23 Mayıs 2019 07:38
/
Güncelleme: 11:02

Kadın sporcular sponsorların "Gebe kalmayın" dayatmasına meydan okuyor

Atletizmin en önemli yıldızlarından Allyson Felix, kadın sporcuların sponsorları tarafından gebelik halinde hak kayıplarına uğratılmasına dair yazdı.

Kadın sporcular sponsorların "Gebe kalmayın" dayatmasına meydan okuyor

Fotoğraf: Fernando Frazão/Agência Brasil/Wikimedia Commons(CC BY 3.0 br)

ABD’li sprinter Allyson Felix, spor endüstrisine hakim olan tekellerin kadın sporcuları hamile kalmaları halinde sponsorluktan çekilmeyle tehdit etmesine ya da bu gerekçeyle daha düşük ücret dayatmasına tepki gösterdi.

New York Times’ta iki eski Nike sporcusu Alysia Montano ve Kara Goucher’in yazdığı yazılar sonrası kendi yaşadıklarını aktaran Felix, Nike’nin hamile kalması halinde kendisine daha az ödeme yapmak istemesi nedeniyle anlaşmazlık yaşadıklarını ifade etti.

Felix, spor endüstrisinin de ötesine geçerek ABD genelinde çalışan kadınların gebelik halinde haklarının korunması gerektiğini söyledi.

Felix’in yazısından öne çıkanlar şöyle:

SESSİZ KALARAK HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİREMEZSİNİZ

“Düşündüklerimi ifade etmem halinde kariyerimin zarar görebileceğini hep biliyordum. Her zaman duygularımı göstermemeye, insanların benden ne beklediğini bilip ona göre hareket etmeye çalıştım. İnsanları hayal kırıklığına uğratmayı sevmem. Ancak sessiz kalarak hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.

Geçtiğimiz hafta Nike’den iki eski Olimpik koşucu takım arkadaşım Alysia Montano ve Kara Goucher, şirketleriyle olan gizlilik anlaşmalarını kahramanca bozdular ve New York Times araştırması kapsamında hamilelik hikayelerini anlattılar.

Biz atletlerin doğru olduğunu bildiği ancak kamuoyuna açıklamaya korktuğu şeyleri anlattılar: Eğer çocuğumuz olursa, hamilelik sırasında ve sonrasında sponsorlarımız ücretimizde kesintiye gidebilir. Bu, spor endüstrisinin kurallarının çoğunlukla erkekler tarafından ve erkekler için yapıldığının bir örneği.

BENİM HAMİLELİK HİKAYEM

Profesyonel bir koşucu olarak benim de bir hamilelik hikayem var.

Hayatım boyunca tek bir şeye odaklandım: Madalyalar kazanmak. Ve bunda iyiydim. 32 yaşında tarihin en başarılı atletlerinden biriydim: 6 kez Olimpiyat altın madalyasını, 11 kez dünya şampiyonluğunu kazandım. Ancak geçtiğimiz yıl bunun da ötesine geçerek aynı anda hem profesyonel atlet hem de anne olmak istedim. Bu kimi yönlerden çılgınca bir hayaldi.

2018’de hamileliğin sektörümüzde “Ölüm öpücüğü” anlamına gelebileceğini bilerek bir aile kurmak istedim. Geçtiğimiz hafta The Times’ta koşucu Phoebe Wright’ın yazdığı gibi bu benim için korkutucu bir dönemdi çünkü Nike ile Aralık 2017’de sona eren sözleşmemin ardından yeni bir kontrat üzerine görüşüyordum.

Hamileliğimin 32. haftasında kendimin ve bebeğimin hayatını tehlikeye atan ciddi pre-eklampsiler geçirmeme rağmen Kasım 2018’de kızımın doğumunun ardından formuma en kısa sürede kavuşmak için baskı hissediyordum.

NİKE TALEBİMİ KABUL ETMEDİ

Aynı zamanda görüşmelerimiz de iyi geçmiyordu. Tüm zaferlerime rağmen Nike bana yüzde 70 daha az ödemek istiyordu. Eğer şu anda hak ettiğim buysa bunu kabul edebilirim.

Ama kabul edemeyeceğim şey gebeliğe dair var olan statükodur. Nike’den doğum sürecindeki performansımın düşmesi halinde bu gerekçeyle kesintiye maruz kalmayacağımın kontratta garanti altına alınmasını talep ettim. Yeni bir standart belirlemek istedim. Eğer ben, Nike’nin en önemli atletlerinden biri olarak bu korumayı sağlayamıyorsam kim sağlayabilir ki?

Nike, talebimi kabul etmedi. O günden bu yana anlaşmaya varamadık.”

FİRMALAR HESAP VEREBİLİR OLMALI

“Hayal kırıklığım sadece Nike ile ilgili değil, endüstrinin kadın atletlere tutumuna dair genel bir hayal kırıklığı. Bu, hamilelikle sınırlı değil. Desteklediğimiz markaların arkasında durabiliriz ama onlar bizi bir sonraki jenerasyonun sporcu ve tüketicilerine ulaşabilmek için pazarlarken biz de onları hesap verebilir kılmalıyız.

Geçtiğimiz hafta birkaç cesur kadın sayesinde bu konuda doğru bir adım atıldı. Burton, Altra, Nuun ve Brooks gibi firmalar çocuk sahibi olan kadınlara kontrat garantileri vereceklerini ilan etti. Birkaç gün sonra The Wall Street Journal’a göre Nike de gebelik politikasını değiştirmekte kararlı olduğunu dile getirdi... Nike’yi bu konudaki değişimin zorunlu olduğunu görmesi nedeniyle alkışlıyorum ve Nike ile birlikte sektörün geri kalanından daha ileri adımlar bekliyorum.

Sporculara çenelerini kapatıp oyunlarına bakmalarını söylüyorlar. Kimsenin bizim siyasi görüşlerimizle ilgilenmediğini iddia ediyorlar. Bizim sadece daha hızlı koşacak, daha yükseğe zıplayacak, daha uzağa fırlatacak eğlendiriciler olduğumuzu, işleri karıştırmamız gerektiğini söylüyorlar.

Ama hamilelik “işleri karıştırmak” değildir. Hamilelik, takım arkadaşlarımızın gösterdiği ve benim de gösterebilmeyi umduğum gibi; kadınlar için başarılı bir profesyonel atletik kariyerin de parçası olabilir ve olmalıdır. Ve ben bunu denemek için mücadele etmek zorunda kalmadığımız günleri hayal ediyorum.

Gebelik dönemi koruması sadece Olimpik sporcularla sınırlanmamalı. ABD genelindeki tüm çalışan kadınlar çocuk sahibi olurken korumayı hak ediyor. Şirketlerin doğru kararlar vermesine bağımlı olmamamız lazım. Çünkü ailelerimiz buna bel bağlıyor." (SPOR SERVİSİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et