ABD’de 1 Mayıs: İşçiler yüzlerini mücadeleye dönüyor
Bir yandan sendikalaşma önündeki engellerin artırılmaya çalışıldığı ABD'de, diğer yandan emek hareketi belli sektör ve kentlerde yükseliyor.
Fotoğraf: Ekim Kılıç/Evrensel
Ekim KILIÇ
New York
ABD’de geçtiğimiz 1 Mayıs her yıl olduğu gibi Kaliforniya, Şikago ve New York gibi merkezler başta olmak üzere birçok yerleşim biriminde kutlandı. Ancak bu seneki 1 Mayıs’ı öncekilerinden farklı kılan ABD işçi sınıfının ve emekçi halkın mücadelesinin 1 Mayıs’a yansımasıydı.
ABD Çalışma Bakanlığının istatistiklerine göre 1986’dan beri ilk kez 2018’de 500 bine yakın işçi grev yaptı veya iş durdurdu. Görünen o ki Eski ABD Başkanı Ronald Reagan’ın öncülük ettiği neoliberal kültürün ağırlığını ABD işçi sınıfı 2018 ve 2019’da giriştiği ekonomik mücadeleleri ve siyaset sahnesinde işçi sınıfını bölmeye ve aşağılamaya yönelik tartışmalara karşı tepkileri vesilesiyle üzerinden atıyor.
Senatör Bernie Sanders’ın gündeme getirmeye çalıştığı “İşyeri Demokrasi Yasası” ve Milletvekili Alexandria Ocasio-Cortez’in garsonluk yaptığı için kendisini aşağılayan sermaye basınına karşı duruşu, Washington’un Cumhuriyetçi Senatörü Maureen Walsh’ın hemşireleri “tembel” olarak niteleyerek iş güvencesine ihtiyaçları olmadıklarını savunmasının ardından gelen tepkilerden dolayı özür dilemesi, bu senenin başlıkları arasındaydı.
Elbette ki böylesi aşağılamalar sadece Cumhuriyetçi-sağcı politikacılar ve medya tarafından değil, Demokrat Partililer tarafından da mevcuttu. 2016 başkanlık seçimlerinde Demokratların Başkan Adayı Hillary Clinton, beyaz yoksul emekçileri “acınacaklar” olarak etiketlemişti.
1 MAYIS ÖNCESİ SERMAYE SALDIRILARI
Birleşik Devletler’de işçilere, emekçilere ve sendikalara saldırılar hakaretle sınırlı kalmadı. 2018 haziran ayında sonuçlanan ve “AFSCME-Janus’a karşı” adıyla bilinen davada sendikalar aleyhine karar verilmişti. ABD’de sendikalar iş yerinde çoğunluğu sağlasa bile o iş yerindeki bütün işçilerin o sendikaya üye olması zorunlu değil. Ancak sendikanın yaptığı toplu iş sözleşmesinden sendikasız işçiler de yararlanıyor. Bu nedenle sendikaya belirli bir katkı payı ödüyorlar. Son kararda ise artık böyle bir zorunluluk kamu sektöründe örgütlü işyerlerinde ortadan kaldırılmış oldu.
Öte yandan 27 eyalet, sendikaların örgütlenmesinin ve aidat toplamasının önünü kesen bir yasayı uygulamaya koymuş durumda. Geriye kalan ve çoğunda Demokratların hakim olduğu 23 eyalette böylesi bir yasa olmamasına rağmen, Cumhuriyetçiler, yasanın federal yasa olarak geçmesi için Kongrede çabalıyor. Güney Carolina’dan Cumhuriyetçi Milletvekili Joe Wilson, “Her işçinin işvereniyle anlaşmak için kendisine ait yetkisinin olması gerekiyor” diyerek yasanın federal yasa haline getirilmesini savunuyor.
Öte yandan sendikaların, işçilerin mücadele örgütleri olmak yerine aidat toplayıp belirli ekonomik yararlar sağlayan hizmet örgütleri gibi davranması, işçileri Cumhuriyetçilerin sendika düşmanı propagandanın etkisine maruz bırakıyor.
