Bülent Falakaoğlu: BDDK'nin kararı vatandaşa 'Borçla yaşa' demektir
Evrensel Ekonomi Yazarı Bülent Falakaoğlu ile ekonomik krizin halka yansımasını konuştuk.
Evrensel Ekonomi Yazarı Bülent Falakaoğlu, Gündem Özel'de Cem Şimşek'in sorularını yanıtladı. Falakaoğlu ile ekonomik krizin işçi ve emekçilerin bütçesine yansımasını, krizn derinleşeceği yönündeki göstergeleri, işsizlik ve yoksulluk gölgesinde kalan İstanbul seçimi tartışmalarını değerlendirdik. Falakaoğlu'nun değerlendirmelerinden öne çıkan bölümler şöyle:
"Türkiye ekonomisi düzeldi mi, borçlar mı azaldı ki, taksit sayıları artırıldı?
Vatandaş kriz nedeniyle tüketemez hale geldi. Bu durum teşvik verilen sektörler için de geçerli.
Kriz nedeniyle vatandaşın geliri azalıyor. Bu nedenle vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geliyor.
Vatandaş boğazından keser noktaya geldiği için süt ve süt ürünleri üretiminde azalma oldu.
BDDK’nin kararı, ‘Vatandaş borçlu yaşamaya devam etsin’ demektir.
110 milyar liralık kredi batağı var. Vatandaş zaten kredi borcunu ödeyemezken siz tüketimi teşvik ediyorsunuz.
Bir gerçek var ki, kredilerin ödenmemesinin nedeni gelirlerinin artmaması. Vatandaşın gelirini artırmak gerek.
Tüketimi artırarak krizi aşamazsınız. Ekonomi canlanır gibi oldu ama küçülmekten kurtulamadı.
Tüketimi teşvik ödenemeyen kredileri artırıyor. Vatandaşın hayatı borç harç içerisinde sürdürmek zorunda kalıyor.
Hükümet krizi aşmak üzere uzun vadeli adımlar atmak yerine geçici sorunu büyüten yöntemler tercih ediyor.
AKP iktidarı boyunca tarımsal üretimi dışa bağımlı hale getirdi. Döviz ucuzken avantajlı olan bugün üreticiyi de tüketiciyi de mağdur ediyor.
Tarım alanlarının betonlaşmaya açılması ve nüfusta yaşanan patlama nedeniyle üretim ihtiyacı karşılayamaz hale geldi.
Bundan önceki krizlerde, ekonomi dip yapıp yükselişe geçiyordu. Emareler şu an yaşadığımız krizin uzun vadeli olacağını gösteriyor.
Türkiye ekonomisi yüzde 4’ün üstünde büyümeden işsizliği azaltamaz. Ancak veriler ve beklentiler büyümenin daha düşük olacağını gösteriyor.
Başkanlık sistemi krizin sebebi değildi. Ancak krizin derinleşmesinin ve daha ağır yaşanmasının nedeni başkanlık sistemi oldu.
Hükümetin başkanlık sistemi onay alsın diye harcadığı miktar çok büyük. Bu borcun büyümesine ve krizin derinleşmesine neden oldu.
Hükümet faizle kavga ediyor gibi göründü. Ancak yüzde 15 olan faizler bugün yüzde 20’leri aştı.
Vatandaş seçimlerde ekonomik odaklı tercihte bulunduğunu gösterince, ekonomik vaatler öne çıkmaya başladı.
İktidarın rant ilişkileri çok fazla, bu yüzden AKP kaybederse sosyal harcamalara daha fazla bütçe ayrılabilir.
Belediye krize karşı vatandaşın yükünü hafifletecek adımlar atmalıdır. Bu belediye yönetimlerinin yükümlülüğüdür." (EVRENSEL WEB TV)