28 Nisan 2019 14:44

Kriz mühendisleri teğet geçer mi? 

Hayatımızı etkileyen en önemli faktör, emeklemekten hızlıca bebek adımına geçen ve aynı ivmeyle koşmaya başlayacak olan kriz.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Gökhan BAYRAKTAR 
İstanbul Teknik Üniversitesi 

Şu sıralar hayatımızı etkileyen en önemli faktör, emeklemekten hızlıca bebek adımına geçen ve aynı ivmeyle koşmaya başlayacak olan kriz olduğundan, biz mühendis adaylarının da konu ile söyleyeceği birkaç şey var. Öncelikle ister ailemizle ister memleketten uzak yaşayalım krizin günlük yaşantımızı nasıl etkilediği hepimizin malumu. Daha önce duyduğunuz şeyleri tekrarlayıp birbirimizi sıkmaya gerek yok. Olayın mühendislik kısmına gelirsek aşağıda bahsedeceğim sıkıntılar sadece benim değil %93,5’lik kısmının mühendislik eğitimi aldığı üniversitemdeki insanların da yaşadığı sıkıntılar olduğunu düşünmekteyim. 

Her üniversite öğrencisi gibi biz mühendislik öğrencileri de derslerimizde başarılı olmamız için temel gereçlere ihtiyacımız oluyor. Bunların en basiti kalem; reklam olmasın hepimizin bildiği o iki marka var ya, en ucuz modeli 30 TL. Geri kalan kırtasiye malzemeleri derken masraf artıyor. Ha tabii asgari ücretle geçinen bir ailenin beslenme ihtiyacını simit ve çayla karşılamayı öneren şahıs gibi düşüncelere sahipseniz bu masraflar azalabilir. Ama neden buna mahkûm olalım? Bu bahsettiğim şeyler en temel gereçler, altını çizmek istiyorum tekrardan. Buna her ders için ayrı ders kitabı, bilgisayar ihtiyacı, bölüm bölüm değişen çeşitli giderleri de eklemek gerekiyor. Üniversiteler de bu ihtiyaçların karşılanması konusunda yetersiz kalıyor. Şöyle ki her yere üniversite, daha çok üniversite politikasıyla açılan veya kontenjanları arttırılan üniversiteler, kapasitelerini aşacak şekilde dolu durumda olduğundan en basit hesapla bile eldeki arzın talebi karşılamıyor, bu durum sadece bizim için değil diğer temel bilimlerlerde de geçerlidir.  

HER GÜN AĞIRLAŞAN ŞARTLAR 

Bu tespit bizi daha önemli bir yere götürüyor. TÜİK’ten alınan verilere göre 2016/2017 yılında üniversitelerden mezun olan insan sayısı 749707 ve son 13 yıldaki veriler incelendiğinde 2004-2005 yılında mezun sayısı yaklaşık 316000 imiş.[1] 13 yıldaki bu artış salt olarak nüfus artmasıyla açıklanmamalıdır. Aynı zaman dilimindeki üniversiteli işsiz sayısındaki artış da değerlendirmeye alındığında eğitimdeki nicelik artışıyla beraber nitelik düşüşü bariz şekilde ortaya çıkmaktadır. Yani artık üniversite mezunu olmak bir genç için görece rahat bir yaşamın kapılarını açamıyor. İşin kötü tarafı mezun olup iş bulamamakla beraber yedek iş gücü konumuna düşüyoruz. Hazırda bekleyen bir yığın, masrafı çok az genç mühendis dururken hali hazırda çalışan mühendisler daha düşük ücretlerde ya da daha ağır şartlarda çalışmak durumunda kalıyor. Daha detaylı açıklamaya gerek yok zaten az çok sosyal medya kullanan herkes en azından atama beklerken yaşamına son veren, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden öğretmenler ile ilgili haberleri görmüştür.  