EĞİTİM EMEKÇİLERİ MÜCADELEYİ YÜKSELTİYOR
2018’de eğitim başta olmak üzere otomotiv, kablo, inşaat, paketleme, silah, tarım, yiyecek, otel, temizlik, sağlık sektörlerinde ve postaneler ile hapishanelerdeki mücadeleler gündemdeydi. Özellikle eğitim sektöründeki emekçiler, ilkokul ve yüksekokul öğretmenlerinin eyalet çapındaki başarılı grevlerinin ve üniversitelerde asistanların sendikalaşma mücadelelerinin başarıyla sonuçlanması, ABD işçi sınıfının yaygın bir ekonomik bir mücadele vermesinde öncü gelişmeler oldu. 2018 ocak ayından bu yana, hatta hemen 1 Mayıs sonrası birkaç hafta da dahil, Amerikalı emekçiler her sektörde mücadelelerini sürdürdü. Bunların içinde ekonomik talepler için olanların yanı sıra patronların sendikalaşma karşıtı kampanyalarına karşı tepki ve protestolar da yer aldı.
Manifaktür işçilerinin iş bırakma eylemleri, Queensli emekçi halkın Amazon şirketinin sendika karşıtlığını sebep göstererek başlattığı kampanyayı kazanması, ABD’nin Denver kentinde öğretmenlerden etkilenen süpermarket işçilerinin başlattığı grevin kuzeydoğu eyaletlerinde 31 bin Stop&Shop süpermarket işçisini greve götürmesi ve bu grevin son yılların en büyük özel sektör grevi unvanını kazanması; New Yorklu hemşirelerin başarılı grevi, sanal oyun üreticilerinin sendikalaşması, Toys R’us şirketinin iflas kararından sonra çalışanların alacakları için verdikleri mücadelenin başarıyla sonuçlanması... Süregelen, güçlenen ve yaygınlaşan öğretmen ve asistan grevlerinin yanında ABD emeğinin gündemleriydi. Özellikle Kuzeydoğu’daki market grevinin Yahudilerin dini bayramlarına rastlaması ve Yahudi hahamları cemaatlerine koşer yiyecek almak için Stop&Shop’a gitmeme ve grev kırıcılığı yapmama çağrısında bulunması ile Amazon kampanyasının ülke çapında işçi düşmanlığı konusunda genel bir farkındalığa dönüşmesi, işçi hareketinin genel olarak halk tarafından olumlu karşılandığının da göstergeleri arasında.
Bu arada işçi hareketinin daha fazla konuşuluyor olması iş cinayetlerini de gündeme getirdi. 1 Mayıs’a doğru “Economy Locker Storage” firmasına ait yiyecek işleme fabrikasında çalışan Jill Greninger (35) adlı işçi gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı için endüstriyel kıyma makinesinin içine düşerek yaşamını yitirdi. Ardından New Yorklu inşaat işçilerinin ortaya çıkan güvenliksiz çalışma koşulları ve ölümler, sosyal medyada işçi ölümlerine yönelik tartışmalara yol açtı.
İŞYERİ EYLEMLERİ GÜÇLÜ, MERKEZİ 1 MAYISLAR ZAYIF
İşyerindeki mücadeleler güçlenirken, 1 Mayıs günü sokak eylemlerinin bazıları ise zayıftı. New York çeşitli mahalle ve iş yeri bazlı kutlamaların yanı sıra geçen senelerdeki gibi üç ayrı 1 Mayıs kutlamasına sahne oldu. Wall Street’te yapılan ve sosyalist grupların başını çektiği kutlama sınıftan kopuk geçti. Alanda rastladığım Duvar ve Zanaat İşçileri Sendikası Üyesi Nicholas Taveras Junior (33) şirketlerin, hak ettikleri ücreti ödemeleri için 1 Mayıs’a geldiklerini belirtti. Ancak Nicholas ve arkadaşları, sendika üyesi oldukları belli olan tek gruptu. Sendikalı olduklarını gösteren ise dev bir sıçan maskotuydu. Özellikle New Yorklu ve sendikalı inşaat işçileri, herhangi bir eyleme geçtiklerinde dikkat çekmek için dev bir sıçan maskotu kullanıyorlar. Bu sıçanı gördüğünüzde yanında yöresinde işçileri bulabilirsiniz.
