Demirtaş savunma yapıyor: AKP toplumsal parçalanmaya yol açıyor
HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: ‘Tutukluluk esas olmamalıdır’ diyen Erdoğan, benim için ‘Ne tahliyesi ya’ demişti.
Fotoğraf: HDP
HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, duruşmasında yaptığı savunmasında, “‘Tutukluluk esas olmamalıdır. Esas olan tutuksuz yargılamadır’ bunu yürütmenin başı söylüyor. Aynı kişi, ben Cumhurbaşkanı adayı iken ‘ne tahliyesi ya. Kim kimi tahliye ediyor. O bir teröristtir’ demişti.”
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 142 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı ana davanın duruşması Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başlandı. Tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılan Demirtaş’ın duruşmasını, HDP Meclis Başkanvekili Mithat Sancar, Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, milletvekilleri Alican Önlü, Mahmut Toğrul, Hüseyin Kaçmaz, Nusrettin Maçin ve yabancı heyetler takip etti.
Duruşma Demirtaş’ın savunması ile başladı. Demirtaş, 2012 yılında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eş genel başkanlığı yaptığı dönemde konuşmalarından dolayı hakkında “Suçu ve suçluyu övme” iddiasıyla hazırlanan fezlekeye dair konuştu. Demirtaş, “Parti genel merkezi olarak gerçekten Türkiye’de bugün de yapmaya çalıştığımız gibi ölümleri durdurmak, demokrasiye geçişi sağlamak için bizler mücadele yürütürken parlamento içinde ve dışında tarihi konuşmalar yapıyorduk. Bir siyasetçinin elindeki en güçlü mekanizma konuşmaktır. Söz söylemektir. Gittiğimiz her yerde yaptığımız konuşmalar gazetelerde her yerde yayınlandı. Bu konuşmalarımız aracılığıyla kamuoyuna ulaşarak siyasi faaliyetlerimizi yürütebilirdik. Dolayısıyla bu konuşmalar siyasi faaliyetten başka bir şey değil. Fezlekeye konu olan konuşma da bir siyasi faaliyetten başka bir şey değil” dedi.
MURSİ AÇIKLAMASI
Demirtaş, Mısır’da duruşma sırasında yaşamını yitiren Muhammed Mursi’nin ölümüyle ilgili “Yaşamını yitirmesinin sebebi ne olursa olsun, bu bir cinayettir. Altını çizerek belirteyim, benzetme yapmak için söylemiyorum; eminim Mursi’yi içeri atan darbeciler, yargılayan hakimler, o ve arkadaşları içerideyken onları medyada linç edenler Mısır halkı için çok iyi şeyler yaptıklarını düşünüyorlardı. Hapishane de normal ölüm diye bir şey yoktur. Özellikle siyasiler açısından hapisteki her ölüm, rejimin işlediği bir cinayettir. Müslüman kardeşler çizgisiyle hiçbir zaman yakınlaşmam olmadı. Tümüyle farklı yerlerde durduk. Bununla birlikte, ilkesel olarak şunun her zaman altını çizdim; siyasi düşüncelerinden dolayı kime saldırı olursa olsun mazlumun, mağdurun yanında oluruz. Kimliğine bakmadan. Mursi’nin cenazesi sabahın beşinde kaçırılıp ailesi ve bir grup avukat nezaretinde zorla defnedilmiş. Barbarlıktır bu. Bazı AKP yöneticilerinin buna tepki gösterdiğini gördüm ki çok haklılar. Cenazeye bu şekilde müdahale, barbarlıktan başka bir şey değildir” dedi.
