Kadın muhtarlar kadınlar için kolları sıvadı
31 Mart yerel seçimlerinde Ankara Batıkent’in 9 mahallesinin 8’inde ve Mersin'in Akdeniz ilçesi Akdam köyünde muhtarlık seçimlerini kadınlar kazandı.
Ankara Batıkent’in 9 mahallesinin 8’inde muhtarlık seçimlerini kadınlar kazandı | Fotoğraf: Evrensel
Nursel İNALCUK
Hande KÖSE
Ankara
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Ankara Batıkent’in 9 mahallesinin 8’inde muhtarlık seçimlerini kadınlar kazandı. Seçimi kazanan Kardelen Mahallesi Muhtarı Elif Ayyıldız ve İnönü Mahallesi Muhtarı Zübeyde Dönmez ile özellikle kadınlara yönelik projelerini konuşmak için bir araya geldik. İki muhtar da kadınları güçlendiren çalışmalar için kolları sıvadıklarını anlattı.
İŞ VE EKMEK TALEBİ
Seçim çalışmaları sırasında ev ev gezdiğini, bu sırada karşılaştığı kadınların kendisine sorunlarını anlattığını, muhtarlığa başlamadan mahalledeki kadınlarla, onların sorun ve talepleriyle iç içe olduğunu hatırlatan Elif Ayyıldız, seçim öncesinde başlayan bu yakınlığın bundan sonra da devam edeceğini söyledi.
Kadınlara yönelik evde iş imkanları sağlayacak, kadınların üretime ve aile ekonomisine katkı sunmasına destek olacak bir kadın emeği pazarı projesi var Ayyıldız’ın. Projeyi “Evlerde el emeği göz nuru döken, el işi ürünler, organik gıda malzemeleri hazırlayan birçok kadın var. Bu sayede kadınlar emeklerini kazanca dönüştürebilecekler” diye anlatıyor. Kadınların çalışmak ve kendi ayakları üzerinde durmak istediklerini vurgulayan Ayyıldız, “Kadınlar kendileri çalışıp kazanmalılar. İş insanlarımız muhtarlara gelip iş ilanı verirse, ben iş arayan kadınlarımızı yönlendireceğim” çağrısı yapıyor.
GÜVENLE SOKAKTA OLABİLMEK
Kadınların en önemli taleplerinden biri de, geç saatlerde güvenli bir şekilde evlerine ulaşabilmek. Bu talep için belediyeye başvuracağını söyleyen Ayyıldız, gece otobüsle seyahat eden kadınların durak dışı da inebilecekleri bir sistem talebinde bulunacağını vurguluyor. Ayrıca mahallede bir kadının sokakta güvenli ve rahat hissederek dolaşabilmesi için aydınlatmanın yetersiz olduğunu, bu eksikliğin giderilmesi için gerekli yerlere müracaat edeceğini belirtiyor.
Kadınların dört duvar arasında kalmak istemediğini, dışarıda olmak, sosyalleşmek istediğini belirten Ayyıldız, mahalleye lokal açılması talebinin de bu isteğin bir ifadesi olduğunu söylüyor.
Elif Ayyıldız’ın bir diğer projesi de “Kardelen’de Şenlik Var.” Her yıl aynı tarihte tekrarlanacak şenlikle, bütün mahallelinin bir araya geleceği, hem iyi vakit geçirip, hem dayanışmayı büyüttüğü bir gün geçirmesini planlıyor.
