İzmir Büyükşehirle Tüm Bel-Sen arasında TİS süreci başladı
Emekçilerin talepleri, maddi, sosyal, iş yerlerine ilişkin ve demokratik-özlük haklara ilişkin olmak üzere 4 ana başlıkta bir araya geliyor.
Fotoğraf: Evrensel
Dilek OMAKLILAR
İzmir
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yetkili sendika Tüm Bel-Sen arasında TİS süreci başladı. TİS hazırlıklarını konuştuğumuz Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Anıl Kaçar, “söz yetki karar çalışanlarda” demek için, emekçilerin kürsüsünü kurmak ve karar aşamasında tüm çalışanlarla birlikte hareket etmek için bir süreç örgütledikleri belirtti.
Maaşların enflasyon ve döviz kuru karşısında sürekli eridiği bir ortamda, ekonomik kazanımların ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Kaçar, “Bu konu TİS masasında da önceliğimiz olacaktır. Ama biz bu toplu iş sözleşmesi süreçlerini sadece ekonomik değil, sosyal ve özlük haklarımızı da artıran bir süreç olarak görüyoruz” dedi.
‘HER AŞAMADA ŞEFFAFLIĞI ÖNEMSİYORUZ’
Bu aşamada kurumlarda 4 yıldır izlenen yoldan farklı olarak 2 konuyu çok önemsediklerini belirten Kaçar, “Birincisi taleplerimizin işyerlerinde yapacağımız toplantılarla, kurulan toplu sözleşme masalarıyla, çalışanlarla birlikte belirlenmesi. İkincisi görüşmelerin, her aşamasından emekçilerin haberdar olacağı bir şeffaflıkta yürütülmesi. Kısacası; söz, yetki, karar çalışanlarda demek için, emekçilerin gerçek kürsüsünü kurmak için yan yana ve birlikte yürümeyi temel aldığımız bir süreci örgütlüyoruz” diye konuştu.
‘TİS KOMİSYONU İLE MÜCADELE HATTIMIZI GÜÇLNEDİRDİK’
TİS taslağında yer alacak talepleri belirledikleri sürece değinen Kaçar şunları söyledi: “Yetki süresi boyunca sürdürdüğümüz örgütlenme çalışmalarımız kapsamında emekçilerden gelen taleplerin çoğunu içeren bir taslak çalışmayı oluşturduk. Bu taslak çalışmaya son halini vermek için, 15 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında büyük iş yerlerinde en geniş katılımla iş yeri toplantıları yaptık. Emekçilerin iradesinin bu sürece yansıması için bu toplantıların çok önemli olduğunu biliyoruz. İşyeri temsilcilerimizin de katkısıyla olabildiğince çok arkadaşımıza ulaştık. Ayrıca taleplerimizin altyapısını güçlendirmek için hukukçu ve müfettiş arkadaşlarımızın da yer aldığı bir Toplu Sözleşme Komisyonu ile ekonomik ve özlük haklarımıza dair tartışmalar yürüterek mücadele hattımızı güçlendirdik.”
‘EMEKÇİLERİN SÖZÜNÜ GÜÇLENDİREN BİR ÖRGÜTLENME’
31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerde işçi ve emekçiler işten çıkarıldı veya yerleri değiştirildi. Toplusözleşmede bu durumun önüne geçecek bir taleplerinin olup olmadığına ilişkin ise ilişkin sorumuza ise Kaçar şöyle konuştu: “Bu tür emek düşmanı politikalara karşı koymak salt sendikamızın gücüyle mümkün değildir. Toplusözleşmemizde işten atılmaları engelleyebilecek bir maddeyi itki olarak tartıştırabilir ve o maddeyi toplusözleşmeye de sokabiliriz ama memlekette yazılı hukukun, anayasanın bile nasıl iğdiş edildiğini düşünecek olursak sahici karşılığı toplusözleşmeye ekleyeceğimiz bir madde değil emekçileri iş yerlerinde özne kılan örgütlenmeyle, hak mücadelesini tüm emekçileri içeren bir hatta taşımaktır, emekçileri yalnızlaştırmamaktır. Dolayısıyla gerek memleket hattında gerekse yerelde tüm muhalefet ve demokrasi bileşenleri emekçilerin örgütlülüğünü esas alan ve buradan doğru emekçilerin sözünü büyüten, güçlendiren örgütlenmeleri esas almalıdır” dedi.
