Şule Çet davası: Sanıkların tutukluluk hallerinin devamı kararı çıktı
Şule Çet'in, Ankara'da bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirmesi davasında ikinci duruşma görüldü.
Burcu YILDIRIM
Ankara
Şule Çet davasının ikinci duruşmasında yine gergin anlar yaşandı. Sanık avukatı “babası para yollamadı diye intihar etmiş olabilir” ısrarını sürdürürken, sanık Çağatay Aksu'nun da Şule Çet’in babasına “Kızına sahip çıksaydın” diye sataşması tepkilere neden oldu. Adalet talebiyle Şule Çet'e ve ailesine sahip çıkan kadınlar ise bu duruşmada da adliye koridorlarına sığmadı.
Gazi Üniversitesi Öğrencisi Şule Çet’in, 29 Mayıs 2018'de Ankara’daki bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitirmesine ilişkin davanın ikinci duruşması Ankara Adliyesi’nde görüldü. Duurşmayı izlemeye gelen kadınlar yine mahkeme salonuna sığmazken, alta kata kadar koridorları doldurdu. Üniversiteli kadınların kitlesel katılımı dikkat çekti. Saat 10:00'da başlaması gereken duruşma, avukatların içeri alınmaması sebebiyle geç başladı. Duruşmaya HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, CHP Milletvekili Gamze Taşcıer, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve kadın örgütleri katıldı.
"SANIKLAR YALAN SÖYLÜYOR"
Duruşma, mahkeme salonuna getirilen projeksiyona yansıtılan fotoğraflar eşliğinde Çet’in avukatı Umur Yıldırım’ın savunması ile başladı. Sanıkların yalan söylediğini vurgulayan Yıldırım şunları söyledi: “Olay iddia edildiği gibi misafir odasında değil de makam odası diye nitelenen büyük salonda yaşandı. Misafir odasının o kadar toplu olma sebebi delillerin karartılması değil, o odaya gidilmemiş olmasıdır. Olayın misafir odasında yaşandığını iddia ederek sanıklar birbirini korumaya çalışıyor. Salondaki camda Berk Akand’ın avuç içi izinin olması da bunu doğruluyor. Aynı zamanda Şule’nin düştüğü yer de dikkate alındığında salon camının altında olduğu görülüyor. Berk bu davanın en büyük sanığı olduğu kadar tanığıdır da. Berk bir önceki duruşmada Çağatay’ın bardakları yıkadığını itiraf etti. Şule’nin kanında bulunan ilaca evinde ve çantasında ulaşılamadı. Bu ilaç Şule’nin içeceğine mi karıştırıldı? Sanık avukatları Şule’nin ekonomik gerekçe ile intihar ettiğini iddia ediyor. Hangimiz babamız para göndermiyor diye kendimizi bir plazanın 20. katından aşağı attık? Baz istasyonu verilerine göre Berk iddia ettiği gibi uyumuyor. Hareket ettiği görülüyor”.
SANIĞIN ANNESİ KONUŞTU
Tanık olarak dinlenen sanık Çağatay Aksu’nun annesi Gülümser Aksu, olay gününe ilişkin “Çağatay ‘Berkle işimiz var, bir buçuk saate dönerim’ dedi. Sahurda aradım ve sinirlendim. Ramazan’da içki içmesinden hoşlanmadığım için sinirlendim. Sesi içkili geliyordu. Yatmaya çalıştım, sabah aradım ulaşamadım” dedi. Oğlunun kendisine Şule'nin camdan sarktığını ve kayıp düştüğünü anlattığını söyledi.
SANIK: KIZINA SAHİP ÇIKSAYDIN
Anne Aksu, Şule'nin avukatı Umur Yıldırım’a seslenerek, “Bu olaydan sonra zengin oğlan-fakir kız piyesine dönüştürdü. Şu anda kirada oturuyorum, arabam yok. Biz iflas ettik, sosyal medyadan çok yüklendiler ama biz sustuk” dedi. Bu sözlere Çet ailesi avukatının itirazı üzerine yaşanan tartışmada sanık Çağatay Aksu, Şule Çet’in babasına “Kızına sahip çıksaydın” dedi. Aksu’nun bu sözü üzerine mağdur avukatları ile sanıklar arasında tartışma yaşandı.
"İNTİHAR ETTİĞİNE İNANMIYORUM"
Şule’nin arkadaşı tanık Tülay Eker ise beyanında Şule’nin 6 yıllık arkadaşı olduğunu ve intihar ettiğine inanmadığını söyledi. Eker, "Hayat dolu bir kızdı. Olaydan iki hafta önce beni arayarak işten çıkarıldığını ve parasını alamadığını anlattı. Şule bana Çağatay’ın kendisini rahatsız ettiğini söylemişti” dedi.
