04 Haziran 2019 11:50

Arap otokratları Sudan’da umutları engellemek için nasıl komplo kurdu?

Demokratik yönetim yanlısı olmayan Mısır, Suudi Arabistan ve BAE, Sudan’daki hareketin taleplerinin gerçekleşmesini engellemek için harekete geçti.

Arşiv | Fotoğraf: AA

Paylaş

Simon TISDALL
Guardian

Hartum merkezindeki protestoculara yönelik ani ve vahşi saldırının, Sudan’ın askeri cuntası ile ülkenin geleceğinin şekillendirilmesine aktif olarak katılan otokratik Arap rejimleri arasındaki bir dizi toplantının ardından gerçekleşmesi, büyük ihtimalle tesadüf değil.

Analistler, demokratik yönetim dostu olmayan Mısır, Suudi Arabistan ve BAE yöneticilerinin Sudan’daki reform hareketinin taleplerinin gerçekleşmesini engellemek için harekete geçtiğini söylüyor.

Üçü de Ömer Beşir rejimini desteklemeyi denedi ve Beşir’in halk hareketi tarafından nisan ayında devrilmesinden bu yana, karşı devrimi kışkırtmak için bir komplo içindeler. Bu dönüm noktası artık gelmiş olabilir.

SİSİ’NİN ANILARI CANLANMIŞ OLMALI

Mısır Başkanı Abdulfettah Sisi için, Hartum’daki şiddet eski anıları canlandırdı. 2013’te, o zaman ordu generali olan Sisi, Kahire meydanlarındaki demokrasi yanlısı göstericilere yönelik saldırıları yönetmişti, yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

Sisi’nin müdahalesi Mısır’daki Arap Baharı’nı ezdi. Ardından kitlesel tutuklamalar, cezalar ve fiili diktatörlük geldi. Hartum’da işlenen cinayetlere rağmen Sudan’da bu ölçekte bir durum henüz yaşanmadı. Fakat barışçıl halk protestolarına yönelik tolerarans geçtiğimiz pazartesi aniden sona erdi.

Resmi olarak Geçici Askeri Konsey denilen Sudan cuntasının başı General Abdelfettah Burhan’ın Mısır’a bir ziyareti, muhalefet ile yeni bir yönetim oluşturmak üzere yapılan görüşmelerin geçtiğimiz ay sonu bozulmasının ardından geldi.

Sisi, “Sudan halkının iradesini” onurlandırma sözü vermiş olsa da, İslamcılarla savaşmaya yardımcı olacak istikrarlı ve mülayim bir Sudan istiyor. Ayrıca, generalleri desteklenmesi karşılığında Sudan sınırında ve Nil nehrindeki ihtilaflar konusunda imtiyazlar umuyor olabilir.

Mısır şimdiden cuntaya önemli yardımlarda bulundu, bölgesel etkisini kullandı. Şu anda Mısır’ın yönettiği Afrika Birliği, Beşir’in düşüşünün ardından orduya iktidarı devretmesi için 15 gün tanımıştı. Sisi’nin müdahalesiyle bu süre üç aya uzatıldı. 

MISIR’IN ARDINDAN KÖRFEZ TURU

(Sudan cunta lideri) Burhan ve yardımcısı; Hemedti olarak tanınan General Muhammed Hamdan Dagalo, Körfez’den de destek buldular. Kahire’nin ardından Burhan, Suudi Arabistan ile birlikte güvenlik güçlerinin iktidara el koymasının ardından 3 milyar dolar yardım sözü veren BAE’ye gitti. Veliaht Prens Muhammed bin Zayid, Burhan’ın “Sudan’ın güvenliğini ve istikrarını koruması”na yardımcı olacağı sözünü verdi.

Paramiliter Acil Destek Güçleri’nin de başı olan ve pazartesi günkü saldırıyı yönettiği belirtilen Dagalo, geçtiğimiz yıl işlenen Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle uluslararası ünlenen Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmek için Cidde’ye gitmişti.

Sudan ordusunun zaten Körfez monarşileriyle güçlü bağları vardı, Yemen’deki Suud-BAE savaşına katılıyordu. Toplantıdan sonra da Dagalo, “Sudan, İran ve Husilerin saldırı ve tehditlerine karşı krallığın yanındadır” dedi.

Sudan’daki demokrasi hareketi ve sivil aktivistler, tüm bu sırt sıvazlamadan memnun değiller ve Sudan’ın iç işlerine yabancı müdahale olarak görüyorlar. Fakat güç dinamikleri onlara karşı çalışıyor.

CUNTANIN ÇIKARI ABD’NİN ÇIKARIYLA ÖRTÜŞÜYOR

Generaller, muhalefetin sivil çoğunluklu bir geçici askeri-sivil hükümet talebine boyun eğmeleri gerekeceğinden korkuyor. Bölgenin Arap devletleri Sudan’ın gelecekteki politikalarını, özellikle güvenlik, terörizm ve İran konusundakileri etkileyebilmek istiyorlar.

Bu açıdan çıkarları Trump yönetiminin çıkarlarıyla örtüşüyor.

Washington, Sudan krizi gelişirken savaşın içinde yoktu. Açıktan diyalog çağrısı yaptı. Fakat Batı dünyasının bu önde gelen demokrasisi, Sudan’ın tutkuyla aranan demokratik rönesansını aktif destekleme konusunda sıfır ilgi gösterdi.  

Donald Trump, otokratik müttefikleri Suudi Arabistan ve BAE’nin politik liderliğine izin vermekten memnun görünüyor. Benzer tutum, Körfez devletlerin, Libya’daki çatışmalarda BM destekli hükümet yerine bir “güçlü adam”ı tercih etmesinde de mevcut.

Peki İngiltere, eski sömürge gücü, Sudan’ın ihtiyaç anında nerede? İngiltere’nin Hartum Büyükelçisi Irfan Siddiq, barışçıl ve müzakere edilmiş bir anlaşma için enerjik lobi faaliyetleri yürütüyor. Twitter’da çok aktif. Ancak bir bütün olarak İngiliz hükümeti umursamaz ve uzak görünüyor.

(Çeviren: Elif Görgü)

*Yazının orijinal başlığı: “Sudan; Arap otokratları reformistlerin umutlarını engellemek için nasıl komplo kurdu?​”. Arabaşlıklar Evrensel’e aittir.

 

ÖNCEKİ HABER

İşçi mektubu: Lanet olsun sırtımızdan geçinenlere

SONRAKİ HABER

Bosch işçileri: Seçimin tekrarı için AKP’nin iddialarına inanan yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa