Çiftçiler Günü | "İthalattan vazgeçin, maliyetleri makul düzeye çekin"
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yapılan açıklamalarda üreticilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.
Fotoğraf: DHA
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız” dedi. Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, üreticilerin taleplerini sıraladı.
Çiftçilerin diğer kesimlerin üçte biri oranında bir gelir elde ettiğini kaydeden Şemsi Bayraktar, “Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerimizin yeterli gelir elde etmesi önemlidir. Bunu sağlamak için sektörün başlıca sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir” diye konuştu.
“Desteklerin dengeli dağıtılması sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir” diyen Bayraktar, “Tarımsal desteklerden alınan yüzde 2 ile yüzde 4 arasında değişen stopaj kesintisi kaldırılmalıdır. Tarımda kullanılan elektrikteki enerji fonu ve TRT payı kaldırılmalıdır. Çiğ sütte tavsiye fiyatı, damızlık hayvanların kesime gitmesinin önlenmesi, üretimin sürdürülebilmesi için 1,5 süt/yem paritesi dikkate alınarak artırılmalıdır. Yemde fiyatların düşürülmesi için girişimde bulunulmalı, üreticiye yem desteği verilmelidir” dedi.
İTHALATTAN VAZGEÇİLMELİ
Tarım ürünü ve canlı hayvan ithalatının arttığına dikkat çeken Bayraktar, “Kırmızı ette piyasa istikrarı sağlanmalıdır. Üretici önünü görebilmeli, üretim artırıcı tedbirler alınmalıdır. Piyasa fiyatlarının ithalatla regüle edilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Gümrük vergileri üreticiyi koruyacak şekilde belirlenmelidir. İthalattan vazgeçilmelidir” ifadelerini kullandı.
ÜRETİCİLERİN ACİL ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLARI VE TALEPLERİ
Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken başlıca sorunları şöyle sıraladı:
- Tarımsal işletmelerimiz küçük, arazilerimiz çok parçalıdır. Parçalanmış arazi ve işletme yapısıyla verimli tarımsal üretim yapmak imkansızdır. Toplulaştırma yapılabilecek 8.2 milyon hektar alan hızla toplulaştırılmalıdır.
- Verimli tarım arazileri korunmalı, Toprak Koruma Kurullarında Ziraat Odası temsilcisi zorunlu olarak yer almalıdır.
- Meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir.
- İntikali yapılmamış arazilerde intikal işlemlerini hızlandırmak için, 15 Mayıs 2018 tarihine kadar uzatılan tapu harcı muafiyeti devam ettirilmelidir.
- 2B arazilerinin, tarım arazisi olarak korunması kaydıyla çiftçimize satışında rayiç bedel, tarımsal arazi rayiç bedeli üzerinden belirlenmelidir.
- Tarımsal üretim yapan bütün çiftçilerin çiftçi kayıt sistemine dahil edilmesi ve desteklerden yararlanması sağlanmalıdır.
- Altyapı yatırımları tamamlanamadığı için sulamaya açılamamış 1.9 milyon hektar alan hızla sulamaya açılmalıdır. Sulamada eskiyen altyapı yenilenmeli, yüzde 66 olan sulama oranı ve yüzde 48 olan sulama randımanı artırılmalıdır.
- Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmelidir. Gübre ve yemde sıfırlanan KDV’nin çiftçilerimize fiyat indirimi olarak yansıması sağlanmalıdır. Gübre ve yem dışındaki girdilerdeki KDV oranı kadar bir miktar çiftçimize destek olarak verilmelidir.
- Çiftçilerimize verilen doğrudan destekler, Tarım Kanunu’nda öngörüldüğü gibi gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’ine çıkarılmalıdır.
- Dekar başına 1 liradan 5 liraya yükseltilen yer altı suyu kullanım ücreti yeniden 1 liraya düşürülmelidir.
- Ziraat Bankasının, tarımsal kredi faiz oranı yüzde 8-11 idi. Ancak bu oran 2 Mayıs 2019’da yüzde 16’ya çıkarıldı. Yüzde 16’ya çıkarılan tarımsal kredi faiz oranlarının indirilmesi, Tarım Kredi Kooperatiflerinin faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine düşürmesi, her iki kurumun çiftçinin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılaması sağlanmalıdır.
- Tarımsal kredilerde, masraf, komisyon, hayat sigortası, tarım sigortası istenmemelidir. Yatırım kredilerinde ipotek bedeli, limit tahsis masrafı kaldırılmalıdır.
- Tarıma dayalı sanayinin, üretim yapan çiftçiye ve sürdürülebilir üretime destek vermesi sağlanmalıdır. Bununla ilgili bir fon oluşturulmalıdır.
- Mekanizasyon için gerekli destek verilmelidir.
