Temizlik işçileri: Bizim bayramlığımız iş kıyafetlerimiz

Dilek OMAKLILAR
Eda AKTAŞ
İzmir

İzmir Buca Belediyesinde çalışan temizlik işçileri bayramda da çalışmak zorunda olduklarını söylüyor. Temizlik işçileri, “Toplumun sağlığı ve belediyeye laf gelmemesi için biz hiçbir zaman bayram yapamıyoruz. Bizim bayramlığımız üzerimizdeki elbise” diyor. Ekonomik krizle birlikte iğneden ipliğe gelen zamlar nedeniyle bayram hazırlığı da yapamadıklarını belirten işçiler, borçla geçindiklerini söylüyor.

Genel-İş İzmir 5 No’lu Şubede örgütlü Buca Belediyesinde çalışan temizlik işçileri, ekonomik kriz sebebiyle bayram için hiçbir hazırlık yapamadıklarını belirtiyor. Dört kişilik ailede yalnızca kendisinin çalıştığını ifade eden İsmail Sağar, “Bu bayramda çocuklara ufak tefek bir şeyler aldık. İşe gelirken çocuğum, ‘Baba cumartesi günü de sana alalım’ dedi. ‘Bayramlarda babalar, analar elbise almaz. Bayram çocuklar için’ diyerek kandırmak zorunda kaldım” dedi.

Hasan Yıldız ise iş kıyafetlerini göstererek, “Bizim bayramlığımız üzerimizdeki elbise. Bu pantolon bu ayakkabı. Yıllardır böyle. Belediye verdi aldık işte bayramlığımız bu” diye konuştu. Ekonomik krizin kendilerini her geçen gün daha da kötü etkilediğini belirten Yıldız, “Enflasyon, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Fakirlik almış başını gidiyor. Millet dilenci haline getirilmiş. Hep sosyal yardım alıyor. Biz çalıştığımız halde yoklukla mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu. Farklı belediyelerde kendisi gibi aynı işi yapanların farklı ücret aldığını söyleyen Yıldız, “Aynı statüye sahipken başka belediyedekiler bayramda 440 TL yevmiye alıyor, biz 160 TL alıyoruz. Aynı işi yapıyorsun, aynı saat çalışıyorsun. Bayram paramız neden böyle? Sosyal demokrat belediyecilikte bu nasıl bir şey?​” diye sordu.

"AÇLIK SINIRI DİYORUZ AMA BİTMİŞ DURUMDAYIZ"

Kredi kartından alışveriş yaptıklarını ve henüz bayram alışverişi yapamadıklarını belirten İsmail Bayoğlu ise “Çocukları kandırıyoruz bir dahaki ay bir dahaki bayram diye, öyle geçiyor bizim bayramlarımız. Her ay daha geri gidiyoruz, nasıl olacak onu da bilmiyoruz. Kira ödeyen arkadaşlar için durum daha zor. Açlık sınırı diyoruz ama bitmiş durumdayız. Hiç iyi değil durum” dedi.

"HAFTANIN YEDİ GÜNÜ ÇALIŞIYORUZ, RESMİ TATİLİMİZ BİLE YOK"

İşçiler sürekli çalışma koşullarının zorluğuna dikkat çekiyor. 11 yıldır temizlik işçisi olarak çalışan Hasan Yıldız, yağmur çamur demeden, tatil yapmadan çalıştıklarını vurgulayarak, “Temizlik işleri belediyenin, belediye başkanının yüzü akıdır. Bir gün çöp almazsan şikayet gelir. Çalışıyoruz da emeğimizin karşılığını alıyor muyuz bu tartışmalı” diyor. İsmail Sağar ise belediyede en az ücreti kendilerinin aldığını belirterek, “Aldığımız maaşla geçinme değil de cambazlık yapıyoruz. 3 vardiya halinde 24 saat çalışıyoruz, haftanın 7 günü. Resmi ve dini bayramlarda da tatil yok” diye konuştu.

