Turhan Yalçın'ın Evrensel önlüğü ve titreyen yumruğudur belleklere kazınan...
Fevzi Ayber, hayatını kaybeden EMEP Elmadağ İlçe Yöneticisi Turhan Yalçın'ı yazdı: İşçi sınıfına olan güveni, işçi basını Evrensel Gazetesi’ne olan bağlılığı herkese örnek olacaktır
Fotoğraf: Evrensel
Fevzi AYBER
Ankara
Bir yıldız kaydı Ankara’dan, herkesi hüzne boğdu. “Turhan Yalçın’dı” o, gönüllere akan... Ne yazık ki kaybettik. Nam-ı diğer “Kambur Turan”, amansız hastalığa yenik düştü; güzel anılarıyla kaldı belleklerde. Sevenlerini sarsarak, ayrıldı aramızdan bedeni. Kendine ve sağlığına haksızlık edecek kadar da çelişkilerle yaşayan bir insan...
Sabah gün ışırken, Hipodrom’da karşılardı Ankara eylemcilerini. Evrensel Gazetesi önlüğü, boynunda askılı çantası ve çantasında tomar tomar gazeteler kaldı belleklerde. Sendika tabelasına bakmadan yapılan her işçi eyleminde, kamu emekçilerinin yürüyüşleri ve merkezi mitinglerinde gazete almadan geç(e)mezdi yanından birçok insan. Onun; sağa sola gülücükler dağıtan sevimli mimiklerini, kamburunu dikleştirerek yaptığı sesli ajitasyonunu önemsemezlik yapamazdı hiç kimse. Yürüyüş başladığında yürüyüşün ve miting alanının en heyecanlı, en coşkulu slogancısıydı kitlenin.
Tekel işçilerinin 71 günlük Ankara direnişinde girmediği çadır yoktu. Sabahlardı işçilerle birlikte. Özellikle Bitlis’ten gelen tekel işçileri unutamazlar onun dostluğunu. Çok kimse bilmez onun Hizanlı (Bitlis) bir Kürt emekçisi ailenin işçi çocuğu olduğunu. İşçi sınıfına olan güven, devrim ve sosyalizm mücadelesine olan inancıydı onu dirençli kılan. Parti kongrelerinde kapıda güvenlikçi, çay kazanı başında çay dağıtıcısı, yemek servisinde servis görevlisiydi Emek Partisi önlüğüyle.
Yaz kamplarında, en ağır görevlerin insanıydı. Her verilen görev için gönüllü, yarım kalan her iş için öne atılan ve her işi layıkıyla yerine getiren kim diye sorulsa her kampçıya; ”Turan Abi” der. Çöp arabasıyla kamp alanını kolaçan edendir, alt yapı işlerinde iş bitiricidir, ya da su ve erzak taşıyıcı... Kampçıların sevimli abisiydi yani.
Geçtiğimiz 1 Mayıs öncesi, yattığı hastaneden bir an önce çıkmak istemişti. 1 Mayıs ve 6 Mayıs yaklaşıyordu. Her zamanki gibi heyecan sarmıştı vücudunu, sabırsızlıkla. 1 Mayıs Mitingi ve 6 Mayıs Denizleri anma töreninde, son görevlerini yapacağının duygularını dışa vuruyordu adeta. 1 Mayıs günü, kendi dağıttığı gazeteleri tükettikten sonra gençlerden aldığı diğer gazeteleri ulaştırıyordu işçi ve emekçilere. Hastalığının bitkinliği yüzünden silinmiş, yanaklarından gülücükler yayılıyordu.
Gördünüz mü, 6 Mayıs 2019’da verdiği son görüntüyü? Üç fidanın önünde, kucağındaki gazetelerle onlara verdiği sözün gereğini yerine getirirken... Bu kadar mı anlamlı ve bu kadar mı öğretici olur bir fotoğraf? “Sabah erken saatlerde 150 gazete bitti Hocam. Merkezi anma başlamadan gazete tükendi. Daha çok gazete isteseydik keşke” sözleri çınlıyor kulağımızda. Gazete dağıtımı başarıyla sona erdikten sonra, yürüyüş kortejinin ön köşesinde, yukarı kalkık ve titreyen yumruklarıyla slogan atışları bir finalmiş meğer.
İşçi sınıfına olan güveni, işçi basını Evrensel Gazetesi’ne olan bağlılığı herkese örnek olacaktır. Partisine olan inancı örnek kalacaktır geride kalanlara. Son eylemi 6 Mayıs’taydı. Tüm hıncıyla “Faşizme Ölüm, Halka Hürriyet” diye haykırırken, bir miras devrediliyordu gençlere.
{{380196}}