İstanbul’da 1 Mayıs: Gasp varsa direniş de var
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs İstanbul'da coşkuyla kutlandı. Alandaki emekçiler, taleplerini Evrensel'e anlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Fırat TURGUT
Uğur ZENGİN
İstanbul
İstanbul’da İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı kutlamak için on binlerce işçi ve emekçi Bakırköy Salı Pazarı Meydanı’nda bir araya geldi. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla yapılan mitinge Birleşik Kamu-İş, EYT Derneği, Hak-İş’e bağlı Liman-İş, Türk-İş’e bağlı TGS, CHP, Emek Partisi (EMEP), TKP, Halkevleri, Birleşik Haziran Hareketi, HDP’nin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve kitle örgütü katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da eşiyle birlikte kürsüye çıkarak konuşma yaptı.
İşçilerin öne çıkan talebi kıdem tazminatının fona devrinden vazgeçilmesi oldu. Krizle birlikte ücretlerinin her geçen gün eridiğini, kölece koşullarda çalıştıklarını, emeklilik haklarının ellerinden alındığını belirten işçiler kıdem tazminatının ellerinde kalan son kale olduğunu belirterek, “Kıdem tazminatı eylem, direniş, grev kararıdır” dedi. Bunun yanı işçiler grev yasaklarına, iş cinayetlerine, EYT sorununun çözülmemesine, kadro aldatmacasına da tepki gösterdi.
İstanbul 1 Mayıs’ı son yıllardaki en kalabalık kutlamalardan biri olması, EYT’lilerin ve kendiliğinden gelen işçilerin katılımının yoğun olmasıyla da dikkat çekti.
"GREV YASAKLARINA HAYIR"
Kortejleri dolaştığımız sırada konuştuğumuz Birleşik Metal-İş üyesi bir metal işçisi, “Örgütlenme sıkıntısı çekiyoruz. Anayasal hakkımız olmasına rağmen patronlar ve hükümetler buna engel oluyor. İsterlerse fabrikalarda referandum yapsınlar işçi neyi seçiyorsa onu kabul etsinler. Ama sarı sendikaları dayatıyorlar. Grevlerimiz yasaklanıyor. Hak isteyerek mi güvenliği tehdit ediyoruz” dedi.
Başka bir metal işçisi, ücretlerinin enflasyon karşısında eridiğini belirterek, “Asgari ücret açlık sınırının altında. Hal böyleyken şimdi de kıdem tazminatımıza göz diktiler. Kıdem tazminatımızın fona devredilmesi elimizdeki son hakkı almak demek. Bunu net söylüyoruz, bu kırmızı çizgimizdir. Grev kararıdır” diye konuştu.
"KIDEM İÇİN TEK YUMRUK OLURUZ"
DİSK/Gıda-İş üyesi bir işçi “Marketlere gidemez haldeyiz, zamlardan yaşayamıyoruz. Şimdi de kıdem tazminatımızı istiyorlar. Biz oluşturulan her fonun patronlara gittiğini çok iyi biliyoruz. Bu kriz döneminde de patronların elini güçlendirmek istiyorlar. Bizim son kalemiz için tek yumruk olup mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.
Cam Keramik-İş üyesi bir işçi ise şunları söyledi: “Şu an bütün işçiler kıdem tazminatına kilitlenmiş durumda. Kıdem tazminatı işçinin iş güvencesi, yıpranma payıdır. Ömürlerinde ellerine geçen tek toplu paradır. Biz mevcut haliyle de kalmasın, işçi bir gün çalışsa, kendi isteğiyle çıksa dahi yararlansın istiyoruz."
Lastik-İş üyesi işçilerin gündeminde kıdem tazminatı var. İşçiler, “Kıdem tazminatı işçinin çocuğu için yaptığı yatırımdır. Bir yerden ayrılıp iş bulana kadar aç kalmama garantisidir. İşverenler kıdem tazminatının fona devredilmesini kabul etse işçiler kabul etmez. Bu hakkımız için sonuna kadar direneceğiz” dedi. Lastik-İş üyesi işçilerin şikayet ettiği noktalardan biri de kiralık işçilik ve vergi kesintileri oldu.
DİSK/Tekstil üyesi işçiler de “Kıdem tazminatında biz kurtardık ama gelecek nesiller için uğraşmamız lazım, çünkü bu kendisi için de çocukları için de güvence” dedi.
"GERÇEK BİR KADRO VE TİS HAKKI İSTİYORUZ"
Genel-İş üyesi işçilerde gerçek bir kadro ve TİS hakkı talebi önce çıktı. KHK ile getirilen kadro kapsamında var olan haklarının bile ellerinden alındığını belirten işçiler, “2020’ye kadar 4+4 zamma tabi tutulduk. Biz belediye yönetimiyle bir sözleşme imzaladık ama gerçek şu ki devlet seni buna mahkum ediyor” diye konuştu.
