Şişli Etfal Hastanesi çalışanları: Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılsın
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık çalışanları meslektaşları Dr. Umut Karatay’a yönelik saldırıyı protesto etti.
Fotoğraf: Evrensel
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi konferans salonu önünde bir araya gelen İstanbul Tabip Odası (İTO) ve SES üyeleri meslektaşları Dr. Umut Karatay’a yönelik saldırıyı protesto etti.
"KAÇ HEKİMİN ÖLMESİ GEREKİYOR?"
Ortak basın açıklamasını okuyan İTO işyeri temsilcisi Dr. Betül Kaygusuz, 24 Mayıs tarihinde dahiliye servisinde görevli Dr. Umut Karabay’ın yatmakta olan bir hastanın yakınlarının şiddetine uğradığını belirterek, “Karabay hasta yakınları tarafından ayrı zamanlarda iki kez saldırıya uğramıştır ve tüm bu saldırılar esnasında serviste kendisini ve ayırmaya çalışan hekim ve hemşireleri koruyacak herhangi bir güvenlik görevlisi yoktu. Görevi başında arkadaşımıza saldıran saldırganlar ise ifade verip serbest kalmıştır. Arkadaşımız saldırıyı şans eseri yumuşak doku travması ile atlatmış olsa da sağlık çalışanlarına yönelik gün geçtikçe artan ve çözüm bulunamayan saldırılar hepimizde ruhsal travmaya yol açmaktadır. Her türlü şiddet ile başa çıkması beklenen robotlar olmadığımızın anlaşılması için daha kaç arkadaşımızın şiddete uğraması gerekiyor? Görevi başında kaç hekimin daha ölmesi gerekiyor?” diye sordu.
Sağlık hizmetinde gerçekleşen her şiddetin doğrudan hedefinin sağlık sistemi olduğunu vurgulayan Kaygusuz şunları söyledi, “Şiddetin nedenleri araştırıldığında sağlık çalışanlarından kaynaklananların genel nedenler arasında en alt sıralarda yer aldığı görülmektedir. Sağlık çalışanları en fazla iletişim eksikliği ile suçlanmaktadır. Oysa sağlık çalışanlarının eğitim ve iletişim düzeylerinin yüksek olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Uygulanan sağlık sistemine ait sorunlar yumağı içinde sağlık çalışanlarının iletişim becerileri yüksekte olsa hasta ve hasta yakınları ile iletişim kurmasının oldukça zor, neredeyse olanaksız olduğu açık ve nettir.”
"SABİM VE CİMER İLE HEDEF TAHTASINA OTURTULUYORUZ"
Sağlık çalışanlarına yönelik hürmetsiz, itibarsızlaştırıcı, sağlık çalışanları ve hastayı karşı karşıya getirici söylemlerden vazgeçilmemesinin sağlıkta şiddeti kısır döngüye soktuğunu belirten Kaygusuz, “Oldukça yoğun çalışma koşullarında çalışmamıza rağmen SABİM ve CİMER gibi uygulamalarla sürekli hedef tahtasına oturtuluyoruz. Anlamsız ve gerçek dışı şikayetler için bile savunma vermemiz bekleniyor. Çalıştığımız pek çok poliklinikte sekreter, yardımcı eleman bulunmuyor. Hastanın hem şikayetlerini dinleyip muayene ederken hem de karşılamamız, kayıt işlemlerini halletmemiz ve tetkiklerini girmemiz gerekiyor. Tabi ki tüm bunlar için ayrılan süre de yeterli değil! Acil yardım istememiz gereken yerlerin bir kısmında telefon yok, acil yardım butonu gibi uygulamalara ise asla rastlayamıyoruz. Her AVM’de, adliyelerde, pek çok devlet dairesinde bulunan metal detektörleri ise hastanelerde yok, böylece üstünde bıçak, silah taşıyan kişiler ellerini kollarını sallayarak hastanelere girebiliyor, hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların yaşamını tehdit ediyor” dedi.
"TTB'NİN SAĞLIKTA ŞİDDETE KARŞI YASA TASARISI GÖRMEZDEN GELİNDİ"
Sağlıkta şiddeti önlemek için hem çalışma birimlerinde şiddeti önleyecek düzenlemelerin yapılması gerektiğini, hem de şiddeti uygulayanlara yönelik caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğinin altını çizen Kaygusuz şu ifadeleri kullandı:
“Türk Tabipler Birliği’nin sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik yasa tasarısı görmezden gelinmiştir. Bugün her bir sağlık biriminde, hastanelerde , ASM’lerde, 112 ambulanslarında çalışan, sahada bulunan sağlık çalışanlarının emek örgütleriyle birlikte hareket etmeden, tepeden alınan önlemlerle bu sorunun çözülemeyeceği açıktır. Sağlık Bakanlığı’nın yakın zamanda yayınladığı Sağlıkta Şiddeti Önleme Kitapçığı’nda bahsi geçen 'Yüksek dozda nasihat cümleleri kurmayın. Mümkünse espri yapın' gibi öneriler gördüğünüz üzere şiddeti önlemek için yeterli olmamaktadır. Türk Tabipler Birliği’nin gencecik meslektaşımız Dr. Ersin Arslan’ı kaybettiğimiz gün olan 17 Nisan 'Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü' olması önerisi de kabul edilmemiştir. Bugün tekrar Sağlık Bakanlığı’nı hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlamak konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz. Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelen şiddet insanlık ve hekimlik değerlerine yönelmiştir. Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılıncaya ve sağlık alanındaki şiddet önleninceye kadar mücadelemize devam edeceğiz.” (HABER MERKEZİ)