"EK İŞ YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ"

Ferit Özcan iki yıldır belediyede temizlik işçisi olarak çalışıyor. Özcan, “Temizlik işleri belediyenin bel kemiği ama hep ötekileştirilen bir birim. Buca sınırlarında kurulan pazarları bile biz temizliyoruz” dedi. Temizlik işçileri için bayramın bir anlam ifade etmediğini söyleyen İbrahim Erturunç ise “Çünkü ben hiçbir bayramda evde olduğumuzu hatırlamıyorum. Her bayram çalışıyoruz. 13 yıldır burada çalışıyorum ve sendika üyeliğimizden sonra bir şeyler biraz düzeldi” diye konuştu. Ayın on beşinde aldıkları ücretin bir gün sonra bittiğini söyleyen Erturunç, “Geri kalan günler için ek iş yapmak zorunda kalıyoruz. Ya da arkadaşlardan borçla bir şekilde geçinmeye çalışıyoruz. Bugün enflasyonun durumu ortada. Bize verilen para ortada. Ev kiraları, yediğimiz içtiğimiz ortada. Dışarı adım atamıyoruz. Sosyal aktivitemiz hiç yok. Ne çocukları bir yere götürebiliyoruz ne eşimizle bir şey yapabiliyoruz. Bir şey yapmaya kalksak kredi çekmek zorunda kalıyoruz. Sonra yine maaşımızdan kesiliyor” dedi.

"İFTAR YEMEĞİ VAR ERZAK PAKETİ YOK"

Belediye Başkanının bayram için erzak paketi sözü verdiğini hatırlatan Ferit Özcan, “Bir önceki belediye başkanımızla DİSK Genel-İş 5 No’lu Şube ile yapılan sözleşme şartlarına göre Ramazan ve Kurban Bayramı’nda erzak paketi almamız gerekiyordu. Ramazanın son haftasındayız hâlâ erzak paketi almış değiliz, tek gerekçeleri ‘Kasada para yok.’ Önümüzdeki bayramda belki başkan gelecek kutlamaya. Bu birime sadece bayramlarda gelinmesin, bir sabah kahvaltı soframıza gelsinler” dedi.

Belediyenin, kendilerine bayramda erzak paketi verilmesi için bir formül arandığını söylediklerini ifade eden İsmail Bayoğlu ise “Neden formül arıyorsun ki sen ver işte. Her akşam iftar yemeği veriyorsun. Bir akşam iftar verme, erzakımızı ver. Ramazan bitti. Sendikacı arkadaşlar belediye ile görüştü, verilecekmiş ama formül arıyorlarmış. Nasıl bir formül arıyorsunuz ki? Zaten yazmışsınız sözleşmede ‘Erzak verilecek’ diye” sözleriyle sitem etti.

"GELSİNLER BENİM SOFRAMDA OTURSUNLAR"

Ramazanda AKP’li vekillerin ve bakanların yoksul ailelerin sofralarına misafir olduğunu hatırlatan Orhan Yıldız, “Onların hepsi gösteriş, gelsinler benim soframa otursunlar. O sofradakini gerçekten yiyor mu? Ya da aynı sofraya oturan vekiller her akşam o yemekleri mi yiyor? Mecliste tas kebabının fiyatı 5 lira olursa, çorba 50 kuruş olursa daha ne söyleyelim?​” diyerek tepki gösterdi.

İŞÇİLERİN ALIM GÜCÜ AZALIYOR

Mücadele etmeden bazı hakları alamadıklarını belirten Genel-İş İşyeri Baştemsilcisi Olcay Çalık ise “Yasada, sözleşmede yazmasına rağmen olmuyor. Ülke genelinde zaten ciddi bir sıkıntı var ekonomik anlamda. Ev kiralarının yüksekliği, hayatın pahalılığı derken ciddi anlamda zorlanıyoruz. Zaten bu erzak meselesinin bu kadar ön plana çıkmasının nedeni bu. İnsanların alım gücünün azalması. Yoksulluk ve açlık sınırlarını biliyorsunuz. Keşke asgari ücretle alakalı hesaplamalar yapılırken neye göre yapıyorlar bilsek. Biz başka bir dünyada mı yaşıyoruz acaba hep bunu sorguluyoruz. Ciddi anlamda zorlanıyoruz. Bayramda da çalışacağız” dedi.

"HALKTAN TASARRUF BEKLEYENLER BİR ŞEY YAPMIYOR"

Seçilerek Meclise gönderilen milletvekillerinin aldıkları maaşların uçuk olduğunu ifade eden Çalık, “Halka geldiğinde hiçbir şey yok. Ekonomik sıkıntı varken halkın tasarruf yapmasını istiyorlar. Kendileri hiçbir şeyden feragat etmiyor. Hep bizden bir şeyler istiyorlar. İşçi sofralarına oturmaları tamamen seçimden dolayı veya siyasi kaygılarından dolayı. Ben inancımı hiçbir zaman yitirmedim, umutluyum. Sadece geleceği için uğraşanlarla beraber, daha aydın daha güzel günler göreceğimizi düşünüyorum” dedi.