TTB Başkanı Sinan Adıyaman: Hekimlik ne gerektiriyorsa onu yaptık
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, hekimlere "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" dedikleri için verilen hapis cezasına tepki gösterdi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman | Fotoğraf: MA
11 hekime “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dedikleri için verilen hapis cezası kararına itiraz edeceklerini belirten TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Sinan Adıyaman, “Hekimlik mesleği ne gerektiriyorsa onu yaptık. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. İç hukuk tüketilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi 11 isme, 2016 yılı 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yaptıkları “Bu topraklarda eşitlik ve barış içinde yaşamamız çok mümkün” ile 24 Ocak 2018’de yaptıkları “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı açıklamalar nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gerekçesiyle 20 ay hapis cezası verildi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, mahkemenin verdiği kararı Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
"SAVAŞ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR"
“Hekimlik meslek ilkeleri ne gerektiriyorsa onu söylediklerinin” altını çizen Adıyaman, yaşamı savunduklarını, ölüme karşı olduklarını aktardı. Sağlığın, insanın fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hali olduğunu dile getiren Adıyaman, “Sosyal iyilik hali çok önemlidir. Sosyal iyilik hali olmazsa, savaş nedeniyle alt yapı bozulmuş ve buna bağlı olarak içtiğiniz su temiz olmazsa, yaşadığınız ortam düzgün olmazsa, yıkıksa ve bunlar bulaşıcı hastalıklara neden oluyorsa bu bir halk sağlığı sorunudur. Bunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu yüzden, Dünya Tabipler Birliği’nin (WMA) TTB’ye verdiği böyle durumlarda hükümetleri uyarma ve sağlıklı ortamı sağlama uyarısı yapma görevi vardır. Biz de bunu yaptık. Açıklama bütün savaşlar için yapıldı. Ama o dönem Türkiye çevresinde bir harekat olduğu için bize görevimizi hatırlattı ve bu hatırlatmayı uygun gördük” şeklinde konuştu.
"DELİL ÜRETİLEMEMESİNE RAĞMEN CEZA ALDIK"
Duruşma boyunca herhangi bir delilin üretilmediğini ifade eden Adıyaman, delil olmamasına, üretilememesine rağmen aldıkları cezalarda hükümetin söylemlerinin etkili olduğunu söyledi. Türkiye'de bu durumun ilk defa olmadığını aktaran Adıyaman, barış için akademisyenlerin de hiçbir delil olmadan ceza aldıklarını hatırlattı.
Adıyaman, “Mahkemeler bağımsız olmak zorunda. ‘Adalet mülkün temelidir’ yazıyor arkada. Dilin varmıyor ama ne yazık ki mahkemeler etki altında” ifadelerini kullandı.
Verilen karar ile korku yaratılmaya çalışıldığını dile getiren Adıyaman, “Şunu demek istiyorlar; ‘11 tane seçimle gelmiş hekime dokunabilirim, bunlara dokunabiliyorsam herkese dokunabilirim’. Ama buna kimsenin gücü yetmez. Diğer demokratik kitle örgütlerine bir korku salma çabası bu. Ama hiçbir kurum bundan korkmaz. TTB de korkmaz” dedi. Adıyaman, “Sonuna kadar mücadele edeceğiz. İç hukuk tüketilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız” ifadelerini kullandı. (Ankara/MA)