İstanbul ve İzmir baroları YSK kararına karşı "Adalet Nöbeti" başlattı
YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali kararına karşı İstanbul ve İzmir Baroları Adalet Nöbeti başlattı.
YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline ilişkin kararına hukukçulardan tepki geldi. İzmir ve İstanbul baroları, karara karşı hukukçuları adalet nöbeti tutmaya çağırırken Mersin Barosu ise YSK kararını darbe olarak niteledi. Diyarbakır Barosu da YSK kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğuna vurgu yaptı.
İSTANBUL BAROSU ADALET NÖBETİNE BAŞLADI: İPTAL KARARI ŞAİBELİDİR
İstanbul Barosu, YSK'nin İstanbul ilişkin kararına karşı “Adalet Nöbeti” eylemi başlattı. Seçimlerin yenileneceği 23 Haziran’a kadar eylemlerine devam edeceklerini belirten İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Seçimin kendisi değil iptal kararı şaibelidir” dedi.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul’da seçimi iptal etmesine tepki gösteren İstanbul Barosu, seçimlerin yenileneceği 23 Haziran tarihine kadar her gün İstanbul Barosu Merkez Binası önünde dayanışma nöbeti tutacak. 20.00-21.00 saatleri arasında tutulacak nöbette çeşitli etkinlikler yapılacak. Bu akşam ilki düzenlenen nöbete İstanbul Baro Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, baroya üye avukatlar ve çok sayıda kişi katıldı.
Burada açıklamalarda bulunan Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, YSK’nin verdiği seçim yenileme kararının hukuki dayanağının olmadığını ve YSK'nın içtihatlarıyla çelişen bir karar olduğunu söyledi. Kararın, siyasal iktidarın baskılarıyla alındığını belirten Durakoğlu, “Baromuz, kararın gerekçesini irdeleyerek hukuksal bir tahlile tabi tutulmasını gereksiz bulmaktadır. Kararı veren kurulun böyle bir saik taşımadığı açık iken, hukuk kurumumuza özgü ciddiyetimizi bu yöneltmeyi doğru bulmamaktayız.
Bu nedenle, süreç itibariyle ifade edilebilir ki, bu seçimin kendisi değil iptal kararı şaibelidir. Ancak açıkça vurgulamalıyız ki bu karar, basit bir ‘seçim yenileme’ kararı değil, demokrasimize ilişkin geleceğimizi şekillendirecek denli köklü sonuçları doğuracak nitelikteki bir tercihtir. Bu karar ile açıkça görülmüştür ki, demokrasinin en temel güvencesi konumunda bulunan sandık, ‘değiştirebilme yeteneğinden’ yoksundur. Oysa sandık; sadece ‘seçebildiği’ taktirde değil, onunla birlikte ‘değiştirebildiği’ taktirde bir demokrasi enstrümanı olabilir. Bu karar, sandığın değiştirebilme gücünün yok edildiği bir ortamı oluşturmaktadır” diye konuştu.
İZMİR’DE ADALET NÖBETİNİN 2. GÜNÜ: EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNDEN DESTEK
YSK'nin İstanbul seçimlerine yönelik aldığı karar sonrası Adalet Nöbeti başlatan İzmir Barosu, adalet nöbetine İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin katılımıyla ikinci gününde de devam etti.
İzmir Barosu, adalet nöbetinin ikinci gününde İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin katılımıyla “Adalet, özgürlük ve demokrasi istiyoruz” dedi.
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “İzmir Barosu olarak başlattık ama bugünden itibaren İzmir emek ve demokrasi güçleri ile birlikte devam edecek bir nöbetteyiz. Bu kararın tarih karşısında geçerliliği yok. Bu kararı verenler için de aslında geçerliliği yok” dedi.
Baro başkanının ardından konuşan KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal da bu karar ile YSK’nin halk iradesini gasp ettiğini söyledi. Vardal “Bu kararla aslında demokrasinin son geriye kalan seçme ve seçilme hakkı gasp edilmiş oldu. YSK kendi hukukuna göre değil talimatlara göre karar almıştır. Biz emek ve demokrasi güçleri olarak bu kararı gayrı meşru görüyoruz. Halk iradesine karşı büyük bir saygısızlıktır. Bu sadece İstanbul için değil aynı zamanda 82 milyona yapılmış bir saygısızlıktır. YSK bu kararıyla partiye göre hukuk, parti için hukuk anlayışının egemenliğini ilan etmiştir. AKP-MHP ittifakının noteri haline dönüşmüştür” dedi.