SENDİKALAR 1 MAYIS’I ÖRGÜTLEMEDİ, GEÇİŞTİRDİ
Aynı şekilde New York’ta sendikaların oluşturduğu ve AFL-CIO’nun başını çektiği Merkez Emek Konseyinin yaptığı çağrı sosyal medyadan zayıf bir şekilde duyuruldu. Şikago’da da 1 Mayıs kutlamalar mezarlıkta ve meydanda bulunan Haymarket anıtları önündeki sembolik kutlamalarla geçiştirildi.
New York’ta Central Park yanında gerçekleşen ve sendikaların örgütlediği kutlamalar ise akşam 17.30’da başladı. İnşaat İşçisi Freddy (31), 1 Mayıs’ın zayıf geçmesinin, sendikaların çağrıyı örgütlemekte gönüllü olmamasına bağlı olduğunun altını çizdi.
Gösteriye, gündüz saatlerinde kampüsleri önünde 1 Mayıs kutlayan New York Şehir Üniversitelerinde (CUNY) güvencesiz çalıştırılan sözleşmeli öğretim üyeleri, hak mücadelelerini sürdüren güzellik salonu emekçileri, sendikalı işçiler ve göçmen emekçi örgütleri katıldı.
Bronx Üniversitesinde öğretim üyesi olan Milo Ward (29) sözleşmeli öğretim üyelerinin üniversitelerdeki işin çoğunu yapmalarına rağmen çok düşük ücretler aldıklarını ve geçimlerine yetmediklerini belirtti. New York eyaletinin başkenti Albany’nin ülkenin en zengin şehri olmasına rağmen kamu üniversitelerine ödeyecek paraları olmamasını da şoke edici bulduğunu ifade etti.
ABD’li işçi ve emekçilerin ayrı ayrı mücadeleleri için 1 Mayıs’ı bir mücadele günü olarak değerlendirmesi ABD’de bu yıl 1 Mayıs’a damgasını vurdu. Minneapolis’te örgütlü yüzlerce otel işçisinin 1 Mayıs’ı kutlamaları, üniversite eğitim emekçilerinin kendi iş yerlerindeki irili ufaklı kutlamaları, Güney ve Kuzey Carolina eyaletlerinde toplamda 30 bin öğretmenin eyalet hükümeti binalarını kırmızı tişörtleriyle kuşatması, Şikago’daki sözleşmeli okullarda ABD tarihinde ilk kez güçlü bir grev örgütlenmesi sınıfın yüzünün 1 Mayıs’a döndüğünün göstergeleri olarak ortaya çıktı.
Hatırlatmak gerekir ki ABD’de iki emek bayramı var. Birisi eylül ayının ilk haftası kutlanan Emek Günü, bir diğeri de 1 Mayıs. Eylülde kutlanan bayramda sendikal bürokrasinin ağırlığı işçi sınıfının radikalleşen taleplerini alanda dilediği gibi ifade etmesine müsaade etmiyor.
BAYRAM SONRASI MÜCADELE DEVAM EDİYOR
8 Mayıs'ta Uber ve Lyft şirketlerine bağlı taksiciler, sekiz kentte düşük ücretler ve adil olmayan sözleşme koşullarına karşı 12 saatlik grev yaptı. Amerikan Emek Partisi (APL) üyesi ve eski bir Uber taksicisi olan Leif Giering, işini düşük ücretlerden dolayı bırakmak zorunda kaldığını, grevi desteklediğini belirtti. Saati 10 dolardan daha az çalıştıran taksi servislerinden bile daha az ödendiğini ekledi.
1 Mayıs’ın hemen ertesinde sendikalaşmaya yönelik yer yer işverenlerin saldırıları da geldi. Güney Carolina’da Boeing uçak firması, sendikalaşma çalışması yürüten işçileri işten çıkarttı. Delta Havayolları “Sendikaya ödeyeceğiniz aidatlar yerine yeni bir video oyun sistemi satın alabilirsiniz” şeklinde sendika karşıtı afiş yayımladı. Bu da tepki çekti. John Kennedy Havalimanında çalışan bir Delta işçisi olan Jay Robinson, sosyal medyadan yayımladığı bir videoda “Daha iyi bir kariyer, daha iyi bir emeklilik yerine video oyunları... Hayır teşekkür ederim” dedi.