KADIN SAĞLIĞI VE ŞİDDETLE MÜCADELE
‘Sağlıkta Dayanışma’ adını verdiği projesiyle mahallede yaşayan kadınların toplu şekilde göz taraması, mamografi, kemik taraması gibi kontrollerden geçmelerini sağlamayı hedefleyen Ayyıldız, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda ise şunları anlatıyor: “Kadına Şiddet Engellenebilir adlı bir projemiz var. Aile içi şiddete tüm yasal mekanizmalarıyla müdahale ederek bu konuda farkındalığı ve duyarlılığı artıracağız. Risk altındaki kadınların toplumsal yaşama ve toplumsal hizmetlere erişim konusunda aktif adımlar atacağız. Kadınların şiddet, taciz gibi konularda başvurabilecekleri kurumların telefon numaralarını acil kodu altında mahallemizdeki sitelerin ilan panolarına asacağız. Böylece kadınlar mağduriyet anında hemen başvurabilecekleri bir yer olduğunun farkına varabilecek.”
"BELEDİYEDEN ISRARCI OLACAĞIZ"
İnönü Mahallesi Muhtarı Zübeyde Dönmez de kadın sorunlarını her daim ön planda tuttuğunu belirterek, “Seçimlerden önce de Kent Konseyi Kadın Meclisinde görev aldım. Bu mecliste kadınlar olarak haklarımız nelerdir, neler yapabiliriz, bunları tartıştık. Ayrıca çeşitli derneklerin verdiği kadın ve insan hakları eğitimlerine katıldım ve bu eğitimler sayesinde muhtarlık görevim boyunca mahalledeki kadınların sorunlarına daha sağlıklı çözümler sunacağına inanıyorum” diyor. Dönmez’e göre belediyenin kadınlara yönelik bazı kültürel projeleri var, ancak bunların gerçekleşmesi zaman alabiliyor. “Biz muhtarlık olarak bu projelerin hızlandırılması aşamasında ısrarcı olacağız” diyor.
KADIN İSTİHDAMI İÇİN
İnönü Mahallesinde de kadınların muhtarlığa genelde iş talebiyle gittiğini öğreniyoruz Zübeyde Dönmez’den. “Fakat dışarıda değil evde iş imkanı istiyorlar. Muhtarlık olarak bu talepleri karşılamak için kooperatif kurma projemiz var. Örneğin, muhtarlığa iş talebiyle başvuran bir kadın arkadaşımızı KOSGEB aracılığıyla kursa yönlendirdik, bu kurs sayesinde girişimcilik sertifikası alacak olan arkadaşımıza iş kurması için yardımcı olabileceğiz. Ayrıca daha önce sığınmaevinde kalan beş kadın arkadaşımızı da kaynakçılık kursuna gönderip kurs bitiminde işlere yerleştirdik. Kısacası muhtarlık olarak kadınlarla ilgili üzerinde durduğumuz en önemli konuların başında kadın istihdamının artmasına yardımcı olmak geliyor” diye aktarıyor bu konuda yaptıklarını.
Kadınların en başta gelen sorunları işsizlik ve yoksulluğa karşı bir muhtar olarak imkanları dahilinde yardımcı olmaya çalıştığını söyleyen Dönmez, “Kadınlar ekonomik özgürlüklerini elde etmeliler, kendi deneyimlerimden de gördüğüm kadarıyla, kadınlar ancak kendi ayakları üzerinde durdukları sürece güçlü olabiliyor” diyor.
BU KADINI EVE GÖNDEREMEZSİNİZ!
Bir muhtar olarak kadına şiddet vakalarıyla karşılaştığında ne gibi çözümler sunduğunu sorduğumuz Dönmez, başından geçen bir olayı anlatıyor. Polis eşinden şiddet gören bir kadını “Kocandır döver de sever de” zihniyetiyle uzlaştırmaya ve eve göndermeye çalıştığında olaya müdahale edip “Bu kadını eve gönderemezsiniz. Sonu cinayet olursa ne yapacaksınız?” diyerek tepki gösterdiğini anlatıyor. Ayrıca şiddet gören kadınla konuşup eve gitmemesi gerektiğini, sığınmaevi talebinde bulunabileceğini ve barodan ücretsiz avukat isteyebileceğini söylemiş. Kadına yönelik şiddet kadar taciz vakalarının da arttığını belirten Dönmez, tacizin “Her an yaşanabilecek” bir şey olarak “Normalleştirilmeye çalışıldığını” söylüyor. Geçtiğimiz günlerde Batıkent’te yaşanan köpek katliamını hatırlatan Dönmez, yaşanan bu şiddet ve güvensizlik ortamının başta kadınlar olmak üzere herkesi tedirgin ettiğini ifade ediyor.
