Avukat Sürek: AKP’nin yargı reformu, göz boyama reformları
Kamil Tekin Sürek Erdoğan’ın açıkladığı yargı reformu paketinini yazdı: İstanbul seçmeninin ve AB’nin gözünü boyama girişimi.
Fotoğraf: Pixabay
Kamil Tekin SÜREK
Hukukçu
Reform denilen düzenlemenin iki amacı var. Birincisi pratik tıkanıklıkları aşmak, ikincisi AB’ye “Biz hala AB’den vazgeçmedik” diyerek borç para koparmak.
Gerçek bir adalet reformu hak ve özgürlükleri ve halkın savunma özgürlüğünü garantiye alan düzenlemelerle yapılır. AKP’nin “Reform Paketi”nde böyle bir anlayış yok.
“OHAL KISITLAMALARININ KALDIRILMASINA DAİR BİR ŞEY YOK”
Örneğin, OHAL kararnameleri ile pek çok hak ve özgürlük, savunma hakkı kısıtlandı. Ve bu kısıtlayıcı düzenlemeler sadece OHAL süresi ile de sınırlı kalmadı. Hâlâ devam ediyor. AKP paketinde bu kısıtlamaların kaldırılmasına dair hiçbir şey yok.
Bir de yasalarda ve içtihatlarda olduğu halde uygulanmayan hükümler var. Örneğin 3713 Sayılı Kanun’un 7/2 maddesi. Terör örgütü propagandası yapmak suçu. Bu hükümle ilgili çok sayıda AİHM kararı ve AB’nin baskıları sonunda maddede bir değişiklik yapıldı. 7/2’nin uygulanması için bir terör örgütünün düşüncelerini paylaşmak yetmez, şiddet ve terörün de savunulması gerekir, dendi. Fakat bu değişiklik mahkemeler tarafından ısrarla uygulanmadı. Değişiklik uygulansa BAK (Barış Akademisyenleri) açıklamasından kimseye ceza verilmemesi gerekirdi. Hatta dava bile açılmamalıydı.
AKP “İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak görüyoruz. Son 6 yıllık süreçte bu özgürlüğün gelişmesine yönelik önemli adımlar attık” diyor. Ama bunun doğru olmadığını biliyoruz. Hapishanelerdeki gazeteci, yazar ve sanatçıların varlığı; internet erişimine getirilen yasaklar; RTÜK yasakları; Wikipedia’nın hâlâ yasaklı olması vb. gerçeği gösteriyor. “Reform Paketi”nde bu konuda da bir düzenleme yok.
HALFETİ’DEKİ İŞKENCE ÖRNEĞİ
“Sistematik işkence veya kötü muamele iddiaları artık geride kalmıştır” deniyor. Fakat 15 Temmuz sonrası 12 Eylül günlerine döndük. İşkence artık açık açık yapılmaktadır. Daha birkaç gün önce Ankara’da eski Dışişleri Bakanlığı mensuplarına ve Halfeti’de yapılanları herkes duydu. Bu konuda da boş sözlerden başka bir düzenleme yok.
Tutuklama tedbiri ölçülü olacak, daha adil yargılama olacak, diyorlar ama nasıl olacağı belli değil. Yasal bir düzenleme yok. Son kısıtlamaların kaldırılmasını dahi vadetmiyorlar.
HSK VE AYM’NİN ÜYELERİNİ İKTİDAR SEÇERSE YARGI BAĞIMSIZ OLUR MU?
Yargı bağımsızlığından söz ediyorlar ama HSK’nin seçilmesi ve çalışması ile ilgili bir değişiklik yok. Hakimlere belli bir süre aynı il veya ilçede kalma garantisi vereceğiz, diyorlar. Bununla yargı bağımsız olur mu? HSK’nin bütün üyelerini, AYM’nin bütün üyelerini iktidar seçerse yargı bağımsız olur mu?
Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletilmesi neyi değiştirir? Aynı kafadaki kişi sayısını beşten on beşe çıkarsan ne değişir?
EĞİTİM SÜRESİNİ 15 YILA ÇIKARSAN DA FAKÜLTELER BURHAN KUZU GİBİ MEZUNLAR VERDİĞİNDE NE DEĞİŞECEK?
Eğitim süresinin beş yıla çıkarılması ve diğer süzgeçler sadece hukuk mezunu sayısını azaltmak için. Eğitim süresini 15 yıla çıkarsan da fakülteler Burhan Kuzu gibi mezunlar verdiğinde ne değişecek? Onca hukuksuzluk karşısında tek bir söz söyleyemeyen hukuk fakültelerine sahibiz. Beş sene eğitim verse ne olur bu fakülteler?
Hakim ve savcı yardımcılığı müessesi bir çözüm değil. Onun yerine hakim ve savcı sayısını arttırmak lazım. Hakim ve savcı yardımcıları dosyayı inceleyecek iddianame ya da kararı yazacak, hakim ve savcı da bunu onayarak açıklayacak. Dava sayısını azaltacak bir çözüm değil. Yardımcıları hakim ve savcı yapın.
Nöbet sistemi zaten var. Yeni ne getirecekler belli değil.
ÖNCE GETİRDİĞİN KISITLAMALARI KALDIR
“Avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerini de genişletiyoruz” diyorlar ama artık avukatları kalemlerin olduğu koridorlara dahi sokmuyorlar. Önce sen getirdiğin kısıtlamaları kaldır. Avukatlar dosya inceleyemiyor. Hakimin savcının odasına giremiyor. Dosyanın fotokopisini alamıyor. Kalemlere gidemiyor. Söylenenler avukatlara çok komik geliyor.
Avukatlara yeşil pasaport vaadi her zaman vardı. Umarız bu sefer yaparlar ama muhtemelen yeşil pasaport bütün avukatlara olmayacak.
Özetle bu vaatlere “göz boyama” vaatleri denebilir. İstanbul seçmeninin ve AB’nin gözünü boyama girişimi.