İzmir Türk Tabipler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Lütfi Çamlı bu kararın hiçbir hukuka, mantığa sığmadığını belirterek, “Bu kararı protesto etmek için refleks oluşturan İzmir Barosu bir kıvılcım yaktı. Bir sandığa 4 pusula atılırken 3 ünü geçerli sayıp sadece büyükşehir belediye başkanlığını geçersiz saymak hangi mantığa sığar? Bu kez yağma yok direneceğiz, bu daha başlangıç mücadeleye devam edeceğiz. Tüm Türkiye’de gezinin hayaleti dolaşmaya başlayacak, buna alışsınlar” diye konuştu.
Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar da “Dün YSK eliyle bir darbe yapılmıştır sandığa. 31 Mart’tan bu yana yaşadıklarımız, İstanbul seçimini iktidarın sindiremediğini göstermektedir. Dünkü karardan sonra kimsenin yılgınlığa düşmediğini gördüm, aksine kenetlendik. İstanbul halkı da daha da kenetlenmiş durumda ve iradesinin gasp edilemeyeceğini ilan etti. İstanbul’da ve her ilde antidemokratik uygulamalara son vermek üzere kendi irademizi koyarak örgütlü bir şekilde mahallelerde, iş yerlerinde, alanlarda taleplerimizi dile getirip bu hukuksuzluğa son verilmesi için sesimizi yükseltmeliyiz. Eylemlerimizi çeşitlendirerek sürdüreceğiz” dedi.
İzmir Psikologlar Derneği Başkanı Mevlüt Ülgen, “Emek ve demokrasi güçleri birlik ve diri olup birlikte mücadele örerse kazanacağımızı düşünüyorum, güzel günler göreceğiz” diye konuştu.
ESP İzmir İl Örgütü adına konuşan Satiye Ok ise “Dün gezide bu daha başlangıç mücadeleye devam diyenler bugün yine bir arada. 7 Haziran’da halkın iradesini gasbedenler yine İstanbul şahsında bunu gösteriyor, ama bu halk gerek 7 Haziran gerek 31 Mart gerekse de dün verilen karara karşı bu sokak sokak sahip çıkıyor hakkına. İzmir işçi ve emekçileri hak gaspına karşı mücadeleye, yan yana olmaya çağırıyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)
İZMİR BAROSU ADALET NÖBETİ BAŞLATTI (6 MAYIS)
Yüksek Seçim Kurulu 31 Mart İstanbul yerel seçimleri kapsamında yapılmış olan büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin yenilenmesinin kararı ardından İzmir Barosu Adalet Nöbeti başlattı.
İzmir Barosu binası önünde toplanan baro üyeleri ile emek ve demokrasi güçleri seçimlerin İstanbul'da yenilenmesi kararını protesto ederek adalet nöbeti başlattı.
Baro önünde yapılan açıklamada Avukat Özkan Yücel, "İzmir Barosu üyeleri yenilenecek seçimlerde İstanbul'da da görev almaya taliptir. Cumhuriyetin ve demokrasinin kalesi İzmir bu süreçte İstanbul halkını yalnız bırakmayacaktır" dedi.
Yücel, İzmir Barosu Yönetim Kurulu büyük mücadeleler ve fedakarlıklarla kurulan ülkemiz demokrasisinin tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelen bu vahim kararın önemine binaen olağanüstü toplanarak aldığı kararları açıkladı:
- Alınan karar tarih önünde hükümsüzdür. Yüksek Seçim Kurulu üyeleri aldıkları karar ile Yüksek Seçim Kurulu Kanunu'nun kendilerine verdiği yetkiyi kötüye kullanmışlardır. Bu karar ülkemizde yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını ve yargının siyasi iktidar tarafından bir enstrüman olarak kullanıldığını tescil etmiştir.
- Yurttaşlarımızı önümüzdeki süreçte itidalli davranmaya davet ediyoruz. Bu dönemde barışçıl gösteri haklarını kullanmak isteyebilecek yurttaşlara yönelmesi muhtemel her türlü hukuksuz müdahalede halkımızın yanında olacağız.
- İzmir Barosu üyeleri yenilenecek seçimlerde İstanbul'da da görev almaya taliptir. Cumhuriyetin ve demokrasinin kalesi İzmir bu süreçte İstanbul halkını yalnız bırakmayacaktır.
- Baromuz, bu kararı verenlerle ilgili olarak her türlü hukuki başvuruyu yapacaktır. Tüm barolarımızı ve Türkiye Barolar Birliği'ni bu süreçte demokrasinin yanında olmaya davet ediyoruz.
