Eğitim Sen: Eğitim sistemi bu yıl da sınıfta kaldı
Eğitim Sen 2018-2019 eğitim öğretim yılında eğitimin durumunu değerlendiren rapor hazırladı.
Fotoğraf: Evrensel
Eğitim Sen tarafından hazırlanan “2018-2019 Eğitim Öğretim Yılında Eğitimin Durumu” raporuna göre Türkiye, eğitimdeki sorunların çözümü noktasında yine sınıfta kaldı. Raporda, eğitimin ihtiyaçlarını değil kendi ihtiyaçlarını gözeten iktidarın, öğrencilerin ilk tercihleri anadolu ve fen liseleri olmasına rağmen daha fazla imam hatip okulu açmaktan vazgeçmediğine dikkat çekti. Raporda ayrıca okulların yüzde 87’sinde spor salonu, yüzde 61’inde de kütüphane bile bulunmadığı belirtildi.
İktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda eğitim alanında hayata geçirdiği piyasacı ve dini eğitim merkezli uygulamaları ve eğitim sisteminin çözümsüz bırakılan yapısal sorunlarına dikkat çekildi. 2018-2019 eğitim öğretim yılına damgasını vuran “2023 Eğitim Vizyonu Belgesi”ne de değinilen raporda, belge kapsamında eğitim sisteminin bütün kademelerinin daha piyasacı ve ‘inanç merkezli’ olarak yeniden yapılandırılması, öğretmenlik meslek kanunu üzerinden öğretmenlik mesleğinin rekabet ve performans ekseninde itibarsızlaştırılması ve okul yöneticiliğinin ‘işletmeci’ bir anlayışa bürünmesi gibi gündemlerin ortaya çıktığı ifade edildi.
OKULLARIN YÜZDE 25’İ ÖZEL
Raporda, eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen ikili öğretim, özelleştirme adımları, kalabalık sınıflar, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve norm kadro gibi birçok sorununun bu yıl da çözümsüz bırakıldığına işaret edilerek bu sorunların adeta görmezden gelindiği belirtildi.
15 TEMMUZ’DAN SONRA KADROLU ÖĞRETMEN ATANMADI
Rapora göre, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Nisan 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 83 bin 366, ücretli öğretmen sayısının 92 bin olduğu açıklandı. Yine bu eğitim öğretim yılı itibariyle 54 bin 732 resmi, 13 bin 679 özel okulun bulunduğu Türkiye’de özel okuların resmi okullara oranının yüzde 25’e çıktığına vurgu yapılarak bu oranın 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 2 olduğu hatırlatıldı.
İMAM HATİPLER ARTIYOR AMA TALEP YOK
2019 LGS verilerine göre okulların yüzde 56’sının imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğu ancak MEB’in mesleki eğitim ve imam hatip lisesi temelli şekillendirilen okullaşma politikasının 2018’de öğrenciler tarafından kabul görmediğine vurgu yapılan raporda “2018 LGS’de 297 olan anadolu imam hatip lisesi sayısı, 2019 LGS’de 339’a çıktı. 2017/2018 eğitim öğretim yılına göre bu eğitim öğretim yılında okul sayısı artmasına rağmen imam hatip lisesinde okuyan öğrenci sayısı 10 bin 479 azaldı. LGS’de yerleşen öğrenci oranının en yüksek olduğu lise türleri sırasıyla anadolu lisesi (yüzde 29,72), fen lisesi (yüzde 28,08), anadolu imam hatip lisesi (yüzde 22,88); mesleki ve teknik Anadolu lisesi (yüzde 11,48) ve sosyal bilimler lisesi (yüzde 7,84) oldu. Öğrenciler, iktidarın tüm çabalarına rağmen tercihlerini, büyük çoğunlukla akademik eğitim veren okullardan yana kullandı” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE EĞİTİM HARCAMASI AZLIĞINDA MEKSİKA’DAN SONRA GELİYOR
Raporda, MEB Faaliyet Raporu verilerine göre okulların yüzde 25,71’inin ikili eğitim verdiği yani Türkiye’de her dört okuldan birinde ikili eğitim uygulandığı belirtilerek şu veriler paylaşıldı: “Okulların yalnızca yüzde 13’ünde spor salonu bulunurken kütüphanesi olmayan okul oranı yüzde 61, çok amaçlı salonu olmayan okul oranı ise yüzde 62 oldu. Bir Bakışta Eğitim 2018 Raporu’na göre, öğrenci başına ilkokuldan yükseköğretime kadar yapılan harcamalarda Türkiye, 4 bin 652 ABD doları ile OECD ülkeleri ortalamasının (10 bin 520 ABD doları) yarısına bile erişemedi. Türkiye, eğitime yapılan harcamalar noktasında Meksika’dan sonra eğitime en az harcamanın yapıldığı ülke olmayı sürdürdü. Eğitim kademelerine göre bakıldığında, OECD ülkeleri ortalaması okulöncesi eğitimde 8 bin 759; ilköğretimde 8 bin 631, ortaöğretimde 10 bin 10 ve üniversitede 15 bin 656 ABD dolarıyken, TÜİK’in 2017 eğitim harcamaları istatistiklerine göre Türkiye’de okulöncesi eğitime 2 bin 5; İlköğretime bin 591, ortaöğretime 2 bin 395 ve üniversitelere 3 bin 736 ABD doları harcandı.” (Ankara/EVRENSEL)
İZMİR'DE EĞİTİM EMEKÇİLERİ MEB'İ SINIFTA BIRAKTI
Eğitim Sen İzmir Şubeler ortak basın toplantısı düzenleyerek, 2018-2019 eğitim-öğretim yılını değerlendirdi. Emekçiler, Öğretmenlik Meslek Kanunu, ortaöğretim tasarımı, eğitim kurumlarına yönetici görevlendirme, eğitim ortamında yaşanan şiddet ve laiklik karşıtı uygulamalar ile ilgili değerlendirme yaparak Eğitim Sen 1 No'lu Şube’de basın toplantısı düzenledi.
