Avusturya’da AP seçimleri: Gerici söylem önde, emekçi hakları hiç yok
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için Avusturyalılar 26 Mayıs’ta sandığa gidecek. Kampanya sürecinde ise sağcı partiler öne çıkıyor.
Fotoğraf: Gökhan Güneş/Evrensel
Gökhan GÜNEŞ
Viyana
28 ülkenin katıldığı, yaklaşık 400 milyon seçmen tarafından 751 vekilin seçileceği Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için Avusturyalılar 26 Mayıs’ta sandığa gidecek.
6.4 milyon seçmenin olduğu Avusturya’da 8 parti seçimlere katılıyor ve toplamda 18 vekil seçilecek.
2014 seçimlerinde Avusturya Halk Partisi (ÖVP) 5 vekil, Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) 5 vekil, Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) 4 vekil, Yeşiller 3 vekil ve NEOS (Yenilikçiler, liberal) 1 vekille temsil edilmişti. Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre ÖVP, SPÖ ve FPÖ’nün her birinin oylarını 3’er puan artıracakları, son genel seçimlerde parlamentoya giremeyen Yeşillerin ise en az 4 puan kaybedeceği, NEOS’un bir vekilini koruyacağı tahmin ediliyor.
Daha önceki dönemlerde Yeşiller Partisi adına AP’de vekil olan Johannes Vogenhuber’in başını çektiği “Avrupa Şimdi” listesi ve Avusturya Komünist Partisine (KPÖ) şans tanınmıyor.
IRKÇI SÖYLEMLERLE SEÇİME GİDİYORLAR
AP seçimlerine giderken, ÖVP’li Başbakan Stephan Kurz ve sağcı, ırkçı parti FPÖ’nün açıklamaları dikkat çekiyor. Kurz, “Avrupa’da yenilenme”den yana olduğunu, mültecilerin Avrupa’ya girişlerini engellemek için daha radikal kararların alınmasını ve AP’nin alacağı her kararın tüm üye ülkeler için bağlayıcı olması gerektiğini, uymayan ülkelerin para cezasıyla cezalandırılmasını, devamında oy haklarının ellerinden alınmasını talep ediyor.
FPÖ Başkanı Heinz-Christian Strache ise ırkçı sloganlar etrafında yürütülen seçim çalışmalarının yanı sıra, bugünlerde ortaya atılan ve aşırı sağcıların kullandıkları “Nüfus değişimi” kavramına atıfta bulunarak “Biz kendi ülkemizde azınlık olmak istemiyoruz” diyor.
Ayrıca kamuoyunda; bu seçimlerin 2022’de yapılacak genel seçimler için test niteliği taşıdığı söyleniyor.
AVUSTURYALI EMEKÇİLERİN TALEPLERİ GÜNDEMDE YOK
Tüm Avrupa’da olduğu gibi Avusturya’da da yükselen işsizlik, artan yoksulluk, ev kiralarına gelen zamlar, mültecilerin kölelik koşullarında (saat ücreti 1.5 avro) çalıştırılmak istenmesi gibi saldırılarla boğuşan emekçilerin hiçbir talebi sermaye partilerinin gündeminde değil.
Sokaklarda büyük reklam panolarında, gazetelerde ve caddelerde kurulu üçgen panolarda yer alan sloganlar, bu gerçeği doğruluyor.
SPÖ: Ne anlama geldiği muğlak “Tekel Yerine İnsan” ve “Susmak yerine seçmek”
ÖVP: “Avrupa’nın uzmanlara ihtiyacı var” ve “Avrupa Avusturya’dan başlıyor”
FPÖ: “Mülteci kaosuna karşı FPÖ’yü seç, Avusturya için ayağa kalk”
Yeşiller Partisi: “Barışa kimin ihtiyacı var? Senin”, “İklimin korunmasına kimin ihtiyacı var? Senin” ve “Yeşile geri dön”
Partiler bu sloganlarla Avusturya işçi ve emekçilerini sandığa çağırırken bu arada zamlar da gelmeye devam ediyor. Haziran ayından itibaren elektrik faturalarına 3.5, doğal gaza ise 2.5 avro zam geleceği duyuruldu.
SKANDAL FPÖ'YU NASIL ETKİLEYECEK?
Avusturya'da cuma günü ortaya çıkan ve FPÖ Lideri Heinz-Christian Strache'nin 2017 genel seçimleri öncesi Rus oligarkla pazarlık yaptığını gösteren gizli kamera görüntülerinin FPÖ'ye oy kaybettirmesi bekleniyor.
AP SEÇİMLERİNE KATILIM GİDEREK DÜŞÜYOR
Mevcut AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Avrupa Parlamentosu içindeki çalışma sistemi için 27 Aralık 1999’da Der Spiegel dergisinde “Bir karar alıyoruz ve ortaya atıyoruz. Bir zaman bekliyoruz. Bir şey olup olmadığına bakıyoruz. Çoğunluk zaten alınan kararları anlamadığı için, büyük ayaklanmalar ve bağırtılar olmazsa, yolumuza devam ediyoruz” demiş ve bu sözleriyle AP içindeki sermaye sözcülerinin emekçiler karşısındaki sınıf tutumlarını özetlemişti.
İlk oluşumunda Avrupa genelinde yüzde 62 olan AP seçimlerine katılım oranı, 2014’teki son seçimlerde yüzde 42.6’ya kadar düşmüş durumda. Avusturya’da ise 1996’da katılım yüzde 67 iken 2014’te yüzde 45’e kadar geriledi.
Bu durum, başka şeylerin yanı sıra, Avrupa’nın işçi ve emekçilerinin AB’ye karşı güvenlerinin giderek zayıfladığı ve yeni arayışlara açık olduklarına işaret ediyor.
Avrupa’nın ırkçı partilerinin giderek güçlenmeleri, emekçilerin bu rahatsızlığını iyi değerlendirdiklerini gösterirken, Avrupa’nın ilerici örgüt ve partilerinin de, sermayenin saldırılarına, sosyal hakların kısıtlanmasına, ırkçılığa karşı birleşme ve mücadele görevlerinin aciliyetine işaret ediyor.