Yargıçlar Sendikası Başkanı: Yargıç ve savcılar travma yaşıyor
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan siyaseten beğenilmeyen bir karar vermek durumunda kaldığında yargıç ve cumhuriyet savcılarının travma yaşadığını belirtti.
Fotoğraf: Evrensel
Eda AKTAŞ
İzmir
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Yargı Reformu paketini değerlendiren Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, siyaseten beğenilmeyen bir karar vermek durumunda kaldığında neyle karşılaşacağını bilmeyen yargıç ve cumhuriyet savcılarının travma yaşadığını belirterek yargı mensuplarının hukukun kendisini koruyamayacağını düşündüğünü ifade etti
Mevcut yargı düzenini etkilemesi beklenen Yargı Reformu Strateji Belgesi geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Adil yargılama hakkı, bağımsız ve tarafsız yargı iddialarının olduğu paketi gazetemize değerlendiren Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, “Öncelikle yargının bağımsızlık alanını açmak lazım bu da söylemle değil eylemle olur” dedi. “ dedi.
‘DEVLETÇİ YARGI MİLLETİ İKİNCİL KONUMDA TUTMUŞTUR’
Pehlivan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalarda Adil Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura töreninde yaptığı konuşmasında sıklıkla devletin adaletine vurgu yapmasına ilişkin, “Devletin adaleti tümcesini şöyle okuyabiliriz sanırım; Devlet yönetiminde bulunan siyasi iradenin, bulunduğumuz süreçte her yönüyle devlet aygıtına da sahip iradenin, devletin tüm organlarına sahip olduğu sanrısı ile adaletin sınırlarını kendisinin çizdiğini varsayarak, o sınırlar içerisinde adaletin gerçekleştirilmesine izin verilmesi ile sınırlı adalet. Yani devletin değil halkın, devleti var eden milletin ekmeğidir adalet. Millet adına verilen kararların yerine devlet adına verilen kararlara doğru bir gidişatın açıklanmasıdır. Gerçi bu sadece bu döneme has bir söylem değil. Devletçi yargı her zaman milleti ikincil konumda tutmuştur. Bunun itirafı zordu şimdi daha kolaylaştı” dedi.
‘YARGI, HİZAYA SOKMA KONUSUNDA ARAÇSALLAŞTI’
2010 yılı ve öncesinde yargı içerinde Fethullahçı yapının yerleştirildiğini ve Ergenekon, Balyoz, Oda TV gibi davaları hatırlatan Pehlivan, “Yargı eliyle yok edilen hayatlarla toplum dizaynı yapıldı. Yargı, gücün elinde hizaya sokma konusunda araçsallaştı. 2014’den sonra ise yargı bu kez başka dönüşüme uğradı ve bu kez farklı gruplar, boşaltılan yerlerde konumlanmaya başladı” diye konuştu. Yargıda bir travma ve korkunun hakim olduğunu belirten Pehlivan, “Siyaseten beğenilmeyen bir karar vermek durumunda kaldığında neyle karşılaşacağını bilmeyen yargıç ve cumhuriyet savcısı travmayı yaşıyor ve hukuka sırtını dayaması gerekirken hukukun kendisini koruyamayacağını düşünüyor. Bu durumda olan yargı mensubuna ‘Siyasetçinin çıkarına hareket etmekle mükellef değilsiniz’ demek yeterli değil tabi ki. Öncelikle yargının bağımsızlık alanını açmak lazım bu da söylemle değil eylemle olur. Aksi söz, sadece söz sahibinin benim dışımdaki kimseye itaat etmeyin demek anlamına gelir ki tarafsız kalarak karar verenleri kahramanlaştırır. Oysaki hukukun tüm kurallarının işlediği bir devlette kahraman hakim beklenmez. Her şey hukuk içerisinde çözülür” dedi.
‘BU REFORM NEYİ DEĞİŞTİRECEK?’
Yargı reformu paketinin çok bekledikleri gibi çıkmadığını ifade eden Pehlivan sözlerine şöyle devam etti; “İçerikten ziyade iyi görüntü vermek çabası gibi değerlendiriyorum. Analitik düşünceden uzak çoktan seçmeli bir sistemde öğretim veren üniversitelerden, her yıl binlerce mezun veren, hukuk fakültelerinin çokluğu nedeniyle istihdam sağlama maksatlı diye de düşündürüyor. Anayasada ve ilgili diğer mevzuat da pek çok madde varken yargıç teminatı yoksa, bu reform neyi değiştirecek merak ediyoruz. Adliye personelinin meslekte kariyer olarak gördüğü müdür olabilme hakları bile engellenmiş. Hakim yardımcılığı nasıl uygulanacak? Mesela sicil verilecek mi, kim verecek? O nedenle uygulamaya bakmak gerekir.”
Adli ve İdari Yargı Kararnameleri’ne de değinen Pehlivan, “Yine her kararnamede olduğu gibi sendikamız üyesi arkadaşlarımız kıdemlerine uygun olmayan yerlere gönderiliyor. Kalp hastası üyemiz Urfa’ya, Cumhurbaşkanına hakaret davasında beraat kararı veren bir üyemiz kısa aralıklarla üçüncü kez tayin görüyor. Bir taraftan reform açıklamasında coğrafi teminat getirileceği söylenirken bu şekilde tasarruf yapılıyor. Samimiyeti sorguluyoruz zira bu reform çalışmalarına ülkenin tek bağımsız yargı sendikası olan Yargıçlar Sendikası davet edilmemiştir” diye konuştu.