Şiddete dair…
Malatya'dan genç bir kadın, kadına ve çocuğa karşı şiddet vakalarının artışına dair düşüncelerini bu mektubunda dile getiriyor.
Fotoğraf: Evrensel
Arzu AKSU
Malatya
Kadına çocuğa yönelik şiddet ne yazık ki ülkemizde gün geçtikçe artıyor. Buna rağmen kalıcı çözümler sunulmuyor. Binlerce hatta belki milyonlarca kadın şiddete maruz kalıyor ve çoğu bunun farkında bile değil. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun raporuna göre yalnızca 2018 yılında:
440 kadın öldürüldü. 440 yaşam... Sırf kadın olduğu için artık aramızda değil. Barışmak isteyen eşini reddetti, evlilik teklifini kabul etmedi, pencereden baktı, eşine bağırdı...
317 kadın tacize-tecavüze uğradı. 317 kadının ruhunda kapanması zor yaralar açıldı. Belki aralarından bazıları hala kendini suçluyor. “O saatte çıkmasaydı, o eteği giymeseydi, orada ne işi vardı değil mi?”
217 çocuk cinsel istismara uğradı. 217 çaresiz ve sessiz çığlık! Yarım kaldı tam 217 çocukluk.
Peki, tüm bunlar nasıl oluyor? Ne yazık ki toplum kadını suçu örtbas etmeye itiyor. Annelerin çocuğuna karşı işlenen suçu örtbas etmesi, kız çocuklarının rezil olurum korkusuyla susması da bundan.
Özellikle kadına şiddet vakalarını çocuklukta verilen eğitim de çokça etkiliyor. Anneler, babalar doğan çocuğun cinsiyetine göre farklı eğitim yolları izliyor. Eğer erkekse ona sınırsız hakları ve kadınlar üzerinde hâkimiyeti varmış gibi davranılıyor. Varsa kız kardeşinin hayatına karışması, müdahale etmesi hatta bazen şiddet uygulaması olağan karşılanıyor, şiddete eğilim de böyle artıyor. Evde kardeşine, annesine karşı başlayan şiddet evlenince de eşine, çocuğuna devam ediyor. Eğer şiddet ve tecavüz vakalarına çözüm getirilmek isteniyorsa öncelikle iyi hal indirimleri kaldırılmalı. Elbette cezalar bu suçlara kalıcı çözüm getirmez. Çocuklara sevmeyi öğretmedikçe bu suçların artacağını düşünüyorum.