mülkiyetine sahip olup olmamanıza göre belirleniyor. Ücretli emeğin sömürüsüne dayanan bu sitem içinde sahip olunan gücün ölçütü üretim araçlarının özel mülkiyetinde. İşte işçinin sorduğu “bu güç nereden” sorusunun cevabı buradadır; kapitalist üretim biçimi ve işbölümünde.
Kapitalist sistem bugün, sınıflar arasındaki çelişkileri derinleştirerek, ücretli emeğin sömürüsüne dayanan ilişkileri dünyanın her yerine ve insan yaşamının her alanına egemen kıldığı en yüksek aşaması olan emperyalizme varmış durumda. Bu nedenle “artık dünya 1889’daki gibi değil ki” değerlendirmeleri doğru. Ama devamında şu cümle kurulursa; “1889’dan daha vahşi ve kapitalist sistemin yıkılma zemini daha güçlü.” “Artık işçi sınıfının zincirlerinden başka şeyleri var” değerlendirmeleri yanlış. Ama devamında şu cümle kurulursa doğru “bu zincirden kast edilen ücretli emeğin sömürülmesidir ve kapitalist sistem bu özünü kaybetmek bir yana daha da yıkıcı bir hal almıştır” Yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada milyonlarca gencin gelecek kaygısını derinleştiren, savaşlara, işsizliğe, yoksulluğa mahkum eden düzen işte böyle bir düzen.

SINIF MÜCADELESİNİN CEPHESİ

Üniversiteleri, liseleri, semtleri, işyerlerini sınıf mücadelesinin birer cephesi haline getiren de bu sistemin kendisi! Eğitim sistemi, işsizlik, gelecek kaygısı, ekonomik kriz, anti demokratik üniversite yönetimleri, bilimin b’sinin olmadığı lise müfredatları... Ne kadar küçük ve tekil görünen; hakim sınıfların hedefleri doğrultusunda şekillenen gençliğin yaşadığı yakıcı sorunlar... Üniversiteler, liseler, semtler... Ne kadar birbirinden farklı ortamlar, farklı özgünlükler, farklı talepler içeriyor olsalar da gençliğin yaşamının her alanı sınıf mücadelesi alanının birer sahası, cephesi haline gelmiş durumda. 

Sınıflı bir toplum düzeninde yaşıyoruz ve yaşamımızın her alanı da bu nedenle sınıfsal! Kapitalist sömürü düzenine son verecek değiştirici güç olan işçi sınıfı mücadelesinin her alanda güçlenmesi gerektiği, kurtuluşu bu düzenin yıkılmasında olan gençliğin de her alanda vermiş olduğu mücadelenin aslında bu sınıf mücadelesinin bir parçası olduğu gerçeği tüm netliğiyle karşımızda duruyor.

1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslar arası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü işte tam da bu nedenle gençliğin de günüdür! Hakim sınıfların dayattığı karanlık bir geleceğin karşısına “hayır” diyerek dikilmenin, mücadeleyi güçlendirmenin, talepler etrafında birleşerek, eşit ve özgür bir geleceği kuracak olan sınıfın tarafında güç biriktirmenin günü yaklaşıyor. “Bu güç nereden?​” sorusunun cevabını veren ve bu soruyu ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldıracak gücü hatırlatan 1 Mayıs geliyor!
Biz de tüm enerjimizle ileri atılalım! 

Ülkenin dört bir yanında “iş, eğitim ve özgürlük” talepleri için birleşelim, örgütlenelim ve yürüyelim!


*Fırtınadan Sonra / Howard Fast 
**Teori ve Eylem Dergisi Şubat sayısı, Ahmet Cengiz

ÖNCEKİ HABER

Paltoyu çaldırmamak için tek palto altında toplanmaya...

SONRAKİ HABER

Bornova Kadın Dayanışma Derneği 1 Mayıs’ı mahallelerinde de kutlayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa