Karaburun'da RES talanı dolu dizgin sürüyor
Karaburun Kent Konseyi, yarımadayı ve Ildırı Körfezi'ni koruma bölgesi ilan eden kurumlara seslendi: Yağmacı şirketlere dur demek bu kadar bu zor mu?
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Karaburun Kent Konseyi ve yurttaşlar geçtiğimiz haftalarda Karaburun Yarımadası ve Ildırı Körfezi'ni Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan eden kurumlara çağrıda bulunarak, RES şirketlerinin bu karara aykırı faaliyetlerinin durdurulmasını talep etti. Kent Konseyi, "Karaburun Yaylaköy’de bağıra bağıra gelen talanın boyutları hiçbir kural tanımayan yağmacı tavra evrildi. Tırlar, vinçler, beton mikserleri, kamyonlar, kepçeler makilik alanlarda cirit atıyor" dedi.
HUKUK MÜCADELESİ 4. YILINDA
Kent Konseyi tarafından ayıplan yazılı açıklamada, Karaburun Yarımadası’nın yüzde 61’ini (252 km²) tek başına kaplayan Lodos Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait "Karaburun RES Projesi"ne karşı yürütülaen hukuk mücadelesinin 4. yılına girdiği belirtildi.
Kent Konseyi açıklamasında, "Bu zaman zarfında, proje için verilen ÇED Olumlu kararı iki kez ve üretim lisansı bir kez iptal ettirdik. Bu iptal kararları, doğayı ve yaşam alanlarını korumak için hep birlikte verdiğimiz inançlı ve kararlı mücadelenin sonucudur. Ne yazık ki, bu iptal kararlarına karşın, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, Mahkeme kararlarındaki iptal gerekçeleri dikkate alınmaksızın, üretim Lisansları ve ÇED izinleri hızlı bir şekilde yenilendi" denildi.
Karaburunlu yurttaşların yarımadanın doğal, kültürel ve ekonomik yaşamı üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan ağır tahribata yol açan bu hukuksuz uygulamaların durdurulması için, bir kez daha yargıya başvurduklarının belirtildiği açıklamada, bilirkişi raporlarının da Karaburunluları doğrulamasına rağmen RES şirketinin kapasite artışı çalışmalarının sürdüğü dile getirildi.
ÖZEL ÇEVRE KORUMA ALANI İLAN EDİLDİ AMA...
15 Mart 2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren, Cumhurbaşkanlığı kararı ile, Karaburun Yarımadası-Ildırı Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğinin aktarıldığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi; "Bu kararın 2 nolu maddesine göre, "...Mevcut her ölçekteki plan plan kararı ve projeler konusunda mezkur Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre yapılacak değerlendirme sonuçlanıncaya kadar herhangi bir uygulama yapılamaz". Lodos A.Ş’nin, bu kararla birlikte RES projesiyle ilgili hiçbir uygulama işlemine kalkışmaması gerekirken, proje sahasında henüz kurulmamış türbinler için beton atma ve yol açma işlemlerine başlamıştır. Bu durum Karaburun yarımadasını Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan etmekteki amaçla çelişmekte, bölgede ekolojik yapının bozulmasına ve geri dönülemez bir zararın doğmasına yol açmakta, aynı zamanda suç teşkil etmektedir".
BAĞIRA BAĞIRA GELEN TALAN
Karaburun Yaylaköy’de bağıra bağıra gelen talanın boyutlarının hiçbir kural tanımayan yağmacı tavra evrildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Tırlar, vinçler, beton mikserleri, kamyonlar, kepçeler makilik alanlarda cirit atıyor. Santral noktalarına onlarca konteyner taşınıyor. Bozdağ’da tırlar için açılan yollar inşaat ve kepçe sesleriyle inliyor. Balıklıova tepelerinde de türbin temellerinin izinsiz atılmaya başlandığını biliyoruz" denildi.
ŞİRKETE "DUR" DEMEK BU KADAR MI ZOR?
Karaburun Kent Konseyi, yarımadayı Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan eden kurumlara şu soruları yöneltti:
- Doğaya, insana hoyrat bir uygulamayla "yenilebilir-temiz enerji" adı altında bu nadir doğanın, yaban hayatının, tarım, mera ve turizm alanlarımızın, kadim bir kültürün kısacası Karaburun’da yaşamın yok edilmesine rıza göstermeye devam edecek misiniz?
- Danıştay'ın kararıyla birlikte LODOS Elektrik Üretim A.Ş’nin hukuken geçerli ve yürürlükte olan bir üretim lisansı kalmamasına rağmen, firmanın geçerli bir üretim lisansı olmadığı sürece ÇED başvurusunda bulunması ve bu başvuruya ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ÇED sürecini başlatması, ÇED hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verebilmesi hukuken mümkün olmamasına rağmen ne yapılmaya çalışılmaktadır?
- LODOS Elektrik Üretim A.Ş’nin yaptığı “Proje sürecinde, Yaylaköy diye bir köy kalmayacak” projeksiyonuna hizmet edilmek mi istenmektedir?
- Onca mahkeme kararına rağmen hukuk neden işletilememektedir?
- ÖÇKB ilan edilen Karaburun’da bunca yapılan suç duyurusuna ve bilgilendirmeye rağmen yatırımcıya “dur“ demek neden bu kadar zor?
- Yaylaköy’de şirketlerin “Yangından Mal Kaçırması”na izin vermeyi sürdürecekmisiniz?