Kur'an sohbetinde AKP propagandası: İstanbul’u almak için cenneti pazarlıyorlar
Ataşehir'de Kur’an okumak için buluşan kadınların gününe katılan ve "hoca" diye tanıştırılan bir kadın, kadınları korkutarak iktidar propagandası yaptı.
Fotoğraf: DHA
Ataşehir Kayışdağı’da, Kur’an okumak için buluşan kadınların gününe katılan ve “hoca” olarak tanıştırılan bir kadının söyledikleri, din istismarcılığının geldiği boyutu gözler önüne serdi.
Kendisi de mukabeleye (Ramazan ayı boyunca camilerde ve evlerde toplu olarak Kur’an okunması) katılan bir kadın, yaşananları Evrensel'e anlattı. Mukabeleye gelen ve ‘hoca’ diye tanıştırılan bir kadının “Tayyip Erdoğan’ın peygamber olduğunu ve eğer peygamber İstanbul’u kaybederse İstanbul’un 3 yıl içinde bataklığa sürükleneceğini” söylediğini iddia etti. Toplantıda “Ak Parti’ye oy vermeyenlerin cehenneme gideceğinin” de söylendiğini ifade eden kadın, kendilerine “Erdoğan’ın iki eli öbür dünyada oy vermeyenlerin yakasında olacak” dendiğini de dile getirdi.
İZMİR, ANKARA, ADANA VE İSTANBUL’U MÜNAFIKLAR KAZANMIŞ!
Mahallede yaşayan 57 yaşındaki K.A. olayı şöyle anlattı: “Biz her hafta kom-şularla mukabeleye gidiyoruz. Bu hafta gittiğimiz ev sahibi dedi ki, ‘Kur’an’ı çabuk bitirin, başka hoca gelecek, sizinle sohbet edecek.’ Biz de alelacele okuduk. Sonra çarşaflı bir kadın içeri girdi, çantasında Kur’an vardı. Biz onu hoca sanıyorduk, o sıfatla geldi. Biz namazla, oruçla, teravihle ilgili bir şeyler anlatacak diye bekliyorduk. Söze ‘Babalarınız, anneleriniz, kardeşleriniz eğer küfürbazsa, namaz kılmıyorsa, münafıkların peşine gidiyorsa siz o annenin, babanın, kardeşin peşinden gitmeyin, onu itin’ diye başladı.”
Kur’an sohbeti adı altında iktidarın propagandasının yapıldığını söyleyen kadın, şöyle devam etti: “Hoca devleti anlatmaya başladı, ‘Bizim devletimiz çok perişan halde, peygamber gelmiş, bu peygamberin kıymetini bilen yok. Bizim liderimiz peygamberdir, başkomutandır, onun kıymetini bilmemiz lazım. Onun sayesinde Türkiye’de açlık yok, pahalılık yok. Bu ülkede yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda. İş de çok, kimse işsiz değil. Bunları hep bölücüler, teröristler söylüyor. Peygamberimiz Tayyip Erdoğan’a çamur atmak istiyorlar’ diye konuşmaya devam etti.”
"İMAMOĞLU ÇADIRLARI KALDIRDI" YALANI
Kendilerine Erdoğan için “Biz kadınlar onun kıymetini bilelim, İstanbul’u kurtaralım. Yoksa bu İstanbul 3 sene sonra bataklığa gider” dendiğini belirten K.A’nın aktardıklarına göre ‘Kur’an sohbeti’ şöyle devam etti: “Eğer bizim liderimiz seçimleri kazanırsa 3 sene sonra burası daha başka bir yer olacak. İzmir, Ankara, Adana, İstanbul’u münafıklar, şeytanlar kazandı. İçki içiyorlar, oruç tutmuyorlar, Ekrem İmamoğlu ramazan gününde kameranın önünde lıkır lıkır içki içiyor. Mesela bakın, İmamoğlu belediye başkanı oldu, bu sene İstanbul’da hiç iftar çadırı gördünüz mü? Yok. Onun peşinden gitmeyin, günahkar olursunuz. Oyunuzu Tayyip Erdoğan’a vermezseniz cehenneme gidersiniz, onun da eli iki yakanızda olacak...”
"SOHBET İÇİN GELDİN, İNSANLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYORSUN"
Geçen seçimde CHP’ye oy veren K.A, bu söylemler üzerine dayanamayıp söz istemiş. İmamoğlu’nun mazbatasının alındığını ve belediye başkanı olmadığını hatırlatmış. Aralarında geçen tartışmayı şöyle aktardı: “Beddua okuma, biz oyumuzu CHP’ye verdik, dedim. O da bana ‘Yok yok, sen önceden vermişsin, beddua sana geçmez. Ama şimdi verirsen o zaman sana da geçer’ dedi. Ben de içimden geçenleri söyledim; ‘İstanbul’u düşman götürmedi. İkisi de bu toprağın insanı. İki kişi seçim yapıyor; bunların biri kazanır, biri düşer. Sen namaz niyazla ilgili sohbet vermeye geldin, ama buraya siyaseti taşıdın, insanları birbirine düşürüyorsun. Biz normalde bu kapıdan giriyoruz, Kur’an’ımızı okuyoruz, gidiyoruz. Kimse kimseyi incitmiyor. Sen geldin, herkesi birbirine düşman ettin’ dedim. Sonra yine anlatmaya başladı; ‘Siz biliyor musunuz, Tayyip Erdoğan’dan önce camiler yoktu, önceden sizin kulağınıza ezan sesi geldiği hiçbir gün oluyor muydu’ dedi. Ben yine söz istedim, ‘Benim babaannem 95 yaşında, o ezanla büyüdü. Ben de 57 yaşındayım 5 yaşından beri örtülüyüm. Biz ezanla, niyazla büyüdük’ dedim. Ben bu kadar tepki gösterince yanımdaki kadın kalktı, gitti. Geçen yıl da böyle yapmışlar, o da kavga etmiş o zaman. Ama diğer kadınlardan bir ses çıkmadı. Sonra hoca dedikleri o kadın, ‘Bu kadar sohbet yeter, ben dua okuyayım’ dedi. Ama terden su içinde kalmıştı, bir tek duayı bile okuyamadı, hepsini karıştırdı.”
K.A, kadınların korktuğu için tepki göstermediğini düşünüyor. O gün orada olan ama tartışmaya katılmayan komşularından biri, sonradan evine gelerek onun için çok korktuğunu söylemiş: “Benim için çok korkmuş, ‘O kadın ya sana iftira atsaydı, Erdoğan’a hakaret ettin, diye seni şikayet etseydi. Bu yaştan sonra hapse mi girmek istiyorsun?’ dedi.”