Eğitim öğretim yılının raporunu okuyan Eğitim Sen 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardal, "Öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin omzundaki yükün arttığı 2018-2019 eğitim öğretim yılı, yoğun tartışmaların gölgesinde sona erdi. Özellikle Bakan Ziya Selçuk tarafından yürütülen değişim algısı ve sorunlara çözüm üretileceği beklentisi çöktü" dedi.
"AKP’nin uzun süredir temel politika metinlerinde yer alan ve bugüne kadar izlenen politikaların devamı niteliğinde olan birçok değişikliğin Bakan Ziya Selçuk tarafından cilalanarak kamuoyuna adeta pazarlandığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu adımların atılmasında eğitim çevrelerinde geniş bir uzlaşma olduğu iddiası ise yetkili ağızlardan dökülen ilk sözcükler olmakta. Ancak her defasında dile getirdiğimiz üzere, eğitim politikaları belirlenirken öğretmenlerin ve öğrencilerin düşünceleri yok sayılmaktadır" diye konuşan Vardal, sorunları sıraladı: "iktidarın okullaşma politikası kendi siyasi hedefine göre oluşturmaktadır. Özel öğretime teşvik politikaları sonuçlarını vermeye başlamıştır. Bugün bu oran yüzde 25'lere ulaştı. Eğitimde cinsiyetçi uygulamalar devam etmektedir. Eğitim, Diyanet, dini vakıf ve derneklerin kuşatması altındadır. Eğitimde vizyon belgesi yeni sorunları getirmiştir. Yeni orta öğretim sistemi de yapısal sorunlarımıza çözüm olamayacaktır. KHK ihraçları, sürgün, soruşturmalara çözüm üretilmemiştir. Eğitimde yaşanan şiddetin önüne geçilmemiştir"
"MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ"
Eğitim Sen’in 2326 öğretmene yönelttiği anket çalışmasının da bilgisini veren Vardal, gelen yanıtların bir kez daha MEB’in algı yönetimi için gösterdiği yoğun çabanın okullarda ve öğretmenler nezdinde bir karşılığının bulunmadığını gösterdiğini belirtti. Vardal, “Biz tüm bunlara rağmen kamusal bilimsel demokratik ve anadilde eğitim mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Kendi bulundukları alanlarda yaşanan sorunlarla ilgili bilgi veren şube başkanları da okullardan örnekler sundu. Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, "AKP iktidarı, okulları siyasal çalışmalarının aracı olarak kullanmıştır. Bu basına da yansımıştı. Aliağa ilçesinde MHP adayı ilçe milli eğitim müdürü ile birlikte çalışma yürütmüştü. Öte yandan siyasal iktidarın temsiliyeti boyutunda olan Binali Yıldırım, ‘biz adaletliyiz ve öyle davranıyoruz’ diyor oysa eğitim yılı boyunca bizler adaletsizliği yaşadık”dedi.
Eğitim Sen 4 No'lu Şube Başkanı İsmail Hakkı Şimşek de şubelerine bağlı Bornova ve Kemalpaşa ilçelerine ilişkin sorunları dile getirdi. Bornova’da özellikle ücretli öğretmen sayısının arttığını söyleyen Şimşek, en önemli taleplerinin tüm öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğini yineledi.