Genel-İş üyesi işçiler de kıdem tazminatı konusunda tepkili. Bu zamana kadar fonların işçiler lehine kullanılmadığını hatırlatan bir işçi, “Mesela ben Beyoğlu Belediyesinde çalışırken işi bıraktığımda kıdem tazminatımı aldım ve geçimimi bir müddet onunla sağladım. Tazminatım olmasaydı geçinemeyecektim. Yani kıdem hakkı bizim için yaşam hakkı anlamına geliyor. Bunu da alırsan işçinin gelecekle ilgili bir beklentisi kalmayacak artık. Kıdem tazminatımıza dokunmayacaksın” diye konuştu.
LİMAN-İŞ: KIDEM TAZMİNATIMIZA DOKUNMA
Hak-İş’e bağlı Liman-İş üyesi bir işçi, örgütlenme engeli ve sözleşme haklarının olmamasının yanı sıra en büyük sorunlarının kıdem tazminatı olduğunu söylüyor. Yıllarca verdikleri emeğin karşılığı olduğunu belirten işçi, “Kıdem tazminatımıza dokunma diyoruz, çünkü o bizim garantimiz, çocuklarımızın geleceği. Kıdem tazminatının gasbedilmesine karşı direniriz” dedi.
TGS: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İSTİYORUZ
Türk-İş’e bağlı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri de 1 Mayıs alanındaydı. Son zamanlarda gazeteciler arasında işsizliğin arttığını, iş bulabilenlerin ise düşük ücrete mahkum edildiğini ifade eden gazeteciler, “Gazetecilerin örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını, basının özgür olmasını istiyoruz. Kıdem tazminatına göz dikilmesin istiyoruz” ifadelerini kullandı.
KAMU EMEKÇİLERİ İŞ GÜVENCESİ İSTİYOR
Kamu emekçilerinin talepleri arasında da ihraç edilenlerin işlerine iade edilmesi, grevli toplusözleşme ve iş güvencesi öne çıktı.
KHK ile yargı yolu işletilmeden ihraç edilen bir öğretmen İlhan Kaya. Kaya, “Devlette ve özelde çalışma hakkımız elimizden alındı. Yurt dışına çıkamıyoruz. Seyahat hakkımız yasak. Sağlığa erişemiyoruz. Oy kullanmamız, vatandaşlığımız tartışmaya açıldı. Medeni ölü gibiyiz... Bir mağazaya girdim. SGK girişim yapılırken KHK'li olduğum anlaşıldı ve işe başladığım gün işten çıkartıldım” dedi.
Öğretmenlik yapmaya devam eden bir başka emekçi şunları söyledi: “Güvenceli çalışmak istiyoruz. Okullarda veli şiddetine maruz kalıyoruz. Öğretmenler hayatlarını kaybediyor. Ücretli, kadrolu ayrımı ortadan kalksın istiyoruz. Ve eğitimin gericileştirilmesine karşı buradayız.”
ŞİDDETE UĞRAMAK İSTEMİYORUZ
Sağlık alanında çalışan bir tekniker, “Radyolojide 90 gün fiili hizmet süresi 40 güne düşürüldü. Radyasyona maruz kalıyoruz. Birçok arkadaşımız tiroit kanseri oluyor. Sağlıklı olmak, sağlık hizmeti verirken sağlıklı çalışmak istiyoruz. Şiddete uğramak istemiyoruz. 3600 ek gösterge, iş güvencesi istiyoruz” diye konuştu.
15 DAKİKA YERİNE 5 DAKİKA
SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Nuran Güngör, aynı zamanda hemşire. “Çalışma temposu inanılmaz arttı. Yaptığımız işi parçalara böldüler. Kırtasiye işini de angarya işi de yapıyoruz. 4B, 4A, 4C gibi aynı işi yapıp farklı statüdeyiz. Çalışan sayısı gittikçe azaldı. Hiçbir katta pencere yok. Hastaya 15 dakika yerine 5 dakika ayırabiliyoruz” dedi.
HAK, HUKUK, ADALET
Tüm Bel-Sen üyesi bir emekçi ise taleplerini şöyle sıraladı: “İş güvencemiz iki dudak arasında. Sendikalaşma sadece iktidarın gölgesi olan sendikalar için var. 657’yi bile kaldırmak istiyorlar. Belediyelerde politik düşüncemize göre yaklaşılıyor. Grevli toplusözleşme istiyoruz. İhraçlar üzerinden gözdağı veriliyor.”
Tüm Bel-Sen 1 No'lu Şube Başkanı Kadri Kılıcı da “Kkıdem tazminatına fona devredilmek istenmesi, bizim için emekli ikramiyesine de el uzatılmak istendiğine işaret ediyor. İşçi sınıfıyla ortaklaşıyoruz” dedi.
Bir BTS’linin talepleri ise şöyle: “Ek ödeme ve yan ödemelerin emeklilik keseneğine dahil edilmesi. Özellikle 24 saat çalışılan iş kollarında yoğun olarak yaptırılan fazla mesailere ücret düşmeden son verilmesi. Gerçek enflasyon üzerinde zam.”