AKDAM KÖYÜNE KADIN ELİ DEĞDİ
Güler CENGİZ
Mersin
Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Akdam köyüne muhtar olarak seçilen Yonca Kalınlı ile ön yargılara rağmen yürüttüğü seçim çalışmasını, mahallelinin taleplerini ve neler yapmayı hedeflediğini konuştuk. Kalınlı, sorunların çözümü için köy halkıyla birlikte adımlar atmaya başlamış bile.
Akdam köyü halkının kadın muhtara bakış açısı nasıl?
Bir kadın muhtar adayı olarak ortaya çıktığımda öncelikle aza bulmakta bile zorlandım. Çünkü muhtar olunca çarşıda, belediyede muhakkak işim olacak. Mecbur erkek azanın arabasına binip gideceğim. Erkekler bundan çekindiler. Söz olur, eşlerimizle sorun yaşarız dediler. Çıkıp karşılarına, “Hem yıllardır bir şeyler değişsin dersiniz hem de elinizi taşın altına koymazsınız. Nasıl değişecek peki?” diye hesap sorunca birkaç kişi aza olmayı kabul etti. Ben muhtarlığı kesintisiz 15 yıl muhtarlık yapmış birinden devraldım. Doğal olarak köylünün beni de muhtarları olarak görmesi ve benimsemesi için biraz zamana ihtiyacım olacak.
Muhtarlığa başladıktan sonra karşılaştığınız ilk sorunlar neler oldu?
En büyük sorunum bir muhtarlık binamızın olmaması. Dışarıdan gelen misafirleri kabul edebileceğim ve işleri takip edebileceğim bir mekanım yok. Evimde, kahvehanede veya ortalarda misafir kabul etmek zorundayım. Büyükşehir ve Akdeniz Belediyesi ile yaptığım görüşmelerde bu durumu dile getirdim. Köyde bir muhtarlık binası var. 25 yıl önce yapılmış ama hiç kullanılmamış, şu an tam bir harabe. Tadilat ve bakımının yapılması gerekiyor. Bu sorunun en kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum.
Akdam’da günlük hayat nasıl, köylüler geçimlerini nasıl sağlıyor?
Bu köyde eskiden sebze yetiştirilirdi şimdilerdeyse narenciye. Köylüler, senede bir kez yatak yapıyorlar, mahsullerini alıp satıyorlar, sonra da bütün yıl yatıyorlar. Sebzeden vazgeçiyorlar çünkü ilaç fiyatları çok yüksek, masraflarını karşılamıyor. Bir de köylüler yavaş yavaş arazilerini satmaya başladı. İnsanlarda bir kentselleşme özentisi başladı. Çünkü inşaatlar ta buralara kadar geldi. Köylü ‘Bir evimiz olsun, kiraya verelim, onunla geçinir gideriz’ diye düşünüyor. Eskiden köylüler mahsul kaldırırken imece usulü yardımlaşırlardı. Şimdi bunun da kolayını buldular, işçi tutuyorlar, işçiler bahçeye sabah giriyor akşam çıkıyor. Eskiden ürün satıldığında köylü, bir yıllık temizlik, bakliyat, yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını alır, kolilerle, çuvallarla stok yapar, Sulama Birliği’ne borcunu öder, geri kalan parayı bankaya atardı. Yani mahsulden kazandığıyla bir yıl boyunca rahatça geçinir üstüne birikim de yapardı. Şimdi bırak bankaya para atmayı bir yıllık yiyeceği bile alamıyorsun...
Akdamlıların muhtarlıktan, sizden beklentileri neler?