Eğitim Sen 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Süzer ise, Balçova, Narlıdere ve Karaburun ilçelerindeki sorunlara değindi. İlçe milli eğitim müdürlerinin keyfi uygulamalarından örnekler sunan Süzer, okullardaki mobingleri dile getirdi. (İzmir/EVRENSEL)
EĞİTİM SEN BURSA: EĞİTİM YILI SORUNLAR YUMAĞIYLA TAMAMLANDI
Eğitim Sen Bursa Şubesi, sendika binasında yaptığı açıklamayla 2018-2019 eğitim öğretim yılının büyük sorunlar yumağı içinde tamamlandığına dikkat çekti. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derya Şimşek Aksakal, geçen yıl LGS sonrası öğrencilerin yerleştirilmesinde tam bir karmaşa yaşandığını hatırlatarak “Birçok öğrenci yerleştirmeden dolayı mağduriyet yaşadı. Adrese dayalı sistemde ortaya çıkan hatalar yüzünden kimi öğrenci evinin yanındaki liseye yerleşemedi, adres dışı öğrenciler kayıt edildi” dedi. 2019’da tüm okullarımız tam gün eğitime geçecek denmişken Bursa’da hala birçok okulda ikili eğitime devam edildiğini anlatan Aksakal “Ancak biliyoruz ki depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan okullar bile yapılmadı. Ne zaman yapılacağını da bilmiyoruz. Hala inşaat bile başlamadı” dedi.
EĞİTİMİ ÖĞRETMENLER AYAKTA TUTUYOR
Siyasi ve dini alanda faaliyet gösteren dernek ve vakıfların okullarda kendi amaçlarına uygun ancak milli eğitimin temel amaçlarıyla ters düşen etkinlikler yapıldığını söyleyen Aksakal “Bilimsellikten uzak, laiklik ilkesini karşı yapılan her türlü çalışmanın gelecek nesiller üzerinde yaratacağı tahribat ülkemizi daha da karanlığa sürükleyecektir” değerlendirmesinde bulundu. Bir bürokratın öğretmenleri tanımlarken “patinaj yapan araçlar” demesine tepki gösteren Aksakal “Bu en basit ifade ile aymazlıktır. Bu sorunlar yumağı içindeki eğitim sistemini hala ayakta ise bunun nedeni öğretmenlerdir. Eğitim Sen’liler olarak çocuklarımızın, öğrencilerimizin eğitim hakkı için mücadelemizi artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu. (Bursa/EVRENSEL)
EĞİTİM-İŞ BURSA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNE KARNE VERDİ
2018-2019 eğitim öğretim yılının sona erecek olması nedeniyle Eğitim-İş Bursa Şubesi de İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger’e karnesini verdi.
Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger’in sınıfta kaldığını söyleyen Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “İl Milli Eğitim Müdürünün okul güvenliği konusunda ‘1’, kariyer ve liyakatı önemseme, eğitim planlaması, bilgi paylaşımı ve şeffaflık, özgüven, hukuka saygı, sendikalarla iletişim, mobbing ile mücadele, başarıyı artırma alanında ‘0’ verirken şaibeli mülakat, eğitimi siyasallaştırma ve okullar arası ayrımcılık alanında ‘5’ verdiklerini söyledi”
EĞİTİME SÖZ DEĞİL İCRAAT LAZIM
“Yarın 2018-2019 eğitim öğretim yılının son günü” diyen Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “Türkiye’de 18 milyon, Bursa’da ise 600 bine yakın öğrenci bir yıllık çalışmalarını değerlendirildiği karnelerini alacak. Biz de her yıl olduğu gibi bu yıl da , öğrencilerimizin yanında, Bursa İl Milli Eğitim Müdürü’nün çalışmalarını değerlendirdiğimiz karnesini hazırladık. Bilindiği üzere Sabahattin Dülger ilimizde Milli Eğitim Müdürü olarak 2. yılını doldurdu. Ancak kendisi geçen yıl sınıfını geçemediği için hala 1.sınıftadır. Bu haliyle de sınıf geçeceğine dönük biz öğretmenlere pek umut verememektedir. Sayın Sabahattin Dülger ilimizde 2. görev yılını tamamlarken Bursa eğitimi adına olumlu bir değişim yaratamamıştır. ‘Aynı tas aynı hamam’ düzeni devam etmektedir. Eğitim, üzerine güzel sözler edilen, felsefi konuşmalarla mülki amirleri mest eden sohbetleri yapmaktan daha önemli bir iştir. Sayın Sabahattin Dülger’e öğretmen görüşü olarak ‘Arkadaşlarınla ikili sohbetlerde seviliyorsun, ancak yapacak çok iş var. Eğitime söz değil icraat lazım’ diyoruz” dedi. (Bursa/EVRENSEL)