2 Mayıs 2019 18:59
/
Güncelleme: 23:30

Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren Standard Profil fabrikasında örgütlenme çalışmasını tamamladığını duyuran Petrol-İş Sendikası üyesi işçiler fabrika önünde eylem yaptı. Sendika yetkilileri fabrika önünde yaptığı açıklamayla firma yetkililerine seslenerek, toplu iş sözleşmesi yapılması gerektiğini söyledi.

Petrol-İş Sendikası örgütlenme çalışması yürüttüğü Standard Profil fabrikasında, 2 bin 45 çalışan arasından bin 615'in Petrol-İş Sendikalı olduğu için sözleşme yapma konusunda yetki aşamasına geldiğini duyurdu. İşçiler, saat 15.00'te fabrika önünde toplanarak eylem yaptı. Yaklaşık 400 işçinin katıldığı eyleme Petrol-İş Sendikası Düzce Şube Başkanı Muzaffer Işık, genel merkez yöneticileri, örgütlenme sorumlusu Emrah Yunus Saruhan da işçilerin arasında yer aldı. İşçiler, "İşçiyiz haklıyız kazanacağız" sloganı attı.

"MASAYA OTURMA ZAMANI GELDİ"

Standard Profilin sözleşme yapmaya yanaşmadığını ifade eden Muzaffer Işık, fabrika önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Elbette bir yıllık bir süreçte alt yapısını hazırlayarak bu günlere geldik. Bugün geldiğimiz noktada durumumuz şudur. Üyelik noktasında çoğunluğa ulaştığımız anlaşıldığında biz bakanlığa yetki alma noktasında başvurumuzu yaptık. Büyük bir özveriyle hem bakanlık noktasında hem de diğer çalışma kollarında konunun takipçisiyiz. Geldiğimiz noktada 12 Nisan tarihi itibariyle işverenlerimiz bu tespite itiraz etti. Burada çalışanların 2 bin 45 olmasına rağmen bizim üye sayımız bin 615'tir. İşveren olarak bakanlığın bile kabul etmiş olduğu bu çoğunluğu sizlerde kabul etmek zorundasınız. Biz hukuk mücadelemizin sonuna geldik. Artık masaya oturma zamanı gelmiştir. Gelin sözleşmemizi bir an önce yapalım." (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

Fotoğraf: DHA

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et