Gençlerin halı saha ve spor etkinlikleri talebi var. Geçen yıl Toroslar Belediyesinin köyler arası futbol yarışması vardı. O yarışmaya gençler bir takım oluşturarak katıldılar. Ben o zaman gençlerin bu yarışa katılabilmeleri için elimden gelen tüm desteği verdim, sponsor buldum, antrenör gibi birçok sorunun çözümünde yardım ettim. Futbol oynayabilecekleri bir halı sahaya ihtiyaçları var. Kadınlar benden spor aletleri istiyor. Ama ne yazık ki bu gerçekleşebilir iki talep için köylünün kullanımına açabileceğimiz ortak bir alanımız yok.
Seçildikten sonra neler yaptınız, ileriye dönük ne gibi planlarınız var?
İlk olarak, okul müdürüyle ortak bir çalışma yürüttük. Okulumuzun 25 öğrencisi var. Müdürümüz aynı zamanda öğretmen. Köylülerimiz çocuklarını şehirdeki okullara göndermeyi tercih ediyor. Bu yüzden okulumuzun kapanma tehlikesi var. Okulumuzun kapanmaması, yeniden daha fazla öğrenci gelmesini sağlamak için müdürümüzle birlikte çeşitli kampanyalar, çalışmalar yapmak istiyoruz. İlk çalışmamızı da geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdik. Toplum Gönüllüleri yararına çalışan ve farklı bölümlerde okuyan bir grup Mersin Üniversitesi öğrencisi, internetten köy okulumuzu bulmuşlar ve okul müdürümüzle irtibata geçmişler. Biz de kabul ettik ve çok güzel bir çalışmayı birlikte yaptık. Üniversite öğrencileri okulumuzun duvarlarını boyayıp resimler çizdi. Köyümüzün kadınlarıyla birlikte gençler için ortak sofra kurduk. Köyün gençleri de çalışmaya dahil oldu, üniversitelilere yardım etti ve el birliğiyle okulumuzu güzelleştirdik. Üniversiteliler gelirken bir koli de kitap toplayıp getirmişler. Biz de okul müdürümüzle birlikte, okuldaki bir odayı küçük bir kütüphaneye çevirmeye karar verdik. Şimdilik küçük bir kütüphane ama gelecek sezona büyütmeyi düşünüyoruz. Bunun için bir kitap kampanyası başlattım. Duyurusunu Akdam Gönüllüleri sayfasında paylaştım. Önümüzdeki dönemse okulumuza bir bilgisayar ayarlayıp, öğrencilerimizin kullanımına sunmayı düşünüyoruz. Böylece öğrencilerimiz dersleriyle, ödevleriyle, araştırmaları gereken konularla ilgili bilgilere daha rahat ulaşabilirler.
Ayrıca Tunceli Belediye Başkanının beğendiğim uygulamasını ben de burada hayata geçirmeyi deneyeceğim. Belediyelerimizden iki adet bisiklet hibe alabilirsek, biz de çocuklara günde bir saat kitap okumaları karşılığında bisiklete binmelerine olanak yaratalım istiyoruz. Böylece çocuklarımıza hem kitap okuma alışkanlığını kazandırabiliriz hem de güzel zaman geçirmelerini sağlarız.
Burası 850 kişilik bir köy. Toplam 481 seçmenimiz var. Göreve başlar başlamaz Tarım İlçe Müdürlüğü ile Ziraat Odasına bağlı Sulama Birliğini ziyaret ettim. Bu kurumlarla hangi dönemlerde ortak çalışmalar yapabileceğimizi konuşup fikir alışverişinde bulunduk.
Ayrıca yakın zamanda günübirlik bir şehir dışı tur ayarlayıp kadınları şöyle bir dışarı çıkarmak, yeni bir yer görmelerini sağlamak istiyorum. Çünkü her şey okumakla olmuyor, görmek de gerekiyor. Bu olmazsa da yine de kadınlar için bir etkinlik yapmak istiyorum.