- Demokrasinin son kırıntılarının da ortadan kaldırıldığı bugün itibari ile tüm yurttaşlarımızı ve demokratik kitle örgütlerini yenilenecek seçimlere kadar her akşam 20 ile 21 saatleri arasında baromuz önünde demokrasi nöbeti tutmaya çağırıyoruz " dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları hukuka küsmemeli" diyen Yücel, "İzmir Barosu halkımızdaki umudun da savunmanı olarak görev başındadır. Türkiye bugüne dek yetiştirdiği bağımsız ve özgür hukukçuları ile bu girdaptan kurtulacaktır" ifadelerini kullandı.
DİH: YSK KARARLARINI KABUL ETMİYORUZ
Demokrasi İçin Hukukçular grubu da açıklama yaparak YSK kararına tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“YSK hukuku ve kendi içtihatlarını da yok sayarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde iktidar partisinin seçim iptali dayatmasına boyun eğmiş; mazbatayı iptal etmiş ve tekrar seçim kararı almıştır. Yine hukuksuz olarak kimi seçilmiş yöneticilerin mazbatalarını KHK'lı oldukları gerekçesiyle iptal edip, ikinci sıradaki iktidar partisi adayına mazbata verilmiştir.
YSK'nın bu kararları, milyonlarca insanın iradesinin, seçme hakkının gaspıdır. Seçim güvencesi, YSK kararlarıyla yok edilmiştir.
Tüm meslektaşlarımızı İzmir, Ankara ve İstanbul barolarının başlattığı dayanışma nöbetine destek olmaya çağırıyoruz. Her akşam 20:00'de İstanbul ve İzmir baroları önünde nöbetteyiz!”
MERSİN BAROSU: YSK, HALKIN İRADESİNE DARBE YAPMIŞTIR
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararına tepki gösterdi.
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve yönetim kurulu, adliye binası önünde biraraya gelerek, YSK'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararına tepki gösterdi. Avukatların da katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasına vatandaşlar da destek verirken Başkanı Yeşilboğaz, YSK’nın 31 Mart’ta yapılan seçimin İstanbul’da iptali ve yenileme kararının, hukuka ve kamu vicdanına sığmadığını öne sürerek, "Bu karar sadece belli bir siyasi grubun değil, AKP’ye oy veren vatandaşların dahi vicdanını rahatsız etmiştir. Aynı zarftan çıkan meclis üyesi, muhtar ve ilçe belediye başkanları kabul edilip, büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptal edilmesi, kararın siyasi olduğunun apaçık göstergesidir. Kısacası, aynı zarftan çıkan dört pusuladan üçünün kabul edilip, bir tanesinin kabul edilmemesi hukuk tanımazlıktır, toplumun aklıyla dalga geçmektir" diye konuştu.
Yeşilboğaz, YSK’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini hiçbir hukuki dayanak olmadan iptal ederek, halkın iradesine, demokrasiye, hukuka darbe yaptığını sözlerine ekledi.
Basın açıklamasının ardından avukatlar, 'Hak, hukuk, adalet' sloganı atarak dağıldı.
DİYARBAKIR BAROSU: YSK KARARI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN
Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimini iptal etmesine ilişkin açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, YSK’nin İstanbul kararını “hukuki dayanaktan yoksun, hukuk üstünlüğü ve güvenliği ilkesini ortadan kaldıran bir karar” olarak değerlendirdi.
Aydın açıklamasında, “YSK daha önce de, adaylık sürecinde seçilme yeterliliğine sahip olduğuna karar verdiği adayların, seçildikten sonra KHK ile ihraç edilen kamu görevlilerine mazbata verilemeyeceği yönündeki hukuksuz ve hakkaniyetsiz kararı ile zaten saygınlığını, bağımsız ve tarafsızlığını tümden yitirdiğini belirten Aydın, “İstanbul seçimlerinin iptali ile YSK hakkındaki tespitlerimizi teyit edilmiştir” dedi.
YSK’nin, iktidarın baskılarına boyun eğdiği, önce kazanan 8 belediye başkanına mazbata vermeyerek seçimde ikinci olan parti adayına mazbata verdiğini, İstanbul seçimlerini de hukuken açıklanması mümkün olmayacak şekilde iptal ettiğini belirten Aydın, “Böylece yurttaşların seçime, sandığa olan güveni de kalmamıştır. Hukuk; bölgeden-bölgeye, ilden ile, partiden partiye, adaydan adaya değişebilecek bir kavram değildir. Herkese eşit uygulandığında, hukuk olur. Diyarbakır Barosu, YSK’nın verdiği bu kararı; hukuki dayanaktan yoksun, hukuk üstünlüğü ve güvenliği ilkesini, hukuk devletine olan güveni ortadan kaldıran bir karar olarak değerlendirmektedir” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)