- Tarımda kırsal kalkınma politikaları ile tarım politikaları entegre edilmelidir.
- Tarım sigortalarında primler çiftçimizin ödeyebileceği seviyelere çekilmeli, sigorta kapsamı genişletilmelidir.
- Tarım BAĞ-KUR aylık prim ödeme gün sayısı 26 günden 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Çiftçilerimize, prim ödedikleri her yıl için, 90 gün fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.
- Çiftçilerimize muafiyette geçen süreler için borçlanma imkanı verilmelidir. (EKONOMİ SERVİSİ)
TÜM KÖY SEN: ÇİFTÇİLER DEĞİL ŞİRKETLER BAYRAM YAPIYOR
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla açıklama yapan Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı Sadık Turan, “Tarımı yerli ve yabancı tarım ve gıda tekellerine teslim eden iktidar çiftçilere dünyayı zehir etti” diyerek hükümete tepki gösterdi.
Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan, “Üretici köylünün üretmesinin önüne yeni yeni engeller çıkararak ülke tarımı dışa bağımlı hale getirildi. Gübre, ilaç, tohum, mazot gibi maliyete etki eden girdilerin çoğu dışarıdan ve fiyatları sürekli artıyor. Üretilenleri maliyetine bile satamıyoruz” dedi.
ÜRETİCİLER DEĞİL ŞİRKETLER DESTEKLENİYOR
“Yıllardır üretici köylü aleyhine geliştirilen politikalar AKP iktidarları döneminde hızlanarak devam etti” diyen Turan, “AKP iktidarı ülke tarımını tamamen dışa bağımlı hale getirdi. Üreticiye destek yerine şirketlere destek veriyor. Buğdaydan pirince, nohuttan fasulyeye neredeyse tüm tarım ürünlerinde gümrüksüz ithalat yapıldı. İzlenen tarım politikalarıyla üretici köylü üretmemeye başladı. AKP iktidarının tarım politikaları nedeniyle üreticiler değil tarım ve gıda şirketleri bayram yapıyor” dedi.
“MİLLİ TARIM PROJESİ ŞİRKETLEŞME DEMEKTİR”
Turan, gündeme getirilen milli tarım projesinin ülke tarımını tamamen şirketlere teslim etme projesi olduğunu belirerek, “Tarım Bakanının da açıkladığı ve askıya alınan milli tarım projesi ile üreticilerin tarım yapmasını engellemeye yönelik bir girişimdir. Ya köylüler şirketleşecek ya da şirketler tarım üretimi yapacak diyorlar ve bu süreci dayatıyorlar. Artık Dünya Çiftçiler Günü, Dünya Tarım Şirketleri Günü kutlamasına dönüşecek” dedi. (Ordu/EVRENSEL)
FINDIKLI ZİRAAT ODASI: YAŞ ÇAY FİYATI 3.5 TL OLMALI
Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Özsoy, çay üreticisinin ayakta kalabilmesi için yaş çay fiyatının 3.5 lira olması gerektiğini söyledi. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Özsoy, “Gübre fiyatı yüzde 100 artmış, işçilik yüzde 50, çay bezi, çay makası, yağmurluk, çuval, torba vs. ekipmanların fiyatı yüzde 40 oranında artmıştır. Çay üreticisi yıllardır sıkıntıda fakat bu yıl gübre, işçilik ve ekipmanlardaki fahiş fiyatlar üreticimizi daha da sıkıntıya sokacaktır. Hükümetin, çiftçimizin yüklü maliyetlerini göz önünde bulundurarak fiyat açıklayacağını umut ediyoruz” dedi.
“ÇİFTÇİNİN TAKATİ KALMADI”
Özel sektörün zarar bahanesi ile üreticiden düşük fiyatta yaş çay aldığını belirten Özsoy, “Bu politika çiftçinin belini bükmüş kazanmadan üretim yapacak takati kalmamıştır. Çiftçi tarladan soğutulmuştur. Sektör sıkıntıda ve zarar ediyorsa, bölgedeki bütün sektörler nasıl oluyor da her yıl üretim kapasitesini arttırıyor, yeni fabrikalar kuruyor, başka sektörlere yatırımlar yapıyor. Yıllardır bölgemizde küçülen özel sektör yok hepsi büyüyor. Şimdi soruyorum size nasıl oluyor da sıkıntıda olan, zarar eden sektör fabrikalarına, fabrika ekliyor, kapasitesini artırıyor, servetine servet katıyor. Bunun sırrını biz üreticilere anlatın da biz de sıkıntıda olmamıza rağmen, zarar etmemize rağmen, bankalara gırtlağımıza kadar borçlu olmamıza rağmen, küçülen topraklarımızı çaylıklarımızı büyütelim istiyoruz. Çünkü bizim sektör sayenizde gerçekten sıkıntıda” dedi. (EKONOMİ SERVİSİ)