Doğu Akdeniz Üniversitesinde rektör öğrencilerin üstüne yürüdü
Doğu Akdeniz Üniversitesinde okul ücretlerine zam yapıldı. Kararı protesto eden öğrenciler ise rektörün saldırısıyla karşılaştı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencileri
Merhaba evrensel okurları. Doğu Akdeniz Üniversitesinde (DAÜ) okul ücretlerine, yeni gelen öğrenciler için yüzde 30, eğitim gören öğrencilere yüzde 20 oranında zam yapıldı. Zam haberinin duyulması üzerine öğrenciler sosyal medya üzerinden zamları protesto etme çağrısı yaptı. Bu çağrı üzerine Öğrenci Konseyi Başkanı, “Konuyla ilgili yeniden bir görüşme yapılacaktır. Fakat yapılacak herhangi bir protesto üniversite öğrencisine yakışacak bir hareket olmamakla birlikte bu konuda bizlere yardımcı olmak yerine olumsuz bir sonuca neden olabilir” diyerek bu protestoyu biz yapmıyoruz; yapanlar bizden değildir, demiştir. Buna rağmen öğrenciler olarak yaklaşık 200 kişiyle rektörlüğün önünde toplandık. Aramızda seçtiğimiz dokuz arkadaşımızı DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam ile görüşmeye gönderdik.
Rektör, arkadaşlarımıza “KKTC hükümeti iflas etmiştir. KKTC hükümetinden bir kuruş para alamamaktayız. T.C. hükümeti beş yıldır bir kuruş dahi yardımda bulunmamıştır. Bu hataları bize binlerce lira zarar olarak geri dönmektedir. Sıra vergi almaya gelince nasıl daha fazla alırız diye uğraşmaktadırlar. Bu karar tek başıma aldığım bir karar değildir. Bu karar yıllık enflasyonun bir sonucudur” açıklaması yaptı.
REKTÖR ARKADAŞIMIZI İTEKLEDİ
Toplantıdan çıkıp yanımıza gelen arkadaşlarımız bize açıklama yaptıktan sonra Rektör yuhalama ve alkış sesleri arasında yanımıza geldi. Rektör Osam, ilk önce “Hepiniz DAÜ öğrencisi misiniz? Kimliklerinizi havaya kaldırıp gösterin bana” dedi. Daha sonra “İlk önce dinlemeyi öğreneceksiniz, demokrasiye inanacaksınız!.. Ya adam gibi protesto edip gidersiniz ya da çadır kurarsınız!” dediği anda bir arkadaşımız, “Biz adam gibi buradayız. Kimseye bırakmayız, bura bizim okulumuzdur!” diye cevap verdi. Rektör, arkadaşımızın üzerine yürüyerek “Kimliğini göster bana, provokasyon yapıyorsun!” deyip arkadaşımızı itekledi. Ardından da “Demokrasiyi öğreneceksiniz. Seçtiniz, yukarıya gönderdiniz onlara da söyledim. Bir dayanışma paketi hazırlıyorum, bekleyeceksiniz.” dedikten sonra yanında ‘Müşteri değil öğrenciyiz’ yazılı dövizi tutan arkadaşımıza “İndir şunu ya! İstersen müşteri gibi davranırım sana. Nasıl davranırım söyleyeyim sana, ödemeyeni sınıfa aldırmam. Yaptık mı yaptırmadık, dikkat edin!” diyerek tehdit ederek konuştu.
Rektör ile görüşmek istediği zaman görüşemediğini dile getiren başka bir arkadaşımıza “Mustafa Bey (Öğrenci Konseyi Başkanı) burada, her istediği an beni görebilir” cevabı verildi. Öğrenci Konseyi Başkanını daha yeni tanıdığını, Öğrenci Konseyi seçimlerinde oy kullanmadığını, Öğrenci Konseyinin iki aydır daha yeni paylaşım yaptığını dile getiren arkadaşımıza Rektör bu kez de “Niye demokrasiye inanmıyor musun? Benimle muhatap olma. Biz demokrasiye inanan insanlarız. Gelirsin oraya dersin ki ben rektörü göreceğim. Göremediysen bir göz doktoruna görün. Siz gidiniz, biz gereken konuşmaları yapacağız. Yapılacak bir şey var ise bunu vakıfa götüreceğiz, hükümete götüreceğiz” diyerek, biz öğrencilerin yanından ayrıldı.
Şimdi Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencileri olarak soruyoruz;
- Demokrasiye bu kadar vurgu yapan birisinin öğrencinin üstüne yürüyüp iteklemesi ne kadar demokratiktir?
- “Yaptık mı yapmadık” deyip yapabileceğine dair tehdit mi etmektedir? Bu ne kadar demokratiktir?
- Anayasa madde 34’te geçen toplantı hakkı ne zamandan beri bir öğrenciye yakışmamaktadır?
- Yakışmadığını açıklayan Öğrenci Konseyi Başkanı ve kurulu ne kadar demokratiktir?
- Öğrenci temsilciliği seçimlerinde her sene kendine “ayyildiztim” diyen bir grubun adaylar çıkartıp kendisinden başka aday olan arkadaşlarımızı tehdit edip, evlerini basıp, adaylar hakkında karalama kampanyası başlatarak yapılan bir seçim ne kadar demokratiktir?
- Bunu bilip de engellemeyen hatta adaylıktan çekilin diyen yetkililer ne kadar demokratiktir?
- Okula kayıt olurken yıllık en fazla yüzde 8 ila yüzde 10 oranında zam yapılacağı ve sözleşmede böyle bir madde olduğu söylenmiştir. Rektörlükte ise sözleşmede böyle bir maddenin bulunmadığı söylenmiştir. Bürolarda kandırılıyor muyuz?