Ege Üniversitesinde iş kazaları alarm veriyor: 1 yılda 39 iş kazası
Ege Üniversitesinde sıcak su kazanına düşen işçi yaralandı. Genel-İş 7 No’lu Şube Başkanı Kemal Köroğlu 1 yılda yaşanan 39 iş kazasını değerlendirdi.
Fotoğraf: Evrensel
Nuray ÖZTÜRK
İzmir
Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığında son bir yılda 39 iş kazası yaşandı. İş güvenliği tedbirlerinin alınmaması, koruyucu donanım eksikliği gibi sebeplerle yaşanan iş kazalarının sonuncusunda bir işçi, sıcak su tenceresine düşerek yandı.
Kanun Hükmünde Kararnamelerle taşerondan kadroya geçişleri yapılan Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesinde çalışan 4 D’li işçiler, eleman yetersizliği, iş güvenliği tedbirlerinin alınmaması, koruyucu donanım eksikliği gibi sebeplerle sık sık iş kazası geçiriyor. Ağır çalışma koşulları nedeniyle meslek hastalıklarına yakalanan işçiler, önlemlerin alınmaması dolaysıyla ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Son 1 yılda yaşanan 39 iş kazasının bir kısmında ikinci ve üçüncü derece yanıklar, parmak işlevinin kaybedilmesi, kolda kemik kayması gibi kalıcı hasarlar oluştu.
SICAK SU TENCERESİNE DÜŞTÜ
En son yaşanan iş kazasında ise Turgay Kızıl isimli işçi, kişisel koruyucu donanım verilmediği için ağır yaralandı. Kaygan zemin ve buna uygun iş ayakkabılarının verilmemesi nedeniyle kayarak sıcak su tenceresine düşen işçi Kızıl'da ağır yanıklar oluştu. Hastaneye kaldırılan işçinin hayati tehlikesi yok. Konuyla ilgili bilgilerine başvurduğumuz iş yerinde örgütlü Genel-İş 7 No’lu Şube Başkanı Kemal Köroğlu, son yaşanan iş kazasıyla birlikte şu ana kadar kimisi hafif kimisi ağır olmak üzere 39 iş kazası yaşandığını doğruladı.
100 İŞÇİ, 15 BİN KİŞİLİK YEMEK
En son yaşanan iş kazasında işçinin eliyle yüzünü koruduğu için gözünü kaybetmekten kurtulduğunu dile getiren Köroğlu, “39 iş kazası ve her seferinde görüşülmesine rağmen alınmayan tedbirlerle karşı karşıyayız. Bir günde 15 bin kişilik yemek üretimi için 100’ü biraz aşan bir sayıda işçi canla başla çalışıyor. Ancak işçilerin can güvenliği hiçe sayılıyor” dedi. Sorunun bununla sınırlı olmadığını belirten Köroğlu, “Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde yardımcı personel görev tanımıyla çalıştırılan işçilerin çoğunluğu meslek hastalıkları ile karşı karşıya. Rahatsız olduğunu bildiren ve raporu olan işçiler, sağlığına uygun olmayan ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaya devam ediliyor. Meslek hastalıklarına dönük tedbirler, işçilerin sağlıklarına uygun işlerde çalıştırılması gibi taleplerimiz hep reddedildi. Keza diğer birimlerde çalışan üye işçilerimize de robot muamelesi yapılıyor. Bir eğitim kurumunda çağ dışı çalışma şartları kabul edilemez. Ege Üniversitesine yakışan çalışana gerekli değeri vermektir. Gerekli tedbirler ve koruyucu malzemeler alınmalı ve uygun çalışma koşulları derhal oluşturulmalıdır” diye konuştu.
REKTÖRLÜĞE ÇAĞRI
Rektörlüğün sosyal medyada modern bir üniversite olduğuna dair paylaşımlar yapmasına ilişkin Köroğlu, "Üniversiteyi modern yapan eğitimin bilimselliği ve çalışanların işin tanımına uygun koşullarda çalıştırılması, emeğinin karşılığının verilmesiyle ilgilidir. Ancak bu üniversitede kaldırım taşlarına verilen değer işçiye verilmiyor. Bir yılda 39 iş kazası kabul edilebilir bir durum değil. İş kanunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetmelikleri derhal uygulanmalı, iş kazalarının önüne geçilmelidir. Ege Üniversitesi Rektörlüğünü sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz. Artık işçinin sabrı kalmadı.”
KADIN İŞÇİLER MESLEK HASTALIKLARIYLA KARŞI KARŞIYA
Çalışanların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu hatırlatan Köroğlu, işçi kadınların, iş aletlerinin yetersizliği nedeniyle bel fıtığı, dar alanda kimyasala maruz kalmaktan kaynaklı astım gibi hastalıklara yakalandığını aktardı. Vardiyalı çalışan ve gece vardiyasına kalan kadın işçilerin ciddi ulaşım sorunu yaşadığını ifade eden Köroğlu, “Bir çok kez gece vardiyasına kalan işçiler için merkezi ulaşım noktalarına kadar servis verilmesini talep etsek de taleplerimiz dikkate alınmadı” dedi. 696 sayılı KHK nedeniyle özel bütçeli işyeri sayılan üniversitede 2020 Eylül ayına kadar toplu iş sözleşmesi yapılamadığını söyleyen Köroğlu, işçilerin baskılardan korktuğu ve işten çıkarılma kaygısı yaşadığı için bu çalışma koşullarına karşı sessiz kaldığını, üniversite yönetiminin ise bu durumu kullandığını dile getirdi. İtiraz eden işçilerin mobinge maruz kaldığını aktaran Köroğlu, taşeron işçileri kadrolu taşeron haline getiren KHK’nin sonuçlarını yaşadıklarını söyledi.