Mayıs geliyor; biz geliyoruz!
Türkiye’nin dört bir tarafından çok genç bir cevap verelim mücadelede birleşme çağrısına; “İş, Eğitim, Özgürlük” için buradayız diyelim!
Kaynak: Max Pixel
Havalar ısınıyor, güneş açıyor, bahar ayları yerini yaz aylarına bırakmaya hazırlanıyor.
Mayıs geliyor! Hem de tüm ihtişamı, tüm hareketi, tüm tarihselliği ve güncelliği ile birlikte.
Dünya işçi sınıfının ve halklarının en güzel ayı.
8 SAAT ÇALIŞMA, 8 SAAT CANIMIZ NE İSTERSE
133 yıl öncesinden Amerikan işçi sınıfı mayısın ilk gününü “8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 saat canımız ne isterse” diyerek, dünya işçi sınıfının takvimine kazıyor. 47 yıl öncesinden Yusuf, Hüseyin ve Deniz “Yaşasın tam bağımsız ve demokratik Türkiye”, “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm” diyerek, Türkiye işçi sınıfı ve gençliğinin takvimine 6 Mayıs’ı kazıyor. 74 yıl öncesinden, Sovyetler Birliği, faşist barbarlığı yenilgiye uğratarak, Avrupa ve dünya halklarının kan ve zulüm deryasından kurtarıldıkları antifaşist savaştan zaferle çıkıyor; 8 Mayıs’ı tüm dünya halklarının takvimine kazıyor.
Her birinin bir diğeriyle tarihsel bağı var;
İşte Mayıs ayı!
Uluslararası direnişlerin, zaferlerin, mücadelelerin ayı.
İlk adımı atıyoruz, Mayıs’ın 1’ine gidiyoruz.
Bir çağrıyı örgütlüyoruz, gençlik cephesinden. Dünyayı kurtaracak olan sınıfın çağrısına “çok genç” bir cevap vermek üzere çıkıyoruz; kampüslerden, lise sıralarından, atölyelerden, semtlerden. Bu çağrı, kapitalizmin şah damarlarını elinde tutan, sömürüye son verecek gücü üretimden alan sınıfın çağrısıdır; mücadelede birleşme çağrısıdır.
BU ÇAĞRI SINIFIN ÇAĞRISI
Bu güneşli havaların altında milyonlarca genç derin bir gelecek kaygısıyla yaşıyorsa,Bu güneşli havalar altında görülen mahkemeler 301 işçiyi katleden patronlara af kararları veriyor,
Tek adam yönetimi çıkardığı yasalarla işçi sınıfını ve tüm emekçileri kölelik koşullarına mahkum ediyorsa,Gençler fabrikalarda, atölyelerde genç olamadan yaşlanıyor,Biz ses çıkarmadığımızda elimizden ne varsa alınıyorsa,Emperyalist politikalar ülkemizi yönetiyor, savaşlarda ölmek gençlere kalıyorsaBugünlerin bizim sınıfımıza bahar, tekelci kapitalistlere zemheri kışı olması gerek!
Mayıs ayının hakkını vermek gerek!
ÖRGÜTLENELİM
Karşımızdaki örgütlü sistemi ancak örgütlü bir mücadele ile yıkacağımızı bilerek
Örgütsüz milyonların, örgütlü bir avuç karşısında güçlü hale gelmesi gerektiğini bilerek
Birleştiğimizde, geri adım atmadığımızda kazandığımızı bilerek
Bu dünyayı sömürü ve savaşlarla yönetenlerin en çok korkutanın milyonların örgütlenmesi olduğunu bilerek
YÜRÜYELİM
Avrupa’da ağırlaşan yaşam koşullarına karşı sokakları dolduran yüz binlerce genç ile aynı taleplerle, yoksulluk ve sefalete mahkum olmamak için direnen on binlerce işçi genç ile aynı saflarda, demokrasi ve özgürlük isteyen milyonlarla birlikte yürüyelim; yaşadığımız ilde, ülkede yalnız olmadığımızı bilerek, 1 Mayıs’ta dünyanın dört bir tarafında bizimle aynı sınıfın tarafında olanların yürüyeceğini bilerek yürüyelim!
Sıra arkadaşımızla, mesai arkadaşlarımızla kol kola girelim; Türkiye’nin dört bir tarafından çok genç bir cevap verelim mücadelede birleşme çağrısına; “İş, Eğitim, Özgürlük” için buradayız diyelim!
ALANLARDA BULUŞALIM
Şenliğini kazanmış ODTÜ’lüler, demokratik üniversite için birleşmiş üniversiteliler olarak,
Eğitim hakkı gasp edilen ama herkes için eşit ve bilimsel eğitim talebinden vazgeçmeyen liseliler olarak,
Kölece çalışma koşullarına “yeter be!” diyen işçi gençler olarak,
Şiddetsiz, tacizsiz bir yaşamda ısrar eden genç kadınlar olarak,
Ekonomik kriz ile geleceğimize çöken sermayedarlara ve onların tek adam yönetimine karşı birleşerek birbirimizden güç almak, birbirimizi güçlendirmek için buluşalım!
Mayıs ayının tüm tarihsel birikimi ve gücüne sırtımızı verelim, yüzümüzü gelecek mücadelesine dönelim, geleceği özgür ve eşit kılacak sınıfın gününde, günümüzde, alanlarda buluşalım!