“TAHLİYE EDİLSEM BİLE ADALET YERİNİ BULMAYACAKTIR”
Demirtaş, “Daha birkaç ay önce cezaevlerinde, yaşamına son vererek açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen tutsaklar oldu. Cenazeleri cezaevlerinden çıkarılıp kaçırılarak, bazılarına ailelerin bile katılması engellenerek defnedildi. Dolayısıyla herkesin kendini gözden geçirmesi lazım. Bugün Türkiye’de iktidar kendi iktidarını kutsallaştırarak, neredeyse tanrısal bir lütuf olarak topluma sunarak, biat etmeyeni düşmanlaştırarak toplumsal bir parçalanmaya yol açıyor. AKP iktidarı, kendi gücünü zayıflatacağını düşündüğü her kesimi ya vatan haini ya terörist ya da düşman olarak kodlamıştır. Biz öyle olmadığımızı zaten biliyoruz. Fakat bu kodlamayı yaparak toplumu paramparça eden herkes ağır vebal altına girmiştir. Kim bu hesabı kitabı yaptıysa yanlış hesap kitap yaptı. Türkiye toplumuna zarar veriyor. Biz de bu en az seviyede olsun diye mücadele ediyoruz. Şu saatte benim tahliye kararım verilse bile adalet sağlanmış olmayacak. Çünkü bu yargılamalar vesilesiyle siyasete ağır bir müdahale yapıldı” diye konuştu.
YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ
Demirtaş, hükümetin açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesine dair de konuşarak, şunları söyledi: “Yakın zamanda yargısal bozulmayı önlemek amacıyla yargıçlar Saray’a toplanmak suretiyle Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandı. Yargı üzerindeki baskıların kaldırılması yönünde verilen mesajlar önemliydi. Fakat usul esastan önce gelir. Yani yargı üzerinde baskı olmaması gerektiğini söyleyen yürütmenin başı, Saray’a topladığı hakimlere bunu yürütmenin başı sıfatıyla söylüyor. Bu bile başlı başına o belgenin içeriğinin ruhen boş olduğunu gösteriyor. Bir yürütme yetkilisi, yargıçları çağırıp perspektif veremez. Bir açıklama yapılacaksa yargıçların olduğu yere gitmelidir. ‘böyle yapın, şöyle yapın’ diyemez. Bu bile, şu aşamada Yargı Reformu Strateji Belgesinin hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığını gösterir. Aynı yürütmenin başı AİHM kararlarının öncelikli olarak uygulanması konusunda daha sıkı tedbirler alınacağını söyledi. Daha 4-5 ay önce ‘AİHM’in kararları bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar işi bitiririz’ demiştir.
“TUTUKLULUK ESAS OLMAMALIDIR” DİYEN ERDOĞAN BENİM İÇİN “NE TAHLİYESİ YA” DEMİŞTİ
“Tutukluluk esas olmamalıdır. Esas olan tutuksuz yargılamadır’ bunu yürütmenin başı söylüyor. Aynı kişi, ben Cumhurbaşkanı adayı iken ‘ne tahliyesi ya. Kim kimi tahliye ediyor. O bir teröristtir’ demişti. Süleyman Soylu’da ‘buyursunlar tahliye etsinler de görelim’ demişti. Bizi içeri attıranlar, medyada bizi linç ettirenler, Türkiye için çok iyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar. Nasıl ki, biz bugün Mısır’a bakıp yaşadıklarını trajediyle üzülüyorsak dünyanın geri kalanı Türkiye’ye bakıp öyle üzülüyor. İyi şeyler yapılmıyor. Doğru şeyler yapılmıyor. Yapılan şeylerin hepsi, herkese zarar veriyor. Zannediliyor ki bedeli sadece biz ödüyoruz. Hayır, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ki arkadaşlarım yaptılar hesaplamaları; bizim tutuklu olmamızdan kaynaklı olarak sadece 1 yıl içinde 630 dolar çıktı herkesin cebinden. Güven ortamı zarar gördü. Çünkü ekonomi zarar gördü. ‘Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak, içeride kalsın, sürüm sürüm sürünsünler’ diyenler bilmeli ki yıllık 630 dolar ödüyorsunuz biz içeride kalalım diye, kişi başına. Eğer ‘bu paraya değer’ diyorsanız, ‘biz açlık da çekeriz yeter ki içeride kalsınlar’ diyorsanız yanlış düşünüyorsunuz. Biz siz aç kalmayın diye mücadele ediyoruz. Yurttaşlarımız ölmesin diye mücadele ediyoruz.
Duruşma Demirtaş’ın savunmasıyla devam ediyor. (MA)