Ömrü boyunca hiç gün yüzü görmedi
Gaziantep’te salı gecesi elyaf deposunda çıkan yangının dumanından zehirlenen 7 kişilik işçi ailesinden Firdevs ile Sevim Üzümlü adlarında iki kız kardeş hayatını kaybetmişti. Ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan baba Mehmet Üzümcü ise hastanede kritik durumunu koruyor. Yangının bir kez daha gün yüzüne ç
Yangının neden çıktığı belirlenemezken, kundaklama, sabotaj olma ihtimali iddia ediliyor. Aynı depoda daha önce de yangın çıktığını söyleyen mahalle halkı, yetkililerin neden elyaf gibi çabuk yanacak bir şeyin şehir içinde bu kadar kontrolsüzce tutulduğunu soruyor.
AİLE ZOR GEÇİNİYOR
Selahattin Eyyübi Mahallesi’ndeki taziye evinde görüştüğümüz aile yakınları, Üzümcü ailesinin hiç gün yüzü görmediğini anlatıyorlar. Mehmet Üzümcü’nün çocukluğundan beri çalıştığını anlatan yakınları, Üzümcü’nün 90’lı yıllardan itibaren Ünaldı Sanayi Sitesi’nde birçok yerde çalıştığını, ancak her seferinde fabrikaların kapanmasından dolayı işsiz kaldığını ve evinin geçimini sağlamakta zorladığını söylüyorlar. Üzümcü’nün işsiz kaldığı dönemlerde geçici işlerde çalıştığını anlatan yakınları, Üzümcü’nün eşi Fadile’nin de aile bütçesine katkı sağlamak için mevsimlik, yevmiyelik işlerde çalıştığını söylüyorlar. Daha birçok fabrikada da çalışan Üzümcü, son olarak da Kaplanser Halı Fabrikası’nda işe başlaşmış ve bir yıldan fazladır 830 lira civarında bir parayla çalışıyordu. Omuzlarında geçim zorluğu olan Üzümcü ailesi, yaşadıkları yangın olayından sonra ise adeta yakılmış durumda.
BUNCA YILLIK EMEK, ELDE VAR SIFIR
Anne Fadile Üzümcü’nün kardeşi Mikail Demirbaş, Üzümcü’nün hayatının sıkıntılarla dolu olduğunu söyleyerek, “Çocuklarının hayatını kurtarmak için çalışıyor, onları çok düşünüyordu. Onların okuması için çabalıyordu” dedi. Baba Mehmet Üzümcü’nün 20 yıldan fazladır işçilik yaptığını belirten Demirbaş, “20 yıldır kendine ne bir araba alabilmiş. Ne bir kendisine ait bir evi var. Ne yastık altı parası var. Ne de çocuklarına güzel bir hayat sunabilmiş. 20 yıllık emeği bu olmamalıydı. İşçi fabrikayı büyütüyorsa fabrika da işçiyi bir yerlere getirmesi, büyütmesi gerekir” dedi.
Demirbaş, ailenin kışın odun kömür alacak para bulamadığı için, halden getirdikleri fıstık kabuklarını yakıp ısındıklarını belirterek, devletin bu aileye yardım etmesini beklediklerini ifade etti.
CEBİNDE 170 LİRA VARDI
Anne Fadile Üzümcü’nün yeğeni olan Abdullah Demirbaş ise Üzümcü’nün asgari ücretle çalıştığını dile getirerek, “Ben başka firmada çalışıyorum. 200-300 lira fazla alıyorum. Beni de oraya aldır diyordu. Yaşı 42 diye almadılar. Şu an aldığı para yetmiyor. 7 kişilik aile, çocukların hepsi okula gidiyor. Bunun kirası, yemesi, içmesi var” diye konuştu.
Üzümcü’nün yangından zehirlenerek hastaneye kaldırılmasından sonra cüzdanını kendilerine verdiği söyleyen Demirbaş, “Maaşı çekeli 2 gün olmuş cüzdanda 170 lira para var. Belki daha vereceği borcu vardı. İşte siz düşünün halini” şeklinde konuştu.
İTFAİYENİN GEÇ GELDİ
Yangın çıktıktan sonra ailenin yakınları ve mahalle halkı itfaiyenin geç geldiğini ifade ediyorlar. Ali Şen, gece 3 surlarında yangının çıktığını belirterek, itfaiyenin 40–45 dakika geç geldiğini söylüyor. Gelen itfaiyenin ise yanında merdivenlerin olmadığını söyleyen Şen, “Merdiven için de 15 dakika beklendi. Burada itfaiyenin ihmalkarlığı çok yüksek” diye konuştu. (Gaziantep/EVRENSEL)