Toplusözleşme öncesi emekçilerle bir araya geldikleri toplantılarda öne çıkan taleplere değinen Kaçar, taleplerin, maddi, sosyal, iş yerlerine ilişkin ve demokratik-özlük haklara ilişkin olmak üzere 4 ana başlıkta toplandığını ifade etti.
İŞ YERİ TOPLANTILARINDA ÖNE ÇIKAN TALEPLER
Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube, iş yeri temsilcilikleri aracılığıyla yaptığı iş yeri gezileri ile toplu sözleşmeye hazırlanıyor.
Belediye emekçilerinin en önemli çalışma alanlarının başında ise temiz içme ve kullanma suyunun sağlanması ve ortaya çıkan atık suların bertaraf edilmesi gibi doğrudan halk sağlığını da ilgilendiren alanlarda hizmet üreten İZSU Genel Müdürlüğü geliyor. Tüm Bel-Sen İZSU İş Yeri Temsilciliği de içme suyu arıtma tesislerinden atık su arıtma tesislerine, laboratuvardan yatırım ve işletme birimlerine, abone hizmetlerinden teknik hizmet birimlerine kadar birçok iş yerinde toplu sözleşme gündemi ile iş yeri toplantıları düzenleyerek emekçilerin taleplerini topladı ve kimi iş yerlerinde belirlenen toplu sözleşme komiteleri ve temsilcileri ile toplu sözleşme hazırlıklarına başladı.
İş yeri toplantılarında öne çıkan talepler şu şekilde:
- Sosyal denge tazminatı adında ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin, İzmir İlçe Belediyelerinde çalışan personel ile arada oluşan ücret farkının giderileceği bir seviyeye arttırılması.
- 1 Mayıs başta olmak üzere resmi ve dini bayramlarda da ikramiye ödenmesi.
- İZSU Genel Müdürlüğünün yemek ihalesine çıkarak, ayrımsız tüm personele yemek hizmeti sunması.
- Başta büyük iş yerleri olmak üzere bütün iş yerlerinde kreşler açılması.
- Arazide çalışan tüm personele, sözleşmeli veya teknik hizmetler sınıfında olup olmadığına bakılmaksızın arazi tazminatı ödenmesi.
- Atık arıtma tesislerinde hidrojen sülfür gibi zehirli gaz tehlikesi altında çalışan personeller ile laboratuvarlarda sülfürik asit gibi kimyasallar ile çalışan personellere risk primi adı altında ek ödeme yapılması.
- Başta arıtma tesislerinde çalışan personeller olmak üzere çalışan tüm personele en az yılda bir kere belediye hastanesinde ücretsiz check-up hizmetinin sunulması.
- Eğitim, ölüm, taşınma, yakacak, kıyafet, engelli, doğum ve çocuk yardımı gibi sosyal yardım ödemelerinin toplu sözleşmeye girmesi.
- Veznedar ve tahsildarlara kasa tazminatı adı altında ek ödeme yapılması.
- Belediyeye ait sosyal tesisler ve otoparklardan tüm personelin ücretsiz veya indirimli yararlanması.
- Ulaşım kartlarının, İZELMAN otoparkları, arabalı vapur ve BİSİM’lerde de geçerli olacak şekilde iyileştirilmesi.
'İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZ KAZANIRSA BİZ KAZANIRIZ’
Anıl Kaçar diğer iş kollarında devam eden TİS süreçleriyle ilgili ise şunları söyledi: “İzmir sınırları dahilinde 4.5 milyon insana kamu hizmeti sunuyoruz. İşçi ya da memur ayrımı yapmaksızın belediyemizde hizmet üreten, iş üreten arkadaşlarımız kamu emekçisidir. Bu sebeple dayanışmadan da öte tüm sürecin ortak parçasıyız. İşçi arkadaşlarımız kazanırsa biz kazanırız, biz kazanırsak işçi arkadaşlarımız kazanır” diye cevap verdi.