Bizle ilgili kısma dönersek. Dayatılan bu niteliksiz eğitimin sonucunda “Bir şekilde kapağı bir yere atarım” diyen arkadaşlara sesleniyorum. O iş öyle olamıyor maalesef! O kapağın bir şekilde atıldığı durumlardaki senaryo da tatlı değil. Bizleri işe alan insanların gözünde yontulmamış bir taşız aslında. İlk senelerimiz tamamıyla işi öğrenmek üzerine geçtiği için ve bizden bir beklenti olmadığı için bizlere verilen maaşlar da aileden çıkıp ekonomik bağımsızlığını elde etmek için yeterli olmuyor ki soğanın kilosunun 7 TL olduğunu tekrar hatırlatırım. 

Bu anlatılanlar şu an yaşamakta olduğumuz krizden önce de çok farklı değildi farkındayım. Fakat krizin gelmesiyle birçok şirketin küçülmeye gitmesi hatta iflas etmesiyle beraber yeni mezunlar için iş bulma durumu ya da işini koruma durumu oldukça güçleşmiş durumda. Sistemin doğası gereği krizin yan etkileri halkın üzerine yıkıldığından mavi yakalı emekçiler kadar olmasa da bizlerin de üzerine yük biniyor. Bu durum daha önce yaşanan 2001 ve 2008 krizlerinde de yaşanmıştır. 2008 krizinde patlayan inşaat sektörü sendikasız birçok inşaat mühendisini ya işinden etmiştir ya da zor şartlarda çalışmaya zorlamıştır[2]. Ek olarak kriz sonrasında yapılan düzenlemelerle çalışanların uzun süren mücadelelerle kazandığı haklar birer birer ellerinden alınmaktadır. Burada şunu belirtmeyi isterim bir özeleştiri olarak; bahsettiğim hakların çok büyük kısmı mavi yakalı emekçilerin giriştiği mücadelelerin sonucu olarak payımıza düşen haklardır. Fakat bizler bu gerçeği göz ardı ederek çoğu zaman kendi meslek odalarımızda bile bir çalışma yapmayı bile geri plana atıyoruz. Sonuç olarak daha az maaş, daha zorlu çalışma koşulları, işten çıkarılma endişesi karşısında yalnız başımıza kalıyoruz.   

SON SÖZDE İKİ NOKTA 

Dünya tarihinde aklınıza gelen hiçbir hak iktidar sahipleri ve çevreleri tarafından biz insanlara lütfedilmemiştir. Tersine en küçükten en büyüğüne bütün haklar için gerektiğinde kanlı mücadelelere girişilmiştir. Hayatlar kaybedilmiştir. Böyle bir düzende benim işim hazır sırtım pek mantığıyla hareket etmek ileride daha da kötüleşecek kriz koşullarında savunmasız kalmak açıkçası çok iyi bir fikir değildir. Bunun karşısında meslek odalarımızda ya da odalarımızın gençlik örgütünde bir araya gelmek ve birlikte çalışmalar yapmak bizim için önemli. İkinci olarak, bu sistem içinde çok azımız CEO olacak bunun farkına varmanızı rica ediyorum. Kapitalist sistem içinde mühendislikte yalnızca bir çark olmakla beraber giderek değerini kaybeden bir çark olmaktadır. Çünkü yapılan işlerin niteliği azaltılarak basite indirgenmesiyle, işi yapacak mühendisin de niteliği haliyle değeri azalmaktadır kapitalistin gözünde. Sistemin temel dinamiği gereği artı değeri arttırmak isteyen işveren için basit bir işe çok para vermek haliyle mantıksız oluyor. Yani demem o ki, safınızı doğru seçmekte fayda var bence. 

[1] http://tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1018 

[2] http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/15755.pdf 

ÖNCEKİ HABER

Tapu mağduriyetimiz hâlâ devam ediyor

SONRAKİ HABER

Siyaset Bilimci Sezin Öney: Seçim iptaline taban desteği yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa