Saya tezgahından kamera arkasına: Mültecilerden mesaj veren filmler
İstanbul Bağcılar'da yaşanan bir grup mülteci genç, açtıkları YouTube hesabından yayınladıkları kısa filmlerle dertlerini anlatıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Ercüment AKDENİZ
İstanbul
İstanbul’un Bağcılar ilçesinde, yoksul sokakları film setine çevirdi onlar. Aziz saya işçisi, onunla birlikte kısa filmler çeken beş arkadaşı ise tekstil işçisi. Hepsi Suriyeli, hepsi mülteci hayat dolu gençler onlar.
Fikir ilk Aziz’in aklına gelmiş: “Sayacılık mesleğim. Küçüklükten beri çalış çalış yoruluyorsun. Gençliğini de yaşamak, bir şeyler yapmak istiyorsun. Bir gün sayada sezon boşluğu vardı. ‘Youtube’ aklıma geldi. Arkadaşlarıma sordum, kabul ettiler; çekmeye başladık filmleri.”
TEK KİŞİLİK SİNEMA ORDUSU
Gençler bugüne kadar 15 kısa film çekmişler. Bütün senaryolar Aziz’e ait. Yönetmenliği de o yapıyor. Üstelik montaj işleri de onun elinden geçiyor. “İşten geldikten sonra bazen sabahlara kadar montaj yapıyorum” diyor. Montajı da kendi kendine öğrenmiş. Filmin Türkçe alt yazılarının yazılması ve montajlanması da yine ona ait. Anlayacağınız tek başına bir sinema ordusu gibi çalışıyor Aziz.
“Zor olmuyor mu bütün bunlar” diye soruyorum. “Youtube’da belki bir gün tutarsa diye yapıyoruz bütün bunları. Onun için çok çalışmam lazım” diye yanıtlıyor, kendinden emin ve umutlu. Umut denen şey, biraz da saya tezgahından, tekstilde makas ve dikiş makinesinden kurtulmak onlar için.
İyi ama nasıl, bu işin geliri, getirisi ne olabilir ki? Gençler anlatıyor: “Bin takpiçin oldu mu Youtube reklam geliri veriyor. Misal bin takipçiye 7 dolar veriyorsa 1 milyon kişiye ulaştığında 7 bin dolar oluyor. Biz kararlıyız 1 milyonu geçmeye.”
DAYANIŞMAYI ÖREN KARELER
Gençlerin çektiği filmler arasında sadece bir tanesi 900 izleyiciye ulaşmış. Ama ileride milyonların kendilerini izleyeceğine inanıyorlar. Ayrıca mesele sadece para değil onlar için. Çekimler savaş mağduru aileleri eğlendirdiği kadar düşünmeye de sevk ediyor. Türkiyeli ve Suriyeli gençler arasında dayanışma ve kaynaşmayı sağlaması ise bir başka zenginliği bu amatör sinema ekibinin.
Çektikleri filmler arasında daha çok komediyi önde tutuyor gençler. Çünkü insanların gülmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorlar. Gülme eyleminin ön yargıları en aza indirdiğini görüyorlar. Aziz filmlerin hikayelerini anlatmaya başlıyor: “İnternette bir oyun var. Orada tava muhabbeti vardır. İlk filmimizi ona uyarladık. Bir hırsızlık hikayesiydi anlattığımız. Oyunda en güçlü silah tavaydı. Mahallede hırsızlığa yolu düşenleri tava ile yola getirdik.” (Gülüyor tabi bunu anlatırken)
Neşenin yanında hüzün de var elbette hayatlarında. Dolayısıyla çekimlere o hikayelerde yansıyor:
“Bir filmde yolda gidiyorum, hedefim Suriye’ye geri dönmek. Arkadaşım beni durduruyor. Vermek istediğimi mesaj şu: Suriyeliler bir gün mutlaka ayağa kalkar ve geri dönerler.”
FİLMİN KISA OLANI MAKBUL
Mahallede Youtube izlenme oranının hayli fazla olduğunu söylüyor gençler. En çok izlenenlerse komedi filmleri. Filmler onlara göre en fazla 4 ya da 5 dakika olmalı. Fazlası sıkar. Kısa filmler atölyelerde mola saatlerinde de uygun izlenmek için. Aziz, öykündüğü Suriyeli ünlü bir Youtuber’dan söz ediyor: “O Antep’te yaşıyor. 1 milyon 400 bin takipçisi var. Bu noktaya üç senede geldi. Biz neden başarmayalım?”
Gençler kadın oyuncu bulmak konusunda zorlandıklarını söylüyorlar. Birini bulmuşlar lakin erkek arkadaşı kızınca filmi kaldırmışlar. Hedefleri ileride karma oyunculuğu başarmak. Türkiyeli gençlerle daha fazla film çekmek de bir diğer hayalleri.
‘DEVAM ET AZİZ, İNŞALLAH BAŞARACAKSIN’
Türkiyeliler ile Suriyeliler arasındaki mahalle yaşamı da kısa filmlerin konusu. “Peki, bu bir risk değil mi, tepki gösterenler olmuyor mu” diye soruyorum. Verdikleri yanıtlar olumsuz bir tepki olmadığı yönünde:
“Örnek langırt oyunu. Türk arkadaşlar düşünerek ve yavaş oynuyor. Biz Suriyelilerse hızlı. Onu anlattık mesela, herkes güldü...”
“Usta Hırsızlar” filminde de bakkal soyanları ve bakkalcıyı kurtaranları anlatmışlar. Ayrıca mülteci işçilerle yaptıkları röportajları da siteye yüklemişler. İşçilerin çalışma koşulları, hedefleri ve hayalleri var bu çekimlerde.
“Pişmanlık”, “Davulcu” gibi filmler de hem güldüren hem mesaj veren filmlerden. Mahallede beraber gülüp, beraber eğlenen Türkiyeli ve Suriyelileri gençlerin hikayeleri çünkü onlar. Peki, ya filmlerin altına yapılan yorumlar? Şöyle diyor: Arapça yazılan yorumlardan biri: “Devam et Aziz, devam et inşallah başaracaksın.”
Bütün bu çabalar Aziz ve arkadaşlarını izbe atölyelerden kurtarır mı, bilinmez. Ama mülteci işçi gençlerin ortaya koyduğu emeğin bir arada yaşamı ördüğü kesin.
Mülteci gençlerin YouTube kanalına buradan ulaşabilirsiniz.