"VİSKİ ALMAK İSTEDİLER DÜKKANI AÇMADIM"
Sanıklar Aksu ve Akand’ı 13 yıldır tanıdığını söyleyen market sahibi tanık Tarık Sezgin Şahin, gece Berk Akand’ın kendisini aradığını ve viski almak istediğini söyledi. Dükkanı açmadığını, Çağatay ile 5-6 yıldır konuşmadığını anlatan Şahin, Akand'ın olaydan sonra serbest bırakılınca gelip kendisine Şule'nin intihar ettiğini anlattığını söyledi.
"RAPORU HAZIRLAYANIN MESLEKTEN MEN CEZASI VAR"
Müdahil avukatlardan Onur Tatar, gelecek celsede rapor hazırlayan bütün uzmanları dinleteceklerini söyledi. Tatar, “İddialarımızın hepsi bilimsel temellere dayalı. Mersin raporunu hazırlayan Adli Tıp Uzmanı Mehmet Nuri Aydın yazdığı rapor nedeniyle 9 ay boyunca ‘Meslekten men’ cezası almış. Sahte kan örneği vermiş ve alkolden ceza almış. Kendisi ‘Tenhada içki içmeyi kabul eden bir kadın bunu kabul ettiyse başına gelecekleri de kabul eder’ demişti. Bu anlayışla biraz önce Çağatay’ın ağzından 'Kızına sahip çıksaydın' ifadesi çıktı" dedi. Salondan gelen alkışlar üzerine sanık avukatının “Burası kadın programı değil” demesi üzerine bu sözlere itiraz edildi.
Tatar, Şule'nin tırnak arasında iki ayrı erkeğe ait doku örneği olduğunu ve bunun tokalaşmayla geçmeyeceğini söyledi. Anal bölgedeki tükürüğün de mi tokalaşmayla geçtiğini soran Tatar, Şule'nin düşmeden önce tecavüz girişimine uğradığının ortada olduğunu söyledi.
OLAYIN MİSAFİR ODASINDA GEÇMEDİĞİ ŞÜPHESİ
Çet ailesinin avukatı Ferhat Gebeş, Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından aldıkları raporu sundu. Gebeş, “Bilirkişi mütaalasında nesnelerin birbirleriyle olan ilişkisinden bahsediliyor ve bu nesnelerde ne sanıklara ne maktule ilişkin hiçbir parmak izi yok. Bu da olayın misafir odasında geçip geçmediği konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Şule düştüğünde yüzü koyun görülüyor ama kendisini atsa bu şekilde düşmez. Ayakkabı Şule’den önce düşüyor, fizik kurallarına aykırı bu ve bir ayakkabısının bağcıkları açık” dedi. Avukat Gebeş'in Şule’nin düşme sonrası olay yeri görüntülerini ekrana yansıtması üzerine salonda duygusal anlar yaşandı.
"SENARYOYLA DEĞİL DELİL İLE YARGILAYIN"
Sanık Çağatay Aksu savunmasında iddiaları reddetti. Aksu, “Ben o senaryolardan bıktım. Bir delil bulun beni asın. Mersin raporunda hepsi söylüyor. 10 aydır cezaevindeyim. Ailem de yıldı ben de yıldım. Her geldiğimde suçlamalar değişmiş oluyor. Umur Bey tanıkları arayıp ifadeleri hakkında konuştuğuna dair elimizde deliller var. Beni senaryoyla değil, delillerle yargılayın. O kadar yüksekten düşen insanın tabi ayakkabısı bir yere düşer. Cezaevinde yatmayı hak eden bir insan değilim” dedi.
"BEN HAPİSTE ÇÜRÜMEK İÇİN GELMEDİM"
Ardından sanık Akand, “Tecavüz edip, öldürdüğümü iddia ettikleri kızla bir saat önce görüntülerimi Facebook'ta paylaşmışım. Allah aşkına hakim bey hangi manyak yapar bunu?” diye tepki gösterirken salondan, "Sizin gibi manyaklar yapar" sesleri geldi. Akand, “Ben bunca yıl hapiste çürümek için gelmedim. Ele geçen DNA nasıl oluyor da mahrem yerlerine geçmiyor. Şule yerdeyken çorap ve ayakkabıları ayağındaydı” dedi.
"PARA YOLLANMAMASI VE OKULUNUN İYİ OLMAMASI İNTİHARA SÜRÜKLER"
Babasının Şule'ye para göndermediğinin inecelenmesi bşavurusuyla tepki çeken Çağatay Aksu’nun avukatı Levent Ekmen, ısrarını sürdürdü. Ekmen, “Babasının para göndermediğini iddia ediyoruz. Para yollanmaması ve okulda durumunun iyi olmaması intihara sürükler. Şule’nin telefonunun son iki günlük kayıtlarını da isteyelim. Twitter’ının da doktor tarafından incelenip psikolojik durumu ile ilgili rapor yazılmasını istiyoruz” dedi.
Berk Akand’ın avukatı ise ise Şule'nin eski erkek arkadaşının dinlenmesini istedi.
TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Bir sonraki duruşmayı 10 Temmuz tarihine erteleyen mahkeme heyeti, iki sanığın tutukluluğuna devam kararı verdi. Heyet “Olay yerinin keşfi için emniyete yazı yazılmasını, maktülün telefon kayıtlarının ve psikolojik durumunun incelenmesini, evrakların ilgili kurumdan istenmesini, kullandığı ilaçlar ve etkileri için uzman görüşü, olay yeri kamera görüntülerini içeren tüm CD’lerin görüntülerinden dudak okuma konusunda uzman bilirkişiye götürülerek sanıkların kendi aralarında ve maktülle aralarındaki konuşmaların tespitini, Şule'nin eski erkek arkadaşı Muhammet Furkan’ın mahkemeye getirilmesini, olay günü sonrası sanıkların telefon kayıtlarının alınmasını” istedi.
KADINLAR: ŞULE YOK AMA BİZ VARIZ!
Duruşma öncesi yüzlerce kadın Adliye önüne gelerek “Şule Çet İçin Adalet İstiyoruz” dedi. Kadın Meclisleri, Şule Çet İçin Adalet Komisyonları, Ankara Kadın Platformu gibi çok sayıda kadın örgütünün çağrısıyla adliye önünde gerçekleşen basın açıklamasına Şule Çet’in babası İsmail Çet, abisi Şenol Çet, KESK EŞ Genel Başkanı Aysun Gezen, HDP Ankara milletvekili Filiz Kerestecioğlu, İstanbul milletvekili Oya Ersoy, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan da katıldı.
Üniversiteli genç kadınların yoğun katılımı gözlenirken, kadınlar alkışlarla, ıslıklarla, düdüklerle, “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Şule İçin Adalet İstiyoruz” sloganlarıyla adalet mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı.
Kadın Meclisleri adına açıklamayı yapan Rüya İnanır ilk duruşmada sanıkların çelişkili beyanlarına dikkat çekerek, “Suçlarını örtmek için akla mantığa sığmayan beyanlara başvurmak zorunda kaldılar. Şimdi de utanmazca Şule’nin maddi durumunu sorgulayıp ailesinin ne kadar harçlık gönderdiğini talep etmişler. Şule yok ama bizler varız” dedi.
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE HERKES TEHDİT ALTINDA”
Şule Çet İçin Adalet Komisyonları adına konuşan Ceren Çoban da şunları söyledi: Şule olmak bu ülkede rahatça sokaklarda dolaşamamak demek. Üniversitede okurken çalışmak zorunda olmak, çalışırken hiçbir iş güvencenin olmaması demek. Eğer genç bir kadın olarak çalışıyorsanız patronlarınızın her türlü baskısına, tacizi maruz kalmanız demek. Şule için adalet istemek demek aslında herkes için adalet istemek demek. Çünkü adaletin olmadığı bir yerde herkes tehdit altındadır.
“MECLİS ARTIK KADIN CİNAYETLERİ, ÇOCUK İSTİSMARIYLA UĞRAŞMALI”
HDP Ankara milletvekili Filiz Kerestecioğlu da Meclis’in daha aktif çalışması gerektiğini belirterek, “Bizler genç kadınları bu yaşlarda kaybetmek istemiyoruz. Onları yaşatmak ve gerçekten geleceklerini kurmalarını istiyoruz bu yüzden kadın dayanışması yaşatır” dedi.
KADINLAR MAHKEME SALONUNA SIĞMADI
Açıklamalarının ardından kadınlar Şule Çet’in ikinci duruşmasını takip etmek için Adliye binasına giriş yaptı. Kadınlar yine mahkeme salonuna sığmazken, mahkeme koridorları kadınlarla doldu, taştı. Salona giremeyen kadınlar alkışlarla bu durumu protesto etti. Hakimin ‘Alabildiginiz kadar avukat alın’ sözlerine rağmen kolluk kuvvetleri kapıyı kapatarak